6 Haziran 2006

Hayvanlar alemi

Bizim bahcenin orada catidaki suyu bahceye akitmak icin olan o zincirlerden var (bir adlari vardir elbet ama ben zincirlikuyu diyorum onlara) Bu zincirlerden akan su etrafa sicramasin diye bahceye bir kup gommustuk, kupun dibinde ise cakil taslari var. Neyse bir Kirpi Bey yanlislikla o kupun icine dusmus gecenlerde resimden de gorulecegi uzere ve cikamiyordu.

Kurekle yaptigim bir kurtarma operasyonu ile (bu kirpiler kendilerini pek sevdirmiyorlar o yuzden ellerimle kurtarmaktan cekindim acikcasi) Kirpi Bey bizim bahce duvarinin yanindaki vahsi hayata geri dondu. Aslinda Kirpi Bey'i annemler daha once de ailesiyle birlikte bizim bahcede gezerlerken gormuslerdi. Kendisini gene bekleriz. Asagida kirpi Bey'in kurtuldaktan sonra vahsi hayata karismasini izleyebilirsiniz.

kirpi
Video sent by mertulas


Basarili gecen kurtarma operasyonundan sonra Discovery Channel'daki kahraman doga koruyucusu endami ile ellerimi yikamak uzere banyoya girdigimde dehset verici bir gercek ile karsi karsiya geldim. Pembe sabun yenmisti. (beyaz olana dokunulmamisti) Buradan uc sonuc cikiyordu;
  1. Fareler renk koru degiller
  2. Fare pembe rengi sectigine gore buyuk ihtimalle disi
  3. Banyomda fare teroru devam etmekte
Hikayeyi en bastan anlatmak gerekirse, farelerin banyomdaki ilk kesfi bundan bir ay onceye dek uzaniyor. Anlatilanlara gore annemler ben daha Istanbul'a donmeden once bizim evde onemli misafirler agirliyorlar, aksam yemegi yeniyor sonra da bahce de cay iciliyor. Buraya kadar hersey normal, misafir bey lavaboya gitmek icin izin istiyor ve annemlerde bahce katindaki en yakin banyoya, benim banyoma yonlediriyorlar kendisini. Misafir bey iceride takribi olarak 30 saniye kaldiktan sonra heyecanla (buyuk bir heyecanla) banyodan disari atiyor kendisini. Bahceden "Hayirdir insallah" bakislarinin kendisine yonlendirildigini farkedince pantolonunu yukari cekiyor ve bahceye donup "banyonuzda fare oldugunu biliyor muydunuz" diye soruyor. Karisinin bir anlik kucumseyici bakisini hissedip "hem de kedi kadar" diye ekliyor. Anlattigina gore yaninda bir de yavrusu varmis. (hatta sekiz on kisilermis cevresini sarmislar peh peh)

Bu olaydan sonra annem ertesi gun bocek/fare avcisi amcalari eve cagirmis ama amcalar bu banyoda hicbir delik yok girse girse klozetten girmistir yorumunu getirmis ve ilaclama yapilmasina ragmen farenin olusune de rastlanmamis.

Simdi banyolar bana gore huzur bulunan ender yerlerden biridir, gunluk hayatin stresinden uzaklasabileceginiz steril ortamlardir. Ne var ki klozette otururken her an alttan bir farenin yumusak etlerinizi kemirebilecegi suphesi bu huzuru bozabiliyor. Ozellikle farelerin hic hissettirmeden tukurukleriyle uyusturarak kemirebildiklerini dusununce bir daha nasil slip mayo giyebilirim boyle birsey olursa diye huzursuz oldum haliyle.

Bu huzursuzlugumu anneme acikladigimda annem ertesi gun mukemmele yakin bir icatla geldi eve. Simdi bu plastik aparati klozete yerlestirince sadece tek yonden gecise/akisa izin veriyormus. Biz farelerden korunmak icin iceriden disari yone dogru gecis opsiyonunu ayarladik. Ne var ki tecrube ile sabittir bu mukemmel icat iki yonde de gecis vermedi sifonu defalarca cekmemize ragmen. Sonrasinda cirkin bir operasyonla bu "mukemmel" icatlari kullanimdan kaldirdik. (operasyon detaylarini vermiycem israr etmeyin)

Bende bu durumda kontrolu ele almaya karar verdim, onceden edindigim bilgilere gore bu fareler daha once sabun kemirmisler, bende ortaya yere yem olarak biri beyaz biri pembe iki sabun biraktim ve bugun itibariyle sabunlardan pembe olani afiyetle yenmisti. (burada "farelerin tercih ettigi marka" gibi bir reklam olmasin diye sabunlarin markasini aciklamak istemiyorum.)

