Uzun suredir aklimda olan ama yazmayi unuttugum iki baglanti vardi fotografcilik ile ilgili.
Birincisi deviantart da ratladigim Akif Hakan Celebi'nin portfolyosu. Su anda Florida'da yasayan sanatcinin ozellikle uzakdogulu modellerle olan calismalarini cok begendim. Kendisi ayni zamanda netmagazin Ekstrem'in kurucularindan.
Bir digeri ise Nazif Topcuoglu. Kendisi Genis Aci yazarlarindan ve ozellikle sakatatlarla ilgili fotograflarini ve yeni okuyucular serisini cok begendim.
18 Ekim 2005
16 Ekim 2005
Kontrol ve butunluk
Hayatim uzerinde ne kadar kontrolum var? Bagimsiz kararlar verebiliyormuyum? Benim bugune kadar yasadiklarimi yasayan biri, benimle ayni cevrede buyuyen biri farkli bir karar verebilirmiydi? Ya da ben soz gelimi bir seri katil ile birebir ayni hayati yasasam, onun anilariyla buyusem ben de o cinayetleri islermiydim? Onun yerinde olsam soyle yapardim ile gelen cumleler sacma degil mi? Onun yerinde olsaydin ayni seyi yapardin cunku. Dogustan kotu diye bir kavram olabilir mi? Beni ben yapan bugune kadar cevremle olan etkilesimim degil mi? Bunun sonucu olarak benim alacagim kararlar zaten bir bakima onceden belli degil mi? Tahmin edilebilir demiyorum cunku bir cok cevresel faktor etkilesime giriyor. Zaten suclulari yakalarken onlarin gecmisini arastirip nasil ve neden yaptiklari ve daha sonra ne yapacaklarini belirlemeye calismak "modern poliscilik" degil mi?
Buradan yola cikarak cevresel faktorlerin etkilesimini anlayabiliyoruz. Peki cevresel faktorleri nasil kontrol edebiliriz? Ya da onlarin etkisinden nasil kurtulmaya calisabiliriz? Oncelikle cevremizde olup bitene kayitsiz kalmakla bu pek mumkun olmaz cunku cevremizde olan birseye ne kadar karismasak bile bir sekilde bizim hayatimizi etkileyecektir. Bu muhtesem bir butunlugun isareti degil mi? Fizikteki etki-tepki kurami bile bunun bir parcasi degil mi? Peki bu kadar basit bir kavrami algilamak, kabul etmek neden bu kadar zor? Cunku bu etkilesimin suresi hemen de olabilir, yuzyillar sonra da kendini gosterebilir ve biz bunu "aa bak bunun tepkisi olarak bu oldu" diye dusunmeyiz bile. Su andaki ozon delinmesi kac yillik bilincsiz sanayilesmenin urunu, o yillarda yapmayin ozon delinecek desek kim inanir ya da "kim takar"? Su anda bile USA hala dunya ekolojisini ilgilendiren cok onemli anlasmalari kendi ekonomisi bozulur diye imzalamiyor, boyle giderse 100 yil sonra ekonomi diye bir kavram kalmayacak ama derdi anlatmak biraz zor.
Peki olaylar uzerinde pek bir kontrolumuz yoksa ve hersey bir butunluk ise bu butunlugun dengesini ne sagliyor? Burada kontrol kavramini biraz daha irdelemek gerekiyor, ornek vermek gerekirse: eger belli bir irktan insanlar sizin en sevdiklerinize zarar verse genelde insan tum bu irki suclar nefretle. Iste burada kontrol yapilanin kotu bir sey oldugunu kabul etmek, kanun uzerinde hakkimizi aramak ama on yargimiz olmadan ilerlemek olmali, en sacma kararlar en ani alinan kararlardir. Ben interrailde cuzdanimi Ispanya'da cingenelere caldirinca kendimle buyuk bir mucadeleye girmistim tum cingenelerden nefret etmemek, onyargili olmamak icin. Iste bu duygularimizi kontrol etmektir, iste cevresel faktorlerin kontrolu ancak boyle olabiliyor ve bence dengeyi iyi yone cekecek davranislar bunlardir. O anda cevremde yasadigim hersey bana cingenelerin kotu yonlerini sergilese de cevresel faktorleri ve duygulari bir kenara birakip kontrolu ele almaktir bence bu. Bu polyanacilik degildir, olan kotu bir olayin karsisinda tepkisiz olmak, olmamis gibi davranmak da degildir.
Peki dengeyi iyi yone nasil cevirebiliriz? Sorunlarin kokenine inerek, dusunerek karar vererek ve harekete gecerek. Bu elbette "yakalim yikalim asalim" mantigindan cok daha uzun ve yorucu bir surectir ama sonuclarinin cok daha verimli ve kalici olacagini dusunuyorum.
