29 Aralık 2006

Aktivizm, Sirketler, Pazarlama ve Nike

Aktivizm'i kelime anlami olarak sosyal veya politik bir degisimi gerceklestirmek icin bilincli olarak yapilan eylem olarak aciklayabiliriz. Bilgi cagindaki hizli teknolojik gelismeler ve bireysellesme mantiginin yayginlasmasi ile olusan bir bakima asosyal ve apolitik nesile tepki olarak mevcut dunya duzenini degistirmeye yonelik, politik olarak fazla olmasa bile ozellikle ekolojik anlamda aktivist yaklasimlarin sayisi artmakta gunumuzde. Aktivizm genellikle genc nufus tarafindan fikirlerini duyurmak ve dikkat cekmek amaciyla kullanilir.

Eger gecmise bakarsak belki de bu aktivist yaklasimin bir akim gibi donemsel olarak belli donemlerde yukseldigini gozlemleyebiliriz, yuksek oranda aktivist 60'li ve 70'li yillardan sonra gelen 80 ve 90'li yillarda hayata karsi oldukca pasif ve bireysel bir bakis acisi oldugunu gozlemlemistim ben. 2000'li yillarda ise artan cevresel kaygilar, politik yolsuzluklar ve benzeri etkilerin sebebiyle tekrar yukselise gecen bir akim olarak goruyorum. Belki de zaman uzerinde bir sinus dalgasi seklinde etkinlik gosteriyor olabilir aktivist eylemler. Bunu da etkime-tepkime mantigi ile aciklamak mumkun.

Peki gecmisteki aktivist eylemler ile bugunku eylemler arasinda nasil bir fark var? Gecmisteki eylemler daha politik mesajli, sivri ve bir bakima "catismali" ve atesli gecerken bugunku eylemlerin buyuk cogunlugu daha cok dikkat cekme ve boykot etme ozelligi tasimakta. Ozellesmis ve objektifligini kaybetmis buyuk medya kuruluslarinin haber yapma niteligi gormedikleri olaylari halka iletebilmek icin dikkat cekme ozellikli ciplak boykotlar ornek gosterilebilir. Greenpeace'in yaptigi bir cok eylem de modern aktivist eylemler arasinda sayilabilir.

Peki zaman icinde degisen baska ne var? Bu zaman icinde sirketler profesyonellesti, pazarlama yontemleri gelisti, internet ortaya cikti, haberlesme degisti ve yavas yavas kafalardaki anlayis da degisiyor. Artik bilgi cagina girdik, insanlar para ile bilgi satin aliyor, bir urun yaratirken kullanilabilirlik deneyleri yapiyorlar kullanicidan geri besleme alabilmek icin ve bilgiye epey yatirim yapiyorlar.(ben daha iki hafta once Mountain View'da Google'in merkezine gittim kullanilabilirlik testi icin ve saatine $75 veriyorlardi) Internetteki son gelismelere bakarsaniz hepsi kullanici katilimi odakli ve bilgiyi farkli sekillerde islemeye dayaniyor. Kisacasi her turlu bilgi, her turlu katilim ve her turlu geri besleme bugun sirketler ve pazarlamacilar icin cok degerli. Unutmayin ki Myspace buyuk miktara satildiginda bunun sebebi "ustun ve essiz" internet siteleri degil, yuksek orandaki uyeleri yani katilimcilari sebebiyleydi ve bu da pazarlamacilar icin buyuk bir pazar demekti.

Sirket yonetimleri ve pazarlamacilar ne kadar oranda bu yeni gelisime ayak uydurabiliyor sizce? Sirket yonetimi icin en onemli gostergelerden biri calisanlarin motivasyonu ve katilimi degil mi? Peki motivasyonu dusuren etkenler hakkinda geri bildirim almaktan neden hala korkuyor sirket yonetimleri? Neden calisanlarin fikirlerini dinlemek sanki "is disiplinine" aykirilik veya "lackalik" olarak goruluyor cogu yonetici tarafindan? Tam tersine bir model dusunun, oyle bir sirket ki kendi icinde "is akisini aksatmayacak" sekilde sirket ici aktivizmi destekliyor! Yani diyor ki eger sizi sirket icinde rahatsiz eden ve yanlis gittigini dusundugunuz bir sey varsa bunu is akisinizi aksatmayacak bir sekilde aktivist ve ilgi cekici bir yaklasimla protesto etme hakkina sahipsiniz. Bu hakka sahip olan calisan resmi dilekcelerle bogusmak yerine uzerinde "Kahve makinesinin bir an once tamir edilmesini istiyoruz!" yazili bir levha asili olarak isyerine gelebiliyor. Bu elbette ki isyerine biraz renk ve ozgurluk katacaktir. Bundan sonraki adim yonetimsel kararlarda tum calisanlarin soz hakki olmasi ve bir etkilerinin bulunmasi olabilir mesela.

