Gecen gun can sikintisindan ve o saatte daha duzgun bir film oynamadigindan transporter 2 ye gittik. Tamam klasik hollywood aksiyon filmi zaten cok umitli gitmemistik ama bu kadar mi kotu olur. Jason abi neler yapti oyle, arabayla ucarak giderken arabanin altindaki bombayi vincin kancasina takip gene 4 teker ustune dustu, kursunlardan sag sol yaparak kacti (keanu abimiz o hareketler icin matrix'de filmin basindan beri kasiyordu), jet skiyle karayolunda otobus kovaladi, dusen jetin icinde g-force a karsi koyarak adam dovdu ve daha neler neler. Kisacasi bizim Kara Murat'i bile golgede birakti. Bir de film bastan sona reklam kusagi zaten, gisede cok basari yapamayacagini tahmin edip bari filmin parasini sponsorlardan cikaralim mantigi sanirim.
19 Eylül 2005
18 Eylül 2005
Amerika'da saglik hizmetleri
Bu gece Sina peynir keserken bicakla parmagini kesti, derin kestigi icin dikis gerekebilir diye hastaneye gitmeye karar verdik. En yakin hastaneyi aradik cevap vermedi telefon, hastane kapanmis meger (yeterli para kazanamadigi icin kapanmis!). Baska nereden hastane bulabiliriz diye internnette aranirken Sina'nin kanamasi devam ettigi icin iyisimi biz 911'i arayalim onlara soralim dedik. Arar aramaz bir suru sorular bilinci yerindemi nefes aliyormu bileginimi kesti, yok sadece parmagini kesti biz sadece hastane sorcaktik dedik ama ben coktan ambulans gonderdim bile dedi, e iyi parmak kesigine ambulans diye bekliyoruz, 20 dakika gecti sehir merkezine ambulans gelemedi birden kapiya itfaiyeceler geldi. Biz hayirdir dedik, meger 911i aradinmi bunlar cumle alem geliyormus. Neyse zaten adamlar gelene dek kanama yavaslamisti bizde yok ya taksiye atlar gideriz hastaneye dedik, ambulansi iptal edin (zaten sehir merkezine yarim saatte gelemedi ambulans).
Hastaneye acile geldik saat 9 gibi, acilden girer girmez sira sira vezneler var icerisi oldukca kalabalik. Neyse ilk kaydimizi yaptirdik bekliyoruz. Kaydi yaptiriken Sina gorevliye veznenin altindan kolunu uzatiyor camdaki araliktan, kadin o araliktan tansiyon olctu, garip falan dedik. Aradan neredeyse 40 dakika gecti, Sina'yi cagirdilar. O sirada kanama zaten durmustu coktan ama ilk geldigimizde kaniyordu hala. Neyse bir kac sey daha sordular gene bekliyoruz. Hic abartmiyorum Sina'nin tedavi icin iceri girdigi saat gece 1.15di, acilde ilk mudahale icin 9'dan gece 1.15e kadar yarayi hic bir doktor gormeden 4 saat bekledik. Bu arada Sina 5 vezne dolasti. Iceride doktor Sina'ya yara zaten kendiliginden kapanmis ama ne olur olmaz biz gene acip temizleyelim demis.
Iceride asil beni dehsete dusuren bir diyaloga sahit olduk Zeren'le. Cok yasli tekerlekli sandalyede oturan bir adam vardi, hemsire adamin basina geldi, dosyasina bakti ve "saat 5'ten beri bekliyormusun" dedi, adam da "hayir saat 4'te geldim" dedi. Hemsirenin adami tedavi icin iceri aldiginda saat 1.30du, yani adam 9.5 saat beklemis acilde. Gercekten saka gibiydi ve bu gittimiz hastane ozel bir hastane zaten Amerika'da devlet hastanesi kavrami var mi bilmiyorum cunku SSK gibi bir saglik sistemleri yok. Dunyanin en iyi ekonomisine sahip ulkesinde ki saglik sistemini bizim SSK ile karsilastirinca inanin SSK daha iyi, biz ozel sigortamiz olmasina ragmen bunlari yasadik burada. Turkiye'de herhangi bir saglik ocagina gitsek cok daha kisa surede gerekli tedaviyi alirdik. Burada sanirim saglik sistemi gercekten cok sorunlu ve adaletsiz, zannedersem Bush yonetiminin en cok elestirildigi konulardan biri de buydu.
Mp3 calar
Hic aklimda yoktu, zeren kendine ararken bunu bulduk ve sanirim dayanamayip alicam. 512MB lik versiyonu posta masraflari dahil 60$a geliyor ve benim gibi kulaklik kablolarindan nefret eden biri icin oldukca faydali bi urun. Tek sorunu usb1.1 olmasi, bu dosya transferini yavaslaticaktir ama olsun, 10 saat muzik calabiliyor tek sarjla, usb uzerinden sarj oluyor, 45 gr. agirligi. Urunun adi Butterfly 2 MP3 player. Gerci bunlari ureten Thanko adli japon sirketi urunun ileri versiyonu Butterfly 4 u bile piyasaya cikarmis ama onlar buraya gelmedi henuz bir de ara kablosunu oole firfirli yapmis falan cok isinamadim. Bir de bu var, daha shik gorunumlu yanina da bi led koymus sarki isimlerini yazan. Kafanizda kulaklikla mp3 dinlerken yan taraftaki led'i aleti kafanizdan cikarmadan nasil mi goruceksiniz? Yaninizdaki arkadasa soruyorsunuz ekranda ne yaziyor diye, arkadasiniz yoksa sokaktan birini cevirip sorun o size okur.
