6 Haziran 2007

Pinguar

Türk toplumunda sıkça gözlemlediğim bir şey var, gerçekten beğendiğimiz şeylerden pek etrafımıza bahsetmiyoruz. Bunu biliyorum çünkü ben kendim de bile bunu gözlemliyorum çoğu zaman. Birşeyi beğenmediğimiz zaman hemen eleştiriyoruz ama beğendiğimiz şeylere karşı çoğu zaman sessiz kalıyoruz. Ben de çoğu zaman sessiz kalıyorum halbuki beğendiklerimizin de övgüye ihtiyacı var bence. Bilmiyorum belki bir şeyi açıkca övmek bize ters geliyordur, yediremiyoruzdur belki de kendimize ama sebebi herneyse ben bunu değiştirmek istiyorum.

Pinguar adlı bloğun sahibi Pınar Yanardağ'dan ilk kez Türk Blog Yazarları sayesinde haberim oldu. Kendisi 21 yaşında ve linux - açık kaynaklı yazılımlar üzerinde bir çok proje üzerinde çalışmış ve çeşitli seminerler vermiş. Pınar'ın Kadınlar ve Linux hakkındaki sunumuna sadece linux ile ilgilenenler değil bence kadınların bilişim sektöründe azlığından yakınan tüm erkekler göz atmalı bence. Pınar Linux Kullanıcıları Derneği tarafından 2007 yılında en çalışkan penguen seçilmiş. (penguen linux işletim sistemi resmi logosudur) Bunun dışında sanırım Pınar'ın Web 2.0 olarak adlandırılan her serviste bir üyeliği bulunmakta. Pınar klasik gitar çalıyor, çeviriler ve makaleler yayınlıyor ve boş vakitlerinde fantastik öyküler yazıp manga çiziyor. Son olarak hem günlüğünü hem de internet sayfasını çok beğendim. Hakkında bir çok bilgiye ulaşabiliyor ve tüm çalışmalarını yakından takip edebiliyorsunuz.

Bence Pınar bilişim sektöründe çalışmak isteyen kadınlarımız için çok iyi bir örnek teşkil ediyor. Kendisiyle hiç tanışmadım ama gerçekten saygı duyuyorum, umarım aynı çizgide azimle devam edersin Pınar.

Bastır Mastır ve boyun yalama

Bu yanda gördüğünüz fotoğraf Taksim metro istasyonunda bir reklam panosunda yer almaktadır. Şimdi sevgili reklamcı arkadaşlar; Türk Dil Kurumu'nda "mastır" diye bir kelime yoktur ne var ki Google'da mastır diye aratırsanız bu kelimenin oldukça yaygın kullanıldığını göreceksiniz. Tamam yabancı sözcükleri türkçemize katma gayretiniz takdire şayan ama zaten master kelimesinin o anlamdaki türkçesi "yüksek lisans" olarak mevcuttur, bu mastır kelimesini okuyan ve düzgün bir ingilizce ve türkçe dil bilgisine sahip insan sizin reklamını yaptığınız programlardan koşarak kaçar. Hayır madem Work&Travel'ı ingilizce yazmayı biliyorsunuz, Master'ı da olduğu gibi yazın. Yabancı özentiliği biraz su yüzüne çıkmış sanki ürettiğiniz "mastır" kelimesinde;

-Abi master'a havalı bir isim lazım, yüksek lisans havasız kaçıyor
-Tamam o zaman okunduğu gibi yazalım mastır olsun
-Vaay çok yaratıcısınız

Bunun dışında geçenlerde arabayla giderken yol üstünde bir fotoğraf stüdyosu vitrini dikkatimi çekti, hani fotoğraf stüdyoları camlarında stüdyolarında çekilmiş yeni evli çiftlerin fotoğraflarını yayınlar ya, işte en yaratıcı yeni evli çift fotoğrafını gördüm orada;
"Damat gelinin boynunu yalıyordu!"
Hani tamam zevkler tartışılmaz, fantezi kulvarında böyle bir fotoğraf çektirmek istemiş olabilirsin ama bunu yayınlamalarına izin vermekteki mantık nedir? Arabayla geçerken stüdyonun camında bebek fotoğrafları, yeni evli birbirine sarılmış mutlu çiftlerin fotoğraflarını izlerken bir anda yüzünde şeytani bir gülümseme ile gelinin boynunu yalayan bir damat görmek garip oluyor gerçekten. Olayın şoku ile o vitrinin fotoğrafını çekemedim ne yazık ki...

29 Mayıs 2007

Gerçek herşeye rağmen ortaya çıkar

Joanna Newsom

İlkbaharın son günlerinde, ilkbaharı en güzel uğurlayabilecek, umut dolduran, hayal kurduran bir şarkı.Peach, plum, pear Joanna Newsom'dan geliyor.

