Sitesinde Mehmet dogan beyin yazisini okuyunca ben de bir seyler yazmak istedim. Oncelikle kendisine gelen maillere deginirsek, Turkiye'de 2 yaklasim var; birincisi turkler bir bok yapamaz inanci ve batiyi gozlerinde buyutme meraki, ikincisi ise bazen benimde farkinda olmadan yaptigim, eger guzel takdire sayan isler yapiliyorsa bunlari "aa ne guzel yapmislar" diyerek gecmek hicbir takdir mesaji birakmadan. Sitesinde yazdiklarina katilmayan 3-4 insan posta atiyorsa, sitesini sikca ve begeniyle izleyen yuzlerce de sessiz kisi var ama takdir etmeyi bilmedigimiz icin yazar sadece negatif geri donusleri okuyor.
Telekinetik maymun yazisindan sonra dusundum ve bu teknolojinin kullanilacagi alanlar icinde bilgisayarlarla direkt iletisim kurulmasi cok olasi, sesle iletisim yillardir deneniyor ve hala elle tutulur bir basari orani yok "bir cip taktirip :)" acil windows, kapan windows demek gayet olasi olabilecek. Hatta ileride "cipli bilisimci" "sade bilisimci" kavramlari olucak ve cipliler daha yuksek maas alabilecek, ofislerde calisanlar IT calisanlarina "windows mavi ekran gosterdi dediginde cipli bilisimcimiz emin adimlarla dur bi de ben konusiim sununla" diyebilecek :) Aslinda saka gibi gorunse de yanlis hatirlamiyorsam engelli bir ingiliz bilimadami (biyoelektronik konusunda uzman) koluna taktirdigi bir cip ile labratuarindaki kapilari otomatik olarak yaklastiginda actirabiliyordu ve bunu ben iki yil once okumustum yanilmiyorsam.
Bir de yirtinip bir seyleri oturtmayi deniyenlerin karsilastigi direnc var, "burasi turkiye, imkanimiz bu, ya sev ya terket" mantigi. Hayir kardesim burasi turkiye ve su anki imkanlarinizla beni yetistirdiniz, benimde hedefim ulkem icinde ki imkanlari olabildigince arttirmak kendi cocuklarim icin. Belki akintiya karsi yuzuyorum ama en azindan umutsuzluk ve piskinlik icinde kaybolmuyorum.
Babam ben ilk interneti kullanmaya basladigimda bana "oglum amerikadaki sitelere cok baglanma, cok yazar veya birseye internetten bakiim dedigimde ama bugun pazar acikmidir ki" diyordu. Cok degil 4 yil sonra bugun bana hadi oglum bizim ofisede kablosuz ag kursana diye basimda, ben ya senin ihtiyacin yokki orada deyip agzini yokladigimda, nedenmis o diye savunabiliyor kendini. Demekki bunlarin hicbirinin aslinda "turkiye'nin durumu" ile ilgisi yok, hersey "kendini gelistirebilmek" ile ilgili.
O yuzden hic aldirmamak lazim "turkiyenin imkanlari bu"cularina. Birakalim onlar kendi imkanlarinda yurusunler biz yeni imkanlarimizi insa ederken, bize golge etmesinler yeter.
15 Temmuz 2005
Vazgeçtim
Sitemi wordpress te kendi sunucumda yayınlamaktan vazgeçtim, bunun sebeplerinden biri google'a bağımlı olduğu için blogger arama yapıldığında direkt çıkıyor, birde buraya tatil resimlerini koyduğum için (çoğu yüksek çözünürlüklü) oldukça yer kaplıyorlar ve hello'dan bunu yapmak daha kolay geliyor, hiç kendi yerimi harcamadan. Wordpress gerçekten çok güzel gerek kategori özellikleri olsun gerekse tag imkanı olsun ama genede sayfamı seviyorum. Blogger'ın yakında kategorileri açacağına ve tag imkanı sunacağına inancım sonsuz :)
11 Temmuz 2005
Benim güzel web servisim
Yılda 30$a domain name artı şu starter planını sunan webhostingim bugün bana bir email atarak, biz sizin başlangıçta 50 MB olan kapasitenizi 500 MBa, 1GB aylık trafiğinizi 5 GB a yükselttik, size fantastico eklentisini sunduk (webdeki en güzel php scriptlerinin toplandığı bir eklenti) bir de ek olarak kuvvetli bir antivirus ekledik ve bunların hepsini bedavaya yaptık diye bir mail gönderdi. Ben "aa ne iyi adamlar diye donakaldım"
Tam da bugün blog kardeşliği toplantısında blogger ın eksiklerini konuşurken, wordpress yüklemeye yeltenmiştim ama kendi kendime ya 50 Mb hemen biter resim upload edince birde tekrar otur php ile uğraş da kur, çok uzun iş diyordum kendime. Şimdi ki derdim ise bana alternatif olarak sunduğu wordpress, pmachine, b2evolution veya nucleus dan hangi birisini beğensem de yüklesem oldu 2 tıklamayla. Birde blogger daki postları ben nasıl taşırım, otomatik bir yolu varmıdır? Yıpranırmıyım derdi var.
bir iki gün bunlarla uğraşıcam demektir bu...