Pazarlamacilar acisindan dusunursek, bugune dek bir cok kullanici/katilimci odakli internet sitesi fikri gordum yeni nesil internette ama acikcasi hic beni etkileyen dogru duzgun reklam ve pazarlama fikri goremedim internette. Simdiye dek internetten reklamlarda yasanan en buyuk degisme icerige gore reklam sunmalari ve belki de videolu reklamlar. Peki pazarlamacilar bu yeni akimdan nasil faydalanabilir? Kullanici deneyimi yuksek, katilimci pazarlama fikirleri ile. Bu verecegim ornekte internet bir arac olarak kullanilacak iletisim icin ve ornek biraz uc gelebilir ama bence hem kullanici ile barisik bir ornek hem de yeni katilimci ve aktivist mantigi cok guzel yansitiyor;

Nike firmasini dusunun, bu firma insan haklari orgutleri tarafindan Guney Asya'da ucuz atolyelerde cok ucuz fiyata isciler calistirmaktan (sweatshop) oturu oldukca elestiriliyor ve Nike urunlerini boykot etmeye cagiriyor. Peki Nike firmasi neden boyle davraniyor calisanlarina? Cunku kar marjlarini yuksek tutmak istiyor bunun icin de ucuz isciden yararlaniyor. O bolgedeki fakir halk da baska is bulamadiklari icin buna razi olmak zorunda kaliyorlar. Peki Nike'in soyle bir kampanya yaptigini dusunun;

"Biz firma olarak calistirdigimiz butun iscilere adil ucretler sunmak istiyoruz, ne var ki mevcut rekabet pazarinda kalmamiz icin bir urunu su kadara mal etmemiz gereklidir. Asagida bir Nike ayakkabisi icin gider tablomuz mevcuttur, bunun disinda Guney Asya'daki fabrikalarimiz hakkinda genel bilgilendirme ve yore ekonomisi hakkindaki diger bilgilere de sitemizden ulasabilirsiniz. Firmamiz bizim rekabet imkanlarimizi da koruyacak sekilde soruna bir cozum veya oneri getirmenizi bekliyor. Olumlu gorulen onerileriniz uygulanacak ve fikir sahibine su kadar odul verilecektir. Ayrica bolge ve fabrikalarimiz hakkindaki bilgi sayfamiz Wiki formatinda olup sizin eklemeleriniz ile de genisletilebilir. Katiliminiz ve duyarliliginiz icin tesekkur ederiz."

Bu hareketle Nike firmasi;
1) Bilincli tuketicileri geri kazaniyorlar
2) Kendileri hakkindaki bir boykot kampanyasini sona erdirmis oluyor
3) Tuketicileri cozumun bir parcasi haline getiriyorlar, yani tuketicilere bir seyleri degistirebileceklerini hissettirebiliyorlar
4) Aktivizme ve duyarli olmaya cagiriyorlar insanlari, bir katilim ortami yaratiyorlar
5) Bu daha once duyulmamis kampanya ile Nike markasinin TV reklamlarindan cok daha etkili reklami yapilmis oluyor
6) Pazarlamanin bir parcasi olan halkla iliskiler kisminda skor hanesine buyuk bir puan ekliyor
7) Ve tum bunlari sirket icinden cok az bir butce ve insan gucu kullanarak basariyorlar cunku asil isi zaten tuketiciler yapmis oluyor.