Anneme dedim ki;

-Anne bu fareler olmemis hani bocek avcisi amca 6 ay buradan bisey cikmaz demisti
-Nerden biliyosun olmediklerini?
-Pembe sabunumu yemisler
-Onlarin yedigine emin misin?
-Sen temizlikci kadindan mi suphelendin?

Simdi bu durumda sportmen bir cozumum var; bizim bahceye dadanan bir sokak kedisi var, surekli hamakta, koltuklarda yatip tuy yapiyor etrafi maconun(kopegim) kor olmasindan yuz bularak. Hic calismadan yan gelip yatiyor, hak etmesi gerekir di mi? Ben gene banyoda ortaya bi sabun koyucam pembesinden hatta ustunde kasar eritcem, kediyi de yakalayip banyoya kapaticam suyunu falan koyup. Bunlari bir gun yalniz birakayim dar alanda kisa paslasmalar yapsinlar, gunun galibi sabunu ve hamakta uyuma hakkini kazansin. Adil bir oyun dilemiyorum, cilginca kediyi destekliyorum. Fare 1e 5 veriyor bahislerinizi yorum alanina yatirin.

Kategori: kisisel_

1 Haziran 2006

Iplik yapalim mi?

Yandaki resimden de gorulecegi uzere uzun suredir berbere gitmiyordum, en son San Jose'de ingilizce bilmeyen cinli kadin berberin/kuaforun ellerine teslim olduktan sonra bu sac modeli ortaya cikmisti.

Buraya geldikten sonra bugun artik vakti geldi diyerek berbere gitmeye karar verdim, sabahtan onceden hep gittigim berbere gittim, iceride kimse yok, iyi sira yok tabi bu saatte dedim icimden...

-merhaba Ihsak abi
-oo merhaba Mert
-ben bi sac-sakal trasi olucaktim
-iyi yaparsin Mertcim vakti gelmis hahaha ama sira var aksam 4e dek (gulumsemesine bayiliyorum)
-e kimse yok
-evet hepsi randevu aldi (bana alttan ezerek bi bakis atiyor)
-ben uzak kalmisim ortamlardan bi kartini aliim o zaman
-al bakalim

Aksam dorde dek beklemek zor geldigi icin bende cadde ustunde daha once gitmedigim bir berbere girdim. Icerisi bombos gene ama ben deminki berberden killandigim icin sordum sira var mi diye, 2 berber once birbirlerine sonra da bos 4 koltuga bakti. Sonra biri hic yuzume bakmadan buyrun boyle oturun dedi ben de gerzek damgasi yedigimle kaldim. Iste saci-sakali kesti sonra;

-abi iplik yapalim mi?

ben iki saniye dusundum, basta yedigim gerzek damgasindan sonra iplik nasil oluyor diye soracak cesaretim yok, birde merak ediyorum tabi. Basiretim baglandi ve yapalim dedim.

Aklima ilk gelen ben sebek gibi siritirken dislerimin arasinda bisey gordu, dis ipiyle onu temizliycek. Sonra berber bildigimiz kara dikis ipinden uzunca bi parca koparip eline dolamaya basladi, bu sirada benim aklima gelen fikir; hani kucukken cocuklar ellerine iplik dolarlar obur cocuk da o ipligi gene bir el huneriyle kendi eline alir falan. Dusunuyorum ama yok heralde bu yasta bunu yapmayi teklif etmedi bana gerci sorarken iplik "yapalim mi" demisti yani birlikte yapilacak bisey ama ben unuttum valla yapamam.

