27 Şubat 2007

Yasam icin yakaris

Ben balik burcuyum, belki bu yuzden bilmiyorum ama suyla ilgili herseyi cok seviyorum, banyoya girdigimde genelde kuveti doldurup icinde saatlerce sessizce oturabilirim, zaten dusta da cok kaldigimi soyler herkes, annem oglum bu kadar saat banyoda ne yapiyorsun diye sorar, ben de oturuyorum annecim, yalnizca oturuyorum derim... Neden mi suyu seviyorum? Sadece suyun iyilestirici ozellikleri hakkinda bir arama yapin internette, karsiniza binlerce dokuman cikacaktir, gecmis tarihten beri suyun iyilestirici ozelligi bir cok kulturde kullanilmistir, sadece suyun sesi bile kimi zaman yeterli olmaktadir.

Ben bir gercegi ne yazik ki kabullenmeye basliyorum... Ben kendi cocuklarima, yani muhtemelen bir on yil sonra, "kizim/oglum cok su icme, suyu idareli kullanalim" demek zorunda kalicagim, ben cocuklarim dusta 5 dakikadan fazla kaldiginda onlari uyarmak zorunda kalacagim, kendi hayatim boyunca beni dinlendiren nadir seylerden birinden onlari mahrum etmek zorunda kalacagim. Neden mi? Cunku suyumuz tukeniyor... Suyumuzun tukenmesi ne demek biliyor musunuz? Hayir bilmiyorsunuz, bu TRT'de 80'li yillarda yayinlanan "aman suyumuzu dikkatli kullanalim" reklamlari tadinda birsey degil... Bu sadece biraz dikkatle cozulecek birsey degil... Suyumuz tukenmeye basladiginda daha az dus alacagiz, suyumuz tukenmeye basladiginda temizligimiz azalicak, salgin hastaliklar artacak. Suyumuz tukenmeye basladiginda elektrigimiz kesilecek (Turkiye'nin hala en buyuk enerji kaynagi barajlar), suyumuz tukenmeye basladiginda kuraklik baslayacak, kuraklik basladiginda bize oksijen saglayan agaclar yok olucak, agaclar yok oldugunda bizim besin kaynaklarimiz hayvanlar, tarim alanlarimiz, hepsi yokolacak. Suyumuz tukenmeye basladiginda ne olacak biliyor musunuz? OLUCEZ... Bu kadar basit. Bir insanin yasamasi, fiziksel olarak hayatta kalabilmesi icin gerekli uc ana maddeyi hatirlayalim; soludugumuz hava ve icerdigi oksijen, beslendigimiz besinler ve su... Iste bu sonuncu su olmayinca ilk ikisi de olamayacak zaten.

Su anda is yerinde bilgisayarinin basinda onundeki isleri dusunuyorsun belki, ya da sicak evinde ne olucak bu ulkenin hali diye dusunuyorsun belki, belki de televizyon karsisinda magazin programlari izliyorsun... Suyun tukendiginde bu isler sana o kadar bos gelicek ki... Bir on yil sonra cocuklarin sana "anne/baba suyumuz tukenirken onlem olarak ne aldi sizin kusaginiz?" diye sordugunda "Yavrum biz kendi isimize baktik, televizyon seyrettik, tuketmeye devam ettik, oyle muhabbet ettik iste" cevabini vermeye ne kadar yakiniz biliyor musunuz? Ne kadar saglikli olursak olalim bizden iki sonra ki nesilin, torunlarimizin hic hayata gelemeyecegi gercegine ne kadar yakiniz biliyor musunuz?

Bugun amerikada ki cogu restoran da su, kola ve benzeri iceceklerden daha pahaliya satilmaktadir. Herseyin para hesabini yapan amerikalilarin bu fiyat politikasi tesaduf mu? Bu yazimi felaket tellaligi yapmak mi saniyorsunuz? Belki de diyorsunuz ki "amaaan boyle bir sey olsaydi bilim adamlari soylerdi, devletimiz soylerdi, sen hangi kaynaga dayanarak soyluyorsun ki bunlari"... Belki de "bunlar hippie laflari, beni etkilemiyor" diyorsunuz, belki de "amaan zamani gelsin onun da bir caresine bakariz" diyorsunuz...