Bu arada Zeren siparisi verdi onunki gelsin ses kalitesine gore bende alicam. Bu arada urun mankenimizin de Zeren'in aklini celdigini dusunuyorum ben.
16 Eylül 2005
Blogger blog arama
Blogger'in son yeniligi blog arama motoru olmus, buradan test edebilirsiniz.
Bunun disinda bugun farkettim ki turkce sayfadaki yorumlarda bir sorun varmis, onu duzelttim.
Bunun disinda bugun farkettim ki turkce sayfadaki yorumlarda bir sorun varmis, onu duzelttim.
15 Eylül 2005
Kadinlarin ayaklari
Dikkatimi cekti, cogu kadin internet sayfalarina, profillerine ya da bloglarina ayaklarinin cesitli kompozisyonlarda cekilmis fotograflarini koyuyor ama bunu yapan bir erkege henuz rastlamadim. Acaba bende 44 numara ayagimin fotografini internette yayinlasam bir ilk olurmuyum diye dusundum, sonra estetik kaygilardan dolayi vazgectim.
14 Eylül 2005
Musterinin isteklerini tercume edebilmek
Japonya'da eski ve koklu bir camasir makinesi ureticisi varmis, bunlarin basarili ve cok satan bir modeli varmis. Bu model ozellikle dayanikli ve uzun omurlu olmasiyla unluymus ve servis istegi cok dusukmus fakat bir sure sonra ozellikle kirsal alanlardaki kullanicilardan servis hizmeti icin yogun bir geri gonderme yasanmis. Uzun sure bunun sebebini arastiran sirket en sonunda sebebi bulmus. Uzun suredir dayanikliligi ile unlenen bu camasir makinesini kullanicilar sadece kiyafetlerini degil, patateslerini yikamak icin de kullanmaya baslamis! Cunku tarimda bu patatesleri yikamak icin satilan makinalar bundan cok daha pahaliymis. Bunun uzerine japon sirketinin yaptigi hamle ise cok sasirtici, onlar urunun uzerine lutfen patateslerinizi bu makinada yikamayiniz yazmamis ya da bu sebeple bozulan urunler garanti kapsami disindadir dememis, aksine onlar makineyi gelistirip patates yikamak icin bile dayanikli hale getirmis. Servise gonderilen makine sayisi aniden dusmus, makine satislari buyuk oranda artmis. Bu hamle ile sirket hem teknik servis ihtiyacini dusurmus, hem pazar payini genisletmis (patates yikama makinasi alanina girerek) hem de musteri memnuniyetini kazanmis.
Bazen musterilerin istekleri vardir ve bunlari dile getiremez, nasil dile getirecegini bilemez veya sadece cekinir. Iste modern pazarlamanin gereklerinden biri de bu istekleri tercume edebilmektir. Musteriye neyi nasil kullanicagini ogretmek yerine onlarin ihtiyaclari neler ve neler bekliyorlar urunden onu dinleyip tasarimlarimizi ve pazarlamamizi buna gore yapmak gerekir.
Aklima Turkiye'de ki bilgisayar teknik danisma hattini arayip benim bilgisayarimin kahve tutacagi kirildi (cd-rom surucusu) diye arayan kullanici geldi. Belki de sasirmamali ya da gulmemeli ve cd-rom surucu kapaklarini daha dayanikli uretmelityiz. Bende cogu zaman bilgisayar basinda kahvemi icerim ve cogu zaman koyucak bir yer bulamam masamda aslinda.
Bazen musterilerin istekleri vardir ve bunlari dile getiremez, nasil dile getirecegini bilemez veya sadece cekinir. Iste modern pazarlamanin gereklerinden biri de bu istekleri tercume edebilmektir. Musteriye neyi nasil kullanicagini ogretmek yerine onlarin ihtiyaclari neler ve neler bekliyorlar urunden onu dinleyip tasarimlarimizi ve pazarlamamizi buna gore yapmak gerekir.
Aklima Turkiye'de ki bilgisayar teknik danisma hattini arayip benim bilgisayarimin kahve tutacagi kirildi (cd-rom surucusu) diye arayan kullanici geldi. Belki de sasirmamali ya da gulmemeli ve cd-rom surucu kapaklarini daha dayanikli uretmelityiz. Bende cogu zaman bilgisayar basinda kahvemi icerim ve cogu zaman koyucak bir yer bulamam masamda aslinda.
12 Eylül 2005
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)