Birden ani ve aci verici hareketlerle yanagimin ust kismini elindeki iplerle sikistirip kendi capinda biseyler yapmaya basladi. Megerse yanagimin ust kismindan siyah kisa kisa sakal cikmis, benim hic dikkatimi cekmemisti ama berber beyi rahatsiz etmis sanirim. Simdi bence erkeklere kursun veya kilic yarasinin verecegi aci daha cok yakisiyor. Boyle bik bik kil cekilmesi ufak capta bir cin iskencesi gibi ama ay cok aciyor dur berber yapma da diyemiyorsunuz.

Saclarimi kestirince zaten kucuk gosteriyorum bir de yanaklarima uygulanan cin iskencesi sonucunda yanaklarim allik surmus gibi pembelesti. Boylelikle yillar onceki ergenlige yeni girmis, sokakta top oynarken kosturmaktan yanaklari pembelesmis delikanli kimligime geri burunmus oldum.

Neyse cikarken;
-Borcum ne kadar?
-Yirmi ytl
-Ipligin kilosu kac para ki?

Kategori: kisisel_

31 Mayıs 2006

Jumpcut



Jumpcut video bloggerlarin ilgisini cekebilecek cok ilginc, tam bir web 2.0 uygulamasi. Bu servisi digerlerinden ayiran en onemli ozellik internet uzerinden kendi videonuzu hazirlayabiliyor olmaniz. Servise uye olduktan sonra kendi video, resim veya muziklerinizi yukluyorsunuz. Daha sonra videonuzu tipki Windows Movie Maker'da oldugu gibi kesip bicebiliyor ve muzik veya efekt ekliyebiliyorsunuz bilgisayariniza hicbir yazilim yuklemeden. Asil guzel yani ise hicbir video/fotograf/muzik yuklemeseniz bile daha once uye olan insanlarin yukledikleri filmleri izleyip onlari kesip biciyor, baska videolarla karistirabiliyor ve ortaya kendi videonuzu cikartabiliyorsunuz. Daha sonra kendi videonuzu blogunuzda yayinlamaniz icin size html kodunu da sunuyor. Video duzenlemeye ilgili olan arkadaslarin ilgisini cekecegine eminim. Ben su anda sik kullanicagimi sanmiyorum ve bunun tek sebebi Turkiye'de ki internet hizimin yavas olmasi (256K), Amerika'da ki 3MB dan sonra attan inip essege binme soku yasiyorum hala. Yukarida kel Steve yavsakca konusarak sistemin arayuzunu tanitiyor. Videonun altindaki Remix dugmesine dikkatinizi cekerim, unutmadan bu serviste bedava ;)

Kategori: internet_

28 Mayıs 2006

Yaya gecitlerini kaldirsak mi artik?

Turkiye'ye donup direksiyon basina gecince gene sasirdim kaosun boyle guzel isleyebilmesine. Simdi yollarda bazen dikatinizi cekmistir hani boyle uzun kalin yanyana cizgiler var bazi yerlerde, iste bunlara yaya gecidi deniyor ulkemizde, fonksiyonu pek yok ama uluslararasi trafik kurallari geregince koymamiz gerektigi icin koymak zorunda kalmisiz bizde, yoksa bize ters oyle yolda durmak yayaya yol vermek falan, trafik isiklarina daha yeni alisiyoruz bize fazla o cizgiler. Hele bir de okul isareti koyuyorlar boyle annesinin elini tutan velet falan onlar tam duygu somurusu hic kanmamak lazim. Zaten belediyede farketmis olacak ki pek tazelemez o boyalari, anca unlu biri o yaya gecidinin fonksiyonel oldugunu sanip kendini yola atarak otobus altinda kalana dek, o zaman ertesi sabah ilk is uzerinden gecilir boyanin.

Simdi ben yeni ehliyet aldigimda kurallara bagli olucam herkesi egiticem hevesi icindeydim. (genclik iste) Isin kitabina bakildiginda hersey cok guzel, yaya gecidine yaklasilinca yavaslanir yaya varsa yol verilir, yol hakki yayanindir. Teoride cok guzel hersey. Bende Barbaros bulvarindan iniyorum sol seritten, baktim yolun ortasinda gene o cizgilerden, hatirladim hemen tabi, baktim yasli bir teyze de var bekliyor oyle. Nasil heyecanliyim bir yayaya ilk yolumu vericem diye. Hizimi dusurdum tam onunde de durdum ama icimde bir korku var hani ani durmadim ama arkadan gelen belki farkedemez diye dortleri de yaktim o yuzden. Teyzeye elimle buyrun isareti yapiyorum teyze gecmiyor, allah allah, gec teyzecik gec sasirma gec valla yol verdim kandirmiyorum, yok gecmiyor. Yuzunde de cok huzunlu acikli bir bakis. Ben tam cami acip buyur teyze yol hakki senin diycem arkadan gumbur diye bir ses.