Bush hukumeti ne yapti biliyor musunuz? Kyoto'yu imzalamamak icin cesitli bilim adamlarina kuresel isinma karsiti bildiriler vermeleri icin rusvet verdi cunku kyotoyu imzalamak demek ekstra olarak para harcamak demekti. Bugun dunyanin en saygin bilim insanlari tarafindan kuresel isinma ve isinmanin kaynagi olarak insanlar ve sanayilesme olduguna kesin bir gercek gozuyle bakilmaktadir. Ben hayatim boyunca fen okudum ve bir yuksek muhendisim, eger gene de benim laflarimi "hippie lafi" olarak goruyorsaniz en azindan en altta verdigim kaynaklari inceleyin, saygin bilim adamlarinin goruslerini dinleyin. Onlara da inanmiyorsaniz kendiniz arastirin. Son gunlerde televizyonda kac bilim adaminin aciklamasini dinlediniz? Medya sizce bilim adamlarinin sozlerini mi yoksa ratingleri mi daha ciddiye aliyor? Zamani geldiginde geregine bakariz diye dusunuyorsaniz sizi temin ederim zamani geldiginde siz ve butun sevdikleriniz olmus olacak, eger bu tur kuresel doga olaylari sadece zamani geldiginde cozulebiliyor olsaydi sizce dunyanin en guclu devleti Amerika Katrina kasirgasinin bu kadar olume ve ekonomik zarara yol acmasina izin verir miydi? Hukumetlerin basindaki adamlarin sizin hayatiniz ve iki kusak sonrasi icin tasalandigini mi dusunuyorsunuz? Saf olmayalim, lutfen saf olmayalim...

Peki ne yapabilirsiniz, ne yapabiliriz? Oncelikle bu gercegin dunyanin bir numarali sorunu oldugunu tum insanlarin kabullenmesi lazim. Bu gercegin yayilmasi lazim. Dunyada ki tum ulkelerin Kyoto protokolunu imzalamasi lazim ve bu protokolde tek basina yeterli degil ama iyi bir baslangic en azindan... Turkiye'nin Kyoto protokolunu imzalamadigini biliyor muydunuz? Bu protokolu imzalamasi icin internet uzerinden bir kampanya baslatilmis durumda, siz de elektronik olarak imzanizi atabilirsiniz bu adresten. Eger bir gunluk yaziyorsaniz lutfen bu konuya deginen bir yazi hazirlayin, ben bu konuda yazi yazmamis arkadaslarimin surekli olarak bu konuda yazmalari icin basini yiyecegim, belki bana sinir olacaklar ama yasamimiz soz konusu... Bunun disinda Sunipeyk yapabilceklerimiz hakkinda guzel bir liste hazirlamis. Son olarak sesinizi duyurmak icin 1 Mart 2007 gunu tum dunyada saat farki gozetmeksizin 19:55-20:00 saatleri arasinda yetkililerin dikkatini cekebilmek icin 5 dakika herkes tum enerji kaynaklarini kesme kampanyasi duzenliyor, evdeyseniz tum elektrikleri kesin, arabadaysaniz arabayi kenara cekip bekleyin... Sadece 5 dakika... Bu gercekten dikkat cekebilmek icin kucuk bir ozveri degil mi? Belki arabayi yana cektiginizde arkanizda ki kornaya basacak, belki de tam isten gelmis evde oturup en sevdiginiz diziyi izlerken TV'yi kapamak zorunda kalacaksiniz ama terazinin diger ucunda "yok olma tehlikesi" var... Gene de karar sizin tabi ama bu yaziyi sonuna dek okuduysaniz ve bu eylemlerden hicbirini yapmak istemiyorsaniz bence geleceginiz hakkinda net bir karar verdiniz. Dunyamiza tecavuz ediliyor lutfen buna goz yummayalim.