Buradan yola cikarak cevresel faktorlerin etkilesimini anlayabiliyoruz. Peki cevresel faktorleri nasil kontrol edebiliriz? Ya da onlarin etkisinden nasil kurtulmaya calisabiliriz? Oncelikle cevremizde olup bitene kayitsiz kalmakla bu pek mumkun olmaz cunku cevremizde olan birseye ne kadar karismasak bile bir sekilde bizim hayatimizi etkileyecektir. Bu muhtesem bir butunlugun isareti degil mi? Fizikteki etki-tepki kurami bile bunun bir parcasi degil mi? Peki bu kadar basit bir kavrami algilamak, kabul etmek neden bu kadar zor? Cunku bu etkilesimin suresi hemen de olabilir, yuzyillar sonra da kendini gosterebilir ve biz bunu "aa bak bunun tepkisi olarak bu oldu" diye dusunmeyiz bile. Su andaki ozon delinmesi kac yillik bilincsiz sanayilesmenin urunu, o yillarda yapmayin ozon delinecek desek kim inanir ya da "kim takar"? Su anda bile USA hala dunya ekolojisini ilgilendiren cok onemli anlasmalari kendi ekonomisi bozulur diye imzalamiyor, boyle giderse 100 yil sonra ekonomi diye bir kavram kalmayacak ama derdi anlatmak biraz zor.
Peki olaylar uzerinde pek bir kontrolumuz yoksa ve hersey bir butunluk ise bu butunlugun dengesini ne sagliyor? Burada kontrol kavramini biraz daha irdelemek gerekiyor, ornek vermek gerekirse: eger belli bir irktan insanlar sizin en sevdiklerinize zarar verse genelde insan tum bu irki suclar nefretle. Iste burada kontrol yapilanin kotu bir sey oldugunu kabul etmek, kanun uzerinde hakkimizi aramak ama on yargimiz olmadan ilerlemek olmali, en sacma kararlar en ani alinan kararlardir. Ben interrailde cuzdanimi Ispanya'da cingenelere caldirinca kendimle buyuk bir mucadeleye girmistim tum cingenelerden nefret etmemek, onyargili olmamak icin. Iste bu duygularimizi kontrol etmektir, iste cevresel faktorlerin kontrolu ancak boyle olabiliyor ve bence dengeyi iyi yone cekecek davranislar bunlardir. O anda cevremde yasadigim hersey bana cingenelerin kotu yonlerini sergilese de cevresel faktorleri ve duygulari bir kenara birakip kontrolu ele almaktir bence bu. Bu polyanacilik degildir, olan kotu bir olayin karsisinda tepkisiz olmak, olmamis gibi davranmak da degildir.
Peki dengeyi iyi yone nasil cevirebiliriz? Sorunlarin kokenine inerek, dusunerek karar vererek ve harekete gecerek. Bu elbette "yakalim yikalim asalim" mantigindan cok daha uzun ve yorucu bir surectir ama sonuclarinin cok daha verimli ve kalici olacagini dusunuyorum.
Domino
Cuma gecesi Domino filmine gittim, acikcasi pek begenmedim. Hikaye falan pek oturmamis, o tarz anlatim turu de her filme yakismiyor demek ki dedim. Keira Knightley hos hatun ama yetmiyor filmi kurtarmaya. Bir de Tom Waits arkadas hatrina filmde abuk sabuk bir sahnede oynuyor, hic oynamayip sadece sarkilari olsa daha iyiymis.
15 Ekim 2005
14 Ekim 2005
Ruh ikizi
Ruh ikizini nerede ararsin? Baska bir sehirde mi? baska bir ulkede mi? sokaklarda mi? internette mi? barlarda mi? arkadaslarinin arkadaslarinda mi? is yerinde mi? Aramaktan yoruldugunda ve yaslandigini hissettiginde mi evleniyor insanlar? peki onu buldugunu zannettiginde ona absurd olmayan ne soyleyebilirsin? Kac dilde merhaba diyebiliriz? peki ya sokakta yanimizdan gecerse? peki ya arkadaslari sizi sevmezse? peki ya cirkinse? peki ya aptalsa? peki ya dengesizse? peki ya emin degilsek? peki ya dogru zaman degilse? peki ya sizinle hic ilgilenmezse? peki ya ciktigi varsa? peki ya coktan evli ve cocuklu ise? peki ya duygularini gostermezse? peki ya cesaretimiz olmazsa?
-Bi olasiligi hesaplasana bana Cevat abi
-hesapliyiim tabi canim ama Cevat abi diye biri yok senin kafanda hepsi
-biliyorum Cevat abi ama uzatma sen bi olasilik ver iste
-hesapliyorum hemen ama bunu ingilizceye cevirirken Cevat deme bana telafuz edemiyorlar hic adimi
-Bi olasiligi hesaplasana bana Cevat abi
-hesapliyiim tabi canim ama Cevat abi diye biri yok senin kafanda hepsi
-biliyorum Cevat abi ama uzatma sen bi olasilik ver iste
-hesapliyorum hemen ama bunu ingilizceye cevirirken Cevat deme bana telafuz edemiyorlar hic adimi
Posterler hakkinda
Eger bu posterleri evimizde nasil yaptigimizi merak ediyorsaniz Metin Selcuk'un Rasterbator hakkindaki yazisini okumanizi tavsiye ederim. Metin ayrica programin turkce tercumesini de eklemis. Tesekkurler Metin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)