Efendim arkamdan gelmekte olan taksi benim durdugumu gormus, yavaslamis hatta ama sonra ben saglar gecer hizimi kesmem yayayi mi bekliycem diyip direksiyon kirinca farketmeden benim tampona carpmis koseden. Neyse ben indim baktim benim tamponda birsey yok taksinin isaret lambasi kirilmis ama. Taksici hisimla cikti arabadan "kardesim burda durulur mu" diye bana bagiriyor, bende arkadasim yaya gecidinde durdum yol verdim diyorum, taksici "ya burasi Barbaros Bulvari burda durulmaz ki" diyor.

Simdi siz bilmezsiniz, yazili olmayan kurallar vardir Istanbul trafiginde, bende o gun ogrendim. Belli yollar, ana hatlar varmis ki ne olursa olsun hiz kesmek durmak olmazmis oralarda ister yaya gecidi olsun isterse baska birsey. Bu dedigim gibi yazili degil bir cesit delikanlilik kitabi gibi ya da ne biliim erkekler icin hani pisuarda iserken sagdakine soldakine bakilmaz ya, onun gibi bir kuralmis bu da. "Barbaros bulvarinda durulmaz" bu aklinizda bulunsun, ben digerlerini de tecrube ile ogrendikce size aktaricam. Ha ama bu kural taksi/minubus/otobus soforuyseniz cignenebilir, mesela taksi soforusun diyelim sol seritten tam gaz gidiyosun bi baktin sag kaldirimda bir musteri el salliyor, hemen en saga kirican gerekirse el freniyle yatay olarak yolu kesip o musteriyi alicaksin, o sirada sinyal vermek insiyatifine kalmis ama ayiptir soylemesi bu tur durumlarda sinyal veren taksicilere diger is arkadaslari biraz kotu gozle bakiyormus light erkek falan gibi.

Neyse taksici beye isterseniz trafik ekiplerini cagiralim dedim, "yok aman neyse ugrasamam simdi" dedi ve gitti. Muhtemelen arkamdan cok guzel sozler soylemistir benim icin, "ne kadar terbiyeli, saygili cocuk yasli teyzeye yol veriyor tum sinyal lambalarim helal olsun boyle gencler icin" gibi sozler sarfettigini hayal ediyorum ben.

Sonradan dusundum de o acikli ifadeyle bana bakan yasli teyze var ya, iste o senden benden akilliymis, iste o teyze yillarin yaya tecrubesine sahipmis de ben anlamamisim. O teyzenin yerinde ben olsam "vay be yol verdi ulkemiz gelisiyor iste diyip suratimda mutlu ve asil bir gulusle yola atlar ve gene ayni gulusle yayaya duran araci saglayan taksinin altinda can verirdim. Gulerek ve gelecege umutla bakarak olmus olurdum en azindan ama gazetelerde "yaya gecidinde arabanin onune atlayan" universite ogrencisi feci sekilde can verdi haberine ailem cok uzulurdu sanirim. Iste o yasli teyzede bu gorus varmis, o anki acikli bakisi bir anda anlam kazandi gozumde. O bakisi tercume etmek gerekirse "yavrum sen cok iyisin, melek gibisin gozlerim yasardi ama sende beni anla, evde kocam torunlarim beni bekler, gecersem bu yaya gecidi bana mezar olur lutfen unut beni, ben beklerim elimde posetlerle trafigin sikismasini, git ogul sen git dusunme beni" bakisiydi o iste.

Bu olaydan sonra ne zaman yaya gecidinde bekleyen bir yaya gorsem gozlerim yasarir huzunlenirim, o teyzenin suratindaki ayni acikli bakis benim yuzumde de belirir. Olur ki eger bir gun siz yaya gecidinde beklerken ben huzunlu bir bakisla durmadan gecersem lutfen yargilamayin beni, ne yapiyorsam sizin sagliginiz icin yapiyorum.