Tam da bugün blog kardeşliği toplantısında blogger ın eksiklerini konuşurken, wordpress yüklemeye yeltenmiştim ama kendi kendime ya 50 Mb hemen biter resim upload edince birde tekrar otur php ile uğraş da kur, çok uzun iş diyordum kendime. Şimdi ki derdim ise bana alternatif olarak sunduğu wordpress, pmachine, b2evolution veya nucleus dan hangi birisini beğensem de yüklesem oldu 2 tıklamayla. Birde blogger daki postları ben nasıl taşırım, otomatik bir yolu varmıdır? Yıpranırmıyım derdi var.
bir iki gün bunlarla uğraşıcam demektir bu...
10 Temmuz 2005
Tekrar aşk
tekrar aşk
tekrar sevebilcekmiyiz
hiç sevilmemiş gibi
tekrar güvenebilcekmiyiz
topraktan yeni çıkan fidanın
dünyaya güvendiği gibi
nefes alabilcekmiyiz
kör gecelerde
yoksa sadece
düşünecekmiyiz anılarımızda
düşünülmemesi gereken
onca şey arasında
üzmek ve üzülmek
o kadar bağlı ki birbirine
keşke sevmek ve sevilmek de
bağlansaydı böyle
tekrar sevebilcekmiyiz
hiç sevilmemiş gibi
tekrar güvenebilcekmiyiz
topraktan yeni çıkan fidanın
dünyaya güvendiği gibi
nefes alabilcekmiyiz
kör gecelerde
yoksa sadece
düşünecekmiyiz anılarımızda
düşünülmemesi gereken
onca şey arasında
üzmek ve üzülmek
o kadar bağlı ki birbirine
keşke sevmek ve sevilmek de
bağlansaydı böyle
9 Temmuz 2005
Yahoo search ve yeni rüya
Yahoo'da deliler hastanesi diye arama yapan biri benim sayfama ulaşmış. İlginç.
Bugünkü rüyamda odamın panjurlarını otomatik açmak için bir uzaktan kumandası vardı, çok hoşuma gidiyordu, sabah uyanır uyanmaz (benim Türkiye sabahım genelde öğlen 2-3 gibi oluyor) basıyodum düğmesine mis gibi güneş ışığı giriyordu bahçeyi falan görüp huzurlu uyanıyordum. Bahçe katında olduğu için odam her gece kapatmak zorunda kalıyorum panjuru güvenlik açısından. Bizim üst kattaki panjurlarda gerçekten uzaktan kumandalı, anneme bu fikri sordum, dedim sabah uyanıp düğmesine basmak zor oluyor benimkilerde keşke kumandalı olsa üst kat gibi dedim, o da haklısın zor tabi uyanıcan da 2 adım atıp düğmesine basıcan, senin işinde zor onu nasıl düşünmedik biz dedi :)
Aslında ben bir de zamanlayıcı koymalı diyorum, akşam manuel kapatiim ama her sabah belli bir vakitte otomatik açılsın, saat 11 de mesela. Böylelikle düğmeye basmama da gerek kalmaz hem de daha kolay uyanırım güneş ışığıyla. Bu zamanlayıcı fikrini henüz anneme açmadım, alıştıra alıştıra.
Bugünkü rüyamda odamın panjurlarını otomatik açmak için bir uzaktan kumandası vardı, çok hoşuma gidiyordu, sabah uyanır uyanmaz (benim Türkiye sabahım genelde öğlen 2-3 gibi oluyor) basıyodum düğmesine mis gibi güneş ışığı giriyordu bahçeyi falan görüp huzurlu uyanıyordum. Bahçe katında olduğu için odam her gece kapatmak zorunda kalıyorum panjuru güvenlik açısından. Bizim üst kattaki panjurlarda gerçekten uzaktan kumandalı, anneme bu fikri sordum, dedim sabah uyanıp düğmesine basmak zor oluyor benimkilerde keşke kumandalı olsa üst kat gibi dedim, o da haklısın zor tabi uyanıcan da 2 adım atıp düğmesine basıcan, senin işinde zor onu nasıl düşünmedik biz dedi :)
Aslında ben bir de zamanlayıcı koymalı diyorum, akşam manuel kapatiim ama her sabah belli bir vakitte otomatik açılsın, saat 11 de mesela. Böylelikle düğmeye basmama da gerek kalmaz hem de daha kolay uyanırım güneş ışığıyla. Bu zamanlayıcı fikrini henüz anneme açmadım, alıştıra alıştıra.
Bonsai
Bugün kendime Bonsai aldım, odama da yakıştı doğrusu. Camona tipinde bir bonsai kendisi. Sürekli yönünü çevirmek gerekiyormuş, böylelikle aldığı ışık bakımından eşit büyüyormuş her tarafı, 15 cm birşey topu topu zaten. Hergün sulanacakmış, bir de sıvı besinini aldım bunun. Bakalım ben California'ya dönğünce kim bakacak buna.
Adını da Shinsaku koydum, en sevdiğim japon arkadaşımın adıydı California'da.
7 Temmuz 2005
Tablet PC hafıza kaybını önleyen yama
Microsoft tablet pc sürümünde kullandıkça hafızayı sömüren ve kullanıcıyı yeniden başlatmaya zorlayan bir sorun vardı, bu sorun şu yama ile giderilmiş. tablet PC sahiplerine duyurulur. (keşke tablet pc ler içinde alternatif bir işletim sistemi olsaydı)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)