Bu arada ben kakülü gerçekten seviyorum, çok seviyorum.

27 Mayıs 2007

Turkcell Mobil Gelecek


Uzun süredir yazamıyorum, cuma günü Turkcell Mobil Gelecek Yarışması'na başvurdum son başvuru gününde, ayın 23'ünde haberim oldu yarışmadan, 2 gün içinde 15 sayfalık proje raporu hazırlayıp Cuma günü bireysel başvurumu yaptım. Basit ama oldukça faydalı ve bağımlılık yaratabilecek bir fikir oldu bence cep telefonu kullanımı için. Bakalım hayırlısı ama ön eleme sonuçları sanırım 24 Ağustos tarihinde duyurulacak, oldukça uzun bir süre var yani. Başvuru belgesinde imzaladığım anlaşma gereği fikri buradan açıklayamıyorum.

16 Mayıs 2007

Hidrojen enerjisi

Hidrojen enerjisi hakkında Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu ile yapılan çok güzel bir röportaja potkal sayesinde ulaştım. İlgimi çekmez diyorsanız bile size bir vizyon katması açısından mutlaka okumanızı öneririm.

Bu arada Potkal gerçekten inanılmaz bir röportaj arşivi olma yolunda ilerliyor, nereden nasıl tarayıp buluyorlar bu röportajları bilmiyorum çünkü yapılan röportajlar sadece tek bir konu ile değil bir çok ilginç konudan çok güzel röportajlar var. Benim içinde bir hesap açmışlardı aslında sen de ekle bulduğun röportajları diye ama utanarak söylüyorum ne yazık ki hiç zaman bulamadım, bir de ben bu kadar ilginç röportajlara denk gelemiyorum internette neden bilmiyorum belki de haber alma kaynaklarımı güncellemem gerek :)

Ya şimdi tekrar bakıyorum siteye hakikaten nereden buluyorsunuz, nasıl bir google araması yapıyorsunuz bu röportajları bulmak için? Günde kaç RSS okuyorsunuz? Kaç site takip ediyorsunuz? Nedir sırrınız :)

12 Mayıs 2007

Sosyal firmalar rehberi

Mert Alemdar'ın günlüğünde gördüğüm bir haberi paylaşmak istedim. Nasil1firma.com adında yeni bir site açılmış, burada insanlar sansürsüz olarak çalıştıkları veya iş görüşmesine gittikleri firmalar hakkında deneyim ve fikirlerini paylaşıyorlar. Bence gerçekten güzel bir proje. Böylelikle firmalar sadece isimlerinin arkasına saklanamıyor ve onlar hakkında ki içeriden gelen anonim fikirleri de duyma hakkına sahip olabiliyorsunuz.

Amerika'da bu tür popüler yayınlar bile var aslında, Amerika'nın çalışılacak en iyi 100 şirketi vs adı altında. Eğer nasil1firma.com'da ileride bu tür bir genişleme yapıp toplu ve sosyal oylarla belirlenmiş ve sektörlere göre ayrılmış bir liste hazırlarsa bence yerinde olur.

Bunun dışında Amerika'da gördüğüm faydalı bir sistem daha var. Türkiye'de erkeğin maaşı kadının yaşı sorulmaz diye bir deyim vardır. İşte bu servis bu deyimi yıkacak nitelikte (hanımların yaşı afişe edilmiyor merak etmeyin :) ) Kullanıcılar bir servise üye olduktan sonra anonim olarak çalıştıkları sektörü, iş yerindeki pozisyonlarını ve aldıkları maaşları ve prim + sigortayı yazıyorlar. Birçok kişi bu şekilde giriş yaptıktan sonra işin eğlenceli kısmı başlıyor, aldığınız maaşı diğer şirketlerde sizin pozisyonunuzda olanların maaşlarıyla karşılaştırabiliyorsunuz, böylelikle enayi yerine mi koyuluyorsunuz yoksa çok mu şanslısınız anlayabiliyorsunuz. Arama sırasında hangi şirketlerin ne kadar maaş verdiklerini de aşağı yukarı görebiliyorsunuz. Bence mutlaka bu yönde de bir site açılmalı veya nasilbir1firma.com bu yönde de bir çalışma yapmalı ama tabii ki anonimliğe ve güvenliğe önem vermeli (mesela kişilerin gerçek ad ve soyadları kesinlikle sorulmamalı).

Bu gibi servisler sayesinde sosyal internetin kullanıcılarına önemli geri dönüşümleri olabilir. Hem Türkiye'de iş dünyasının profesyonelleşmesi hem de haksızlıkların sona ermesi açısından bu tür servisler mantıklı olacaktır.