Iste bir sirket yonetimi ve pazarlamacilar ortaklasa kendilerine dusman gordukleri aktivizmi bu sekilde kendi yararlarina cevirebilirler bence. Son olarak hicbir yonetici ve pazarlamaci degisimden korkmamali aksine onu evlat edinmelidir :)

25 Aralık 2006

James Brown

James Brown dun 73 yasinda hayata veda etmis. Cok farkli bir kisiligi vardi ve doneminde muzige yeni bir bakis acisi getirdigi kesin. Onun hakkinda Eddie Murphy'nin yaptigi parodiyi koyuyorum, ingilizcesi biraz agir aksanli ama ben cok gulmustum Eddie'nin bu sovunu izlerken.

Not: Eddie Murphy'nin dili 18 yasindan kucukler icin uygun olmayabilir.

Yeni MP3 calarim

Evet seviyorum :)

22 Aralık 2006

Etki, etkilesim, empati ve etki altina girmek

Etki: Bilgi cagina girdigimizden beri cevremizdeki etkiler yuksek oranda katlanarak artti. Dedelerimizin donemini dusunun, okuldaki ogretmenlerinden aldiklari sinirli etki, cevrelerindeki insanlarla olan etkilesimleri ve az da olsa eger okuyorlarsa gazete ve kitaplarin etkileri, radyo bile onlarin caginda cok yeni bir gelisme. Bir de bugunu dusunun, gazeteler, dergiler, radyo, televizyon, cep telefonlari ve hepsinden ote internet. Etkiler her tarafimizda dunyanin her yerinden bize ulasiyor bilgi caginda. Ne kadar kulaklarinizi tikasaniz da, gozlerinizi kapasaniz da bu etkiler bir sekilde icinize siniyor. Peki bu kadar cok bilgi patlamasi arasindan nasil kendi karakterimizi belirleyecegiz? Bu kadar etkiyi beynimiz nasil sindirebilir? Filtreli etkilesim ile.

Etkilesim: Etkilesimin etkiden en buyuk farki cift yonlu olmasidir. Modern cagda cevremiz bizden etkilesimimizi bekliyor, kosemizde oturup kitabimizi okumamiz artik yeterli degil, kolektif bir mantik ile tum bu etkiler ile etkilesime gecmemiz bekleniyor bizden. Gazete, kitap ve dergilerden cep telefonlarina ve internete gecis yaptik, bu gecis sirasinda etkilesime girmemiz sart oldu. Bu kadar bilgi coklugu arasindan kendi karakterimizi olusturabilmemiz icin etkisini hissettigimiz butun etkileri once "filtreleyip" sonra da sentezleyip kendi hayat gorusumuzu ortaya koymaliyiz. Ornek vermek gerekirse benim bu yazim cevremde hissettigim etki ve gozlemler sonucunda kafamda olustu ve bu yaziyi sizinle paylasarak sizinle etkilesime geciyorum ve sizde yorum birakarak etkilesiminizi gosteriyorsunuz. Etkilesime muhendislik dilinde "geribesleme" adi verililir. Bu herhangi bir sistemin hatalarini sisteme geri besleme olarak gonderilip sistemin daha efektif olarak islemesi icin kullanilir.

Empati: Hic empati virusu terimini duydunuz mu? Ben bu terimi ilk kez Code46 adli filmde duymustum (tavsiye ederim bu arada, cok guzel bir film) Filmde empati virusune sahip bir insan karsisindaki insan hakkinda kisisel tek bir sey ogrendigi anda o kisinin aklini okuyabiliyordu. Hic birisiyle konusurken karsinizdakinin birden tam aklinizdaki seyi soyledigi oldu mu? Bu tur durumlarda genelde hanimlarin verdigi tepki "ayy var ya tam aklimi okudun sekerim, bende tam onu dusunuyordum" olur :) Peki sizce akil okuma mumkun mudur? Bir kisiyi uzun suredir gozlemlediginizi dusunun, onun hareketlerini ve nerede nasil davranacagini tahmin etmeye baslarsiniz bir sure sonra cunku kendinizi onun yerine koyabiliyorsunuzdur, karakterini biliyorsunuzdur. Ayni seyi genellemeler sayesinde sokakta gordugunuz herhangi insan icin de az cok yapabilirsiniz. Mesela sokakta ogle vakti yasli bir teyze gordunuz, gunlerden carsamba, elinde kucuk para cantasi ile hasir bos bir torba var, muhtemelen emekli, sizce bu teyzenin carsamba pazarina dogru yol aliyor olma olasiligi yuksek degil mi? Bu tur basit genellemeler ile sokaktaki herhangi bir insanin gozunden hayata bakmayi deneyebilirsiniz (yazarlar bu konuda cok yeteneklidir mesela) Belki bir tek kelime ile tum aklini okuyamazsiniz filmdeki gibi ama cok basarili tahminler yurutebilirsiniz. (Bu mantikla kiz tavlayanlar da yok degildir; kizlar bunu kullanan capkin erkekler icin genelde beni anliyor, beni gercekten dinliyor derler halbuki dinlemesinin sebebi deger vermesi degildir ya neyse bu baska bir yazinin konusu)