Bilmiyorum tehlikenin buyuklugu hakkinda daha fazla nasil dikkatinizi cekebilirim, belki de yalvarmam lazim... Tamam yalvariyorum;

Merhaba benim adim Mert Ulas, size yalvariyorum benim, sizin, cocuklarinizin ve gelecek kusaklarimizin hayati tehlikede. Yalvariyorum kuresel isinmayi ciddiye alin, yalvariyorum su tuketiminizi ve genel tuketiminizi azaltin, yalvariyorum yeni bir esya/kiyafet/araba alirken dusunun buna gercekten ihtiyacim var mi diye, yalvariyorum bu yakarislarin daha fazla kisiye ulasmasini saglayin.



Kaynak isteyenler Uygunsuz gercek filmini izleyebilir ve Turkiye'de ki su gercegi prezentasyonunu okuyabilir WWF sitesinden. Bunun disinda Tema Vakfi'nin Su kaynaklari ve Kuresel Isinma ile ilgili yazilarina da goz atabilirsiniz.

12 yorum:

  1. Hepsine kesinlikle varim.
    Artik bunun reklam olarak pazar yaratmalari ve böyle kullanilmasi bile umurumda degil. Nitekim su an yasiyor oldugum ülkelerde (Italya, Fransa, Almanya)durum bu...

    Neden kimse daha yorum yazmamis? Asil bu konuda -dedigin gibi- herkesin basinin eti yenmeli..
    Konu yeni degil... 10 sene önceki Türkiye deki HERKESIN ANLAYACAGI dilde yazan Bilim Kurgu dergisinde bile cevre ile ilgili yazilarda BUGUN gerceklesenler bir bir yazili idi.
    10 yillik haberler? Hicbirsey yeni degil ve idrak edilmesi de zor degil!
    Ben su kaldirdigim Kyoto yazisini linkini geri koyayim...
    Selamlar

    YanıtlaSil
  2. Destegin icin cok tesekkurler B5, bu konuda kimsenin yorum yazmamis olmasi beni de uzmustu aslinda cunku kisisel bir yazi degil, bir bakima sorumluluk bilinci. Umarim daha cok yayginlasir. Ben de kuresel isinma gibi konularin reklam olmasini onemsemiyorum cunku en azindan insanlarda bir bilinc olusturur.

    YanıtlaSil
  3. Dehset verici olmus, guzel. Ben de mizildanayim bu konuda hemen.

    YanıtlaSil
  4. Dilerdim ki Merter’deki trafik yolda kaza olduğu için değil, insanlar arabalarının kontak anahtarlarını yerlerinden çıkarttıkları için tıkanmış olsun. Dilerdim ki arkadaşıma eylem hakkında ne düşündüğünü sorarken bana geçiştirici gözlerle bakmasın. Dilerdim ki insanlar biraz olsun düşünceli olsunlar. Dilerdim ki bencilliklerinin sonuçlarına kendileri, hemen o anda katlanabilsinler. Bugün, sadece bugünün, bu dileklerimin gerçek olduğu gün olmasını isterdim. Ama yine de gün, dünya üzerinde bitmiş sayılmaz. Umudum odur ki gördüklerim beni yanıltıyordur, görmediklerim tanık olduklarımdan çok daha umut vericidir.

    YanıtlaSil
  5. Kuresel isinmanin korkunc sonuclari konusunda yazdiklarina tamamen katiliyorum. Ama ben Turkiye'nin Kyoto'yu Annex-1 ulkesi olarak imzalamasina karsiyim. Neden mi? Cunku Turkiye dunyada kisi basina C02 saliniminda 101. sirada oldugu halde, hic bir olcuye gore gelismis bir ulke olmadigi halde gelismis ulkelerin bulundugu Annex-1 grubunda ve onlarla ayni sorumluluga sahip olacak. Cin, Meksika, Guney Kore bile Annex-1'de degilken. Bu konu ile iki yazi yazdim. Ogrendikce de yazmaya devam edecegim.

    Kyoto 1

    Kyoto 2

    YanıtlaSil
  6. Tek kelimeyle mükemmel bir anlatım ve gözlem.Aslında varlığım kadar eminim ki herkes bunun farkında fakat maddi varlıklar insanları o kadar kapsamış ki insanlar da manevi durumların kendilerine verecği zararları gördükleri haşde görmemezlikten geliyorlar.yazık yazık çok üzülüyorum 20 yaşında bir insan olarak şu ülkeye şu dünyaya iyi bir şeyler verip en azından bir köşesini düzeltirdim hayatın ama umarım buna yetecek kadar fırsatım olur........