Simdi bende diyorum ki kokten kaldiralim bu yaya gecitlerini, kimse kendini kotu hissetmesin yaya gecitlerinden gecerken. Yaya gecidi yayalara gereksiz umut dagitmaktan baska bir ise yaramiyor, hem surekli boya masrafi da var. Ne kadar tasarruf ederiz hepsini kaldirsak dusunsenize, o parayla kac tane lale dikeriz meydanlara bir hesap etsenize...

Kategori: genel_

24 Mayıs 2006

So tell the girls that I am back in town

Dun uzun bir yolculuk sonunda yaz tatili icin Istanbul'a dondum, ucaklarda cok uyuyamadigim icin oldukca yorgundum, sabah hic bir guc beni erken kaldiramaz diye dusunurken bu canavari hesaba katmadigimi farkettim. Sabah benim yataga biraktilar, ne cok buyumus 4 ayda.

Bu arada maco'cum (kopegim) yaslanmis sanki biraz daha bir de huysuzlanmis biraz ama beni gorunce cok sevindi, simdi biraz simartiyorum onu :) Bu sanirim son uzun yaz tatilim olucak, bundan sonra askerlik ve is hayati :/ Tadini cikarmaliyim.

Gunun sarkisi Jay Jay Johanson'dan "So tell the girls that I am back in town"

Kategori: kisisel_

18 Mayıs 2006

7. Asama

İnteraktif Sanal Performans'ın 7. aşaması :

Ece'den aldigim pasla resmi Aycasan'in ellerine teslim ediyorum.

(not: ekledigim kisimdaki resim arkadasim Dominic'e ait)

Kategori: internet_
Kategori: kisisel_

Teror, adalet ve vakit


Iste o gazete

Ntvmsnbc'den alinti:

GEÇEN HAFTA UYARMIŞTI
Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu geçtiğimiz hafta Danıştay’ın 138’inci kuruluş yıldönümünü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, kimi kararlara karşı duyulan memnuniyetsizliğin, eleştiri ve yorum sınırlarını aştığını söylemiş ve karara katılan yargı mensuplarının kişisel bilgi ve fotoğraflarına gazete sayfalarında yer verilmek suretiyle ‘yıpratma, hatta hedef gösterme’ girişimine dönüştürüldüğü uyarısında bulunmuştu.

Danıştay 2. Daire Başkanı ve üyelerineyönelik silahlı saldırı olayıyla ilgili gözaltına alınan avukat Alparslan Arslan’ın arabasında, Başkan ve üyelerin fotoğraflarının yeraldığı gazete kupürü çıktığı bildirildi.
VAKİT’E SORUŞTURMA AÇILMIŞTI
Vakit gazetesi, 13 şubat 2006’daki sayısında, “İşte O Üyeler” başlıklı haberin altında başörtülü öğretmene anaokulu müdürlüğü yolunu kapatan kararı veren Danıştay İkinci Dairesi Başkanı ve üç üyenin fotoğraflarını yayımlamıştı. Bağcılar Basın Savcısı Ali Çakır, gazete hakkında Terörle Mücadele Yasası’nın 6’ncı maddesi uyarınca soruşturma başlatmıştı.
Teror ve Mucadele Yasasi'nin 6. maddesi;
    "Madde 6 - İsim ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek kime yönelik
olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri
tarafındansuç işleneceğini veya terörle mücadelede görev almış kamu
görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayınlayanlar....."
(Tamami burada)


Bu da yukaridaki vakit gazetesinde 13 mayis 2006'da kose yazari
Abdurrahman Dilipak tarafindan kaleme alinan "Terorle Mucadele
Yasasi diye bir yasa olabilir mi?" adli kose yazisinin sonuc bolumunden bir alintidir;
Adalet yoksa barış da olmaz. Terörün panzehiri adalet ve özgürlüktür. Terör önce adalet duygusunu yok etmek, sonra da barış ve özgürlüğü yok etmek ister.
(Su anda Vakit gazetesinin anasayfasi yenileniyoruz diyor, kapali ama Google tarafindan bellege alinmis kaydin tamamini buradan okuyabilirsiniz.)

Boyle bir manset hazirlayan gazetede kose yazarlarinin boyle yazmalari ironik degil mi?

Kategori: genel_