10 Ağustos 2005
Mangal Partisi
9 Ağustos 2005
8 Ağustos 2005
En büyük pot
Sanırım hayatımdaki en büyük potu Kenya'lı arkadaşımla konuşurken kırdım.
Sıkılmış evde oturuyoruz, hava da çok sıcak. Ben de hadi havuza gidelim yüzer güneşleniriz falan dedim.
O da "tabi benim avuç içlerim beyaz kalmış" dedi. Ben yok sen yüzersin ben güneşlenirim diye toparlamaya çalıştım ama olmadı. Gittik bi yerde pizza yedik sonra.
Sıkılmış evde oturuyoruz, hava da çok sıcak. Ben de hadi havuza gidelim yüzer güneşleniriz falan dedim.
O da "tabi benim avuç içlerim beyaz kalmış" dedi. Ben yok sen yüzersin ben güneşlenirim diye toparlamaya çalıştım ama olmadı. Gittik bi yerde pizza yedik sonra.
akşam yemeği hatırası
Bodrum'dayken yaşadığım bir olay şimdi aklıma geldi gene gülmeye başladım kendi kendime.
Gece 11 buçuk civarında ben acıktığıma karar verip sitenin lokantasına gidiyorum yürüyerek ama içimden eminimki kapalı diyorum, şaşırarak o saatte bile açık olduğunu görüyorum. Tek müşteri benim haliyle.
Girişte bekleyen garsonla diyaloğumuz aynen:
-pardon mutfağınız açık mı?
(garson biraz şaşkın bir ifadeyle)
-açık görmek istermisiniz? (diyor ve eliyle hakikaten mutfağı gösteriyor) (ilk şok)
-yok ben yemek yiyecektim onun için sordum
-o da olur (ikinci şok)
-e peki neleriniz var?
-siz ne istersiniz? (üçüncü şok, sanki tüm dünya yemekleri var)
-e varsa bir menü alabilirim, ya da balığınız var mı?
-var tabi
-ne balığı?
-siz ne istersiniz? (dördüncü şok, adam saymaya üşeniyor)
(ben alışıyorum artık)
-varsa bi lüfer alabilirim
(tam oturmak üzere ileri yürürken)
-tabi, oturmazmısınız? (beşinci şok)
-e mümkünse
neyse balık,salata ve bira üçlüsünden sonra hesabı öderken garson
-aslında lüferden 12 alıyoruz ama ben size 10 yazdım
(hani sanki dileniyoruz, bi kolaylık yap falan demişiz, neyse verirdik yani heralde kanı pek bi ısındı bana)
-saolun, iyi akşamlar
-hep gelin (son şok)
(bi daha hiç gitmedim)
Gece 11 buçuk civarında ben acıktığıma karar verip sitenin lokantasına gidiyorum yürüyerek ama içimden eminimki kapalı diyorum, şaşırarak o saatte bile açık olduğunu görüyorum. Tek müşteri benim haliyle.
Girişte bekleyen garsonla diyaloğumuz aynen:
-pardon mutfağınız açık mı?
(garson biraz şaşkın bir ifadeyle)
-açık görmek istermisiniz? (diyor ve eliyle hakikaten mutfağı gösteriyor) (ilk şok)
-yok ben yemek yiyecektim onun için sordum
-o da olur (ikinci şok)
-e peki neleriniz var?
-siz ne istersiniz? (üçüncü şok, sanki tüm dünya yemekleri var)
-e varsa bir menü alabilirim, ya da balığınız var mı?
-var tabi
-ne balığı?
-siz ne istersiniz? (dördüncü şok, adam saymaya üşeniyor)
(ben alışıyorum artık)
-varsa bi lüfer alabilirim
(tam oturmak üzere ileri yürürken)
-tabi, oturmazmısınız? (beşinci şok)
-e mümkünse
neyse balık,salata ve bira üçlüsünden sonra hesabı öderken garson
-aslında lüferden 12 alıyoruz ama ben size 10 yazdım
(hani sanki dileniyoruz, bi kolaylık yap falan demişiz, neyse verirdik yani heralde kanı pek bi ısındı bana)
-saolun, iyi akşamlar
-hep gelin (son şok)
(bi daha hiç gitmedim)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)