Peki neden filmde "empati virusu" denmis acaba? Herkesin gozunden hayati gorebildiginizde insanin mutlu olabilecegini sanmiyorum, empati virusune sahip olsaydiniz tatile Afrika'ya gitmenizi hic onermezdim. Belli bir oranda sahip olunmasi gereken bir yetenek ama fazlasi bence insanin kisiligini ve objektif bakis acisini yitirmesine sebep olabilir. Bir de cevrenizde herkesin mutlulugu icin caba sarfeden ve duygusal olarak cok guclu insanlar vardir ya, iste onlarin empati yetenegi cok kuvvetlidir ve kendi dertleri olmasa bile cevresindekiler icin cok uzulurler. O insanlar cok ozel insanlardir ama maalesef kendilerini cok yipratir ve yorarlar bu empati virusu yuzunden, bu sebeple mutlu olmalari guclesir. Empati yeteneginizi sorunlarin cozumunde sinirli olarak kullanmak en dogrusu bence.

Etki altina girmek: Ister istemez hepimiz etki altina giriyoruz. Mesela ben buyudugum turk kulturu etkisi altindayim, Amerika'ya geldigimden beri belli bir amerikan etkisi altinda da kalmisimdir, bu kacinilmazdir cevremizdeki etkilerden kacamayiz. Ne var ki yapabilecegimiz birsey var... Bu etkileri kabul etmek ve etkilesime girmek. Yukarida anlattigim gibi etkilesim cift yonlu olur. Ne var ki kimi kisiler biraz guce tapma mantigiyla biraz da kolaylarina geldigi icin etki altina giriyorlar. Bunu cogu kisi farkinda olmadan yapiyor aslinda, boyle bir bilincleri olmadigi icin. Bu durumda bu tur kisiler ya yeni bir kisilik gelistiriyorlar ya da arada kalmis hissediyorlar. Hayatta hicbir kisinin ya da hicbir kulturun etkisi altina girmek dogru degildir, karsilastigimiz her etki ile etkilesime gecip kendi icimizde onlari sentezlemeli ve kendi karar ve kisiligimizi olusturmaliyiz.

Peki neden etki altina girilir? Onclikle cevresel faktorler etkiler kisi ya da kulturu, eger bir kisi veya kultur disaridan cok fazla baska bir kisinin veya kulturun etkisine maruz kaliyorsa bu etki altina girmesine yol acacaktir. Amerikan sinemasi ile dunyaya yayilan amerikan kulturu buna guzel bir ornek olusturur. Bunun disinda kisiler icin kisinin kendine olan guvensizligi de etki altina girmesini kolaylastirir. Kisi kendine olan guvenini uretken olarak ve olaylara objektif bakabilerek kazanabilir. Objektif bakabilmeye ornek olarak; buyuk bilim insanlarinin cogunlugunun en buyuk buluslarini gencken, yirmili yaslarinin ortasinda yapmis olmasi tesaduf mudur? Yoksa yirmili yaslardan sonra bircok teorem ve bilgi ile dolduklari icin acaba olaylara uzaktan ve objektif bakabilme ozelliklerini mi kaybediyorlar?