    Tekrar eline,yüreğine ve o aklına sağlık......

    YanıtlaSil
  7. Merhaba Mert,
    Yaziyi okuduktan sonra, veya sondaki videoyu izledikten sonra insan birseyler yapayim diyor ama o ciliz kivilcim cok cabuk sonuyor. Insanlarin tuketim cilginligini gorunce umudum tukeniyor. Bencillik almis yurumus. Sanirim bu bilinci canli tutmak icin yaptigimiz ufak degisiklikleri birbirimizle paylasabiliriz. Hatta yeni bir blog ile bunlari herkesle paylasabiliriz. Ornek vermek adina ben mutfaktaki kagit havlu rulosunun yanina bir tane el havlusu astim. Daha az kagit havlu kullaniyorum. Daha buyuk bir adim icin ev sahibimin yaptigi birseyi ornek vereyim. Is yerine 2 dk. mesafede bir eve tasinmis ve daha az benzin yakiyor. Ornekleri cogaltmak mumkun. Kisaca yiyiniz icniz israf etmeyiniz.

    YanıtlaSil
  8. Mertçim çok teşekkür ederim böyle bir yazı yazdığın için - hepimiz adına.

    YanıtlaSil
  9. selam Mert,
    iyi hoş güzel diyorsun ama amerika'dan yani "önce ekonomi sonra ekoloji" diyen bir yerden diyorsun....

    YanıtlaSil
  10. @pnarnet: cok tesekkurler, elbette hayatta birseyleri degistirmek icin bir firsatimiz olucak, yalnizca sabirli olmali ve yilmamaliyiz. Belki su andaki toplum gorusu karsisinda akintiya karsi yuzuyoruz ama umarim seslerimiz bir gun duyulcak ve dunya daha yasanilir bir yer olucak.

    @miracc: cok tesekkurler, yeni bir blog altinda bunlari paylasma fikri cok guzel, herkesin kuresel isinma konusunda ki fikirlerini kendi bloglarina yazmasi disinda tum bunlarin toplanacagi bir platform olusturmak bana da mantikli geliyor. Verdigin uygulamalara gelince cok mantikli, gercekten de ufak seyler tum toplum tarafindan benimsenirse buyuk degisikliklere yol acabilir. Sanirim herseyden once tuketim mantalitesinin degismesi lazim once.

    @silgi: destekledigini bilmek cok guzel silgi, ben tesekkur ederim :)

    @hasan: amerikadan yaziyorum bu yaziyi evet ve yazimda da belirttigim gibi Bush yonetiminden hic de memnun degilim. Amerika'li degilim, burada dogmadim ve bu hukumete de oy vermedim. Ne var ki Amerika'da dogmus olsaydim bile bu yazdiklarimi gecersiz veya eksik kilmazdi. Amerika'da bile cevre icin belki de turklerden cok daha dikkatli ve dusunceli olan insanlar var ama ne yazik ki sayilari fazla degil. Sonuc olarak yazinin nerede yazildigi cok onemli degil bence icindeki amacta uzlasildiktan sonra.

    YanıtlaSil
  11. söylediklerine katılmamak mümkün değil ama körükörüne de inanmamak lazım bence. Mesela kyoto konusunda tamamen haksızlığa uğrıyoruz, bunu bilmemiz lazım. küresel ısınma ve kyoto konusunu bende araştırıp iki yazı yazdım ilginizi çekerse birde benim bakış açımdan bakın bu iki olaya.
    küresel ısınma:http://hasancebi.blogspot.com/2007/03/kresel-isnma-gerek-mi.html
    kyoto:http://hasancebi.blogspot.com/2007/03/kyoto-imzalansn.html
    kyoto2:http://hasancebi.blogspot.com/2007/03/neyi-doru-yapabiliyoruz.html

    YanıtlaSil
  12. @topsy kretts: evet daginik kafa'nin yazdigi yorumda da sitesinde bunu tartistik. Gene daginik kafa'nin blogunda gordugum bir haber de sanirim sizin yazdiklarinizla ortusecektir.

    YanıtlaSil