Amerikan kulturu gibi bireyselligin yuksek oldugu toplumlarda kisi kendini yalniz hissedecegi ve danisacagi kisi bulamayabilecegi icin bu tur kulturlerde populizm ve etki altina girme daha sikca gorulur. Populizm modern dunyayi etki altina alan en buyuk kavramlardan biridir ve temelinde bireysellik yatar (Kelime olarak populizm kelimesi ne kadar bireysellige ters gorunse de bireysellikten oturu kendine guveni yetersiz bireyin toplumun genelinin etkisi altinda kalmasi olarak aciklanabilir bu tezim)

Etkilesimi olusturmak icin iki tarafin da etkilesime razi olmasi lazim, gurultucu bati kulturunu dusundugunuzde, sessiz ve sakinlige onem veren dogu ile neden aralarinda boyle bir kultur ucurumu oldugunu anlayabilirsiniz. Bunun disinda etkilesim cift yonlu oldugu icin bir kultur/kisi digerine gore daha hizli ve uretken ise onun kulturu baskin olacaktir ve gene diger kisi veya
kulturu etkisi altina alacaktir. Nasil bir zincirin gucunu en zayif halkasi belirliyorsa, bir etkilesimin hizini da en hizli gelisen belirler ve buna ayak uydurulmadigi zaman etkilesim etki altina almaya donusur.

Sonuc olarak etkileri taniyin, onlari inkar etmeyin, bu etkileri once kafanizda sentezleyin ve onlarla olabildigince etkilesime gecin ve gerekirse bunun icin icinizdeki empati virusunu kullanin (gerektigi kadar) ve etkilesimi surekli tutmak icin etkilestiginiz kisinin de sizin de ayni hiz ve katilimla etkilestiginden emin olun. Ne kendiniz baska bir kisi veya kulturun etkisi altinda yasayin ne de bir baskasinin sizin etkiniz altinda gercek potansiyelini kaybetmesine izin verin.

21 Aralık 2006

Yeni odam ve kis tatili

Bir sure yazamadim cunku cumartesi gunku mezuniyetten sonra tekrar San Jose'ye dondum is imkanlari daha fazla diye, yeni odama tasindim. Sevimli bir oda oldu, bunlar odamdan fotograflar;

Ev tipik bir amerikan evi, ev sahibi evdeki 7 odayi da kiralamis, diger odada da kendi oturuyor. Mutfak ve banyolar ortak paylasiliyor. Temiz bir ev, haftada bir ortak alanlari temizleniyor. Evdeki kimse ya odasindan cikmiyor ya da ben rastlamadim, hayalet ev gibi. Is bulup para kazanana dek beni idare eder burasi, aslinda is bulduktan sonra da idare eder tekrar tasinma islerine girmek istemiyorum, zaten is bulursam da en fazla 1 yil kalicam Amerika'da.

Kis tatilinde bu donem Istanbul'a donemiyecek olmam biraz canimi sikiyor ama yapacak birsey yok, sanirim sirketler yilbasindan sonra daha cok ise alim gerceklestiriyorlar bende o zamana dek cv hazirliklari yaparim artik yeni odamda tek basima...

Mezuniyet

Cumartesi gunku mezuniyetin videosu, sagolsunlar Kevin ve kiz arkadasi Jennifer beni yalniz birakmadilar...

Mezuniyet
Video sent by mertulas

16 Aralık 2006

Yukseldim

Sali gunu itibariyle ilkokul birden baslayan 18 yillik akademik hayatim sona ermistir. Artik "yuksek" bir muhendis oldum, doktora yapacagimi sanmiyorum ama ileride sektorde calistiktan sonra bir alanda uzmanlasmak istersem ve hala gucum varsa neden olmasin :) Bir sure yazamadim cunku yogun bir calisma temposundan cikinca boslukta hisseder ya insanlar oyle oldu iste bana da. Dinlendim, muzik dinledim, kafami dagittim biraz.

Yarin mezuniyet torenim var, Kevin ve kiz arkadasi da bana eslik edicekler, videoyu koyarim artik yarin. Yarin aksamda kutlamak icin San Francisco'da Troya adinda bir turk restoranina gidicez, turk yemek ozlemimi gideririm artik. Bir de tekrar San Jose'ye tasinicam sanirim cunku is aramaya baslayacagim burada, silikon vadisi sirketlerinin cogu San Jose civarinda oldugu icin yakin olmak iyi olucak sanirim. San Francisco'ya yerlesmeyi dusunuyordum ama baktigim evlerin cogunun mahallesini sevmedim, guzel olanlar da gereksiz pahaliydi. Ilk defa bu kis tatilinde Istanbul'a donmuyorum, uzun sure uzak kalmayi sevmiyorum ama napalim sartlar boyle gerektiriyordu.

Neyse darisi hala okumakta olanlara, kolay gelsin :)