31 Ekim 2005

Sitede degisiklikler

Oncelikle muziklerim kismini kaldirdim, guzel bir podcast uygulamasiydi ama ayni anda sadece bir kisiyi kabul edebilmesi ve stream ederken direkt benim bilgisayarima baglandiginiz icin benim internete bagli olmadigim zamanlarda calismiyordu bu sistem. Bu yuzden daha iyi bir cozum bulana dek kaldirdim.

Ikinci olarak istek listesi kismini kaldirdim, amazonun istek listesine cok bir sey eklemiyordum zaten, hem simdiye dek hicbir istegimi de kimse bana almadi... (anladim ki bir seyi cok isteyince olmuyormus) Bir de hava durumunu gosteren ve saati gosteren iki script daha vardi onlari da kaldirdim cunku hem cok gerekli gelmedi hem de sitenin acilisini yavaslatiyordu.

Yan tarafa videolarim kismini ekledim, bu bolumde bundan sonra son ekledigim 3 video goruntulenicek, thumbnaillerin uzerine fare imlecini getirdiginiz zaman kisa bir yukleyip videoyu oynatiyor bile, oldukca sevdim bu ozelligini.

Bir de video blogging rss bannerini ekledim () bu sadece videolarimin rss lerini iceriyor, bunu fireant kullanicilari icin koydum. FireAnt video bloglardaki videolari izleyebilmek icin kullanabileceginiz videolari rss kaynaklarindan oynatabilen bir program, bir cok video bloga uye oldugunuzda neredeyse tv gibi tum videolari seyredebiliyorsunuz bu programdan.

Bir de siteme link vermek isteyenler icin banner yarattim, kucuk yesil sey orada bir gunluk resmi aslinda cok belli olmasa da.

Son olarak video blogging referans yazisini yaziyordum ki aklima geldi, neden yaziyorum ki? video olarak gostermem daha mantikli olmaz mi? Ilk giris bolumunu cektim, diger bolumleri de cekince derleyip koyucam siteye.

30 Ekim 2005

Thinking about my door bell


Thinking about my door bell
Originally uploaded by mertulas

Judy Ka & Cabeza de Chorlito Presentan:

Judy Ka & Cabeza de Chorlito Presentan:

Guzel illustrasyonlarmis...

Gorunmesem, olsam

Uyumak istiyorum, uyurken geziniyorum, en salak sacma ruyalari gormeyi yasadigimi gormeye tercih ediyorum. neden diye dusunmuyorum. Kulaklarimdan biri 3 gundur tikali, parmagimi sokup cikarinca 1-2 saniye duzeliyor ama sonra gene tikaniyor. Yavas yavas duyularimi kaybetsem once duyma, sonra gorme, tat alma, hissetme falan; sonra konusamasam boylelikle bahanem olsa neden konusmadigima dair. Sadece dus alsam ve uyusam ve mutlu olsam, gorunmesem olsam.

Sana (japonya) ve Vedran (hirvatistan)

Vedran ve fransiz bir kiz ismini unuttum

masanin uzerinde dans eden insanlar

genel

Annie cin/usa asilli

Bunun adini unuttum ama amerikaliydi

Nicolas fransa'dan

Kerry (guney afrika), Yoke (endonezya) ve Umer (almanya)

Drew San Fransisco'dan

Gudrun Izlanda'dan

Vedran Hirvatistan'dan

Dunku Halloween partisinden fotograflar, Ai Japonya'dan

27 Ekim 2005


Ben ve Mi-Sun (Guney Kore'den) International House'da (eski kaldigim yurt) Pancake Breakfast'da (yurtta kalan tum internasyonel ogrencilerin organize ettigi ve yoresel kiyafetlerini giydigi kahvalti organizasyonu). Mi-Sun'i benim kaldigim donemden taniyordum, kizcagizin yaninda babasi gibi cikmisim, bu kadar kisa degildi sanki kiz

26 Ekim 2005

Sinav

Persembeye sinavim var, ogretmen acik kitap olucak dedi, a iyi ne guzel derken ama kitaptan sormiycam dedi... Daha once de baska bir derste ogretmen gene acik kitap demisti, ogrencilerden biri peki notlarimizi da acabilirmiyiz diye sordu, ogretmen de istersen kutuphaneye git gene farketmez demisti, sonra sinavda da bu dediginin hakkini vermisti.

25 Ekim 2005


sanirim ders calisirken veya bilgisayarda bir seye konsantre olunca yuzumde hep bu aptal ifade oluyor ve dilim disari sarkiyor, o yuzden yalniz calismayi seviyorum.

hey sen, evet sen.

Dayi Mert

Yaklasik yarim saat once dayi oldum !
Ablamla henuz konusamadim ama iyiymis, normal dogum yapmis. Bebek erkek ama zaten bunu onceden de biliyorduk. Sanirim ismini Deniz koyucaklar.

Hmm "Mert dayi"... Buna biraz alismam gerekicek sanirim, biraz daha olgun hissettim simdi :)


Henuz bebegin fotograflarini ve videosunu goremedim ama buraya koyarim gordugumde. Aralik 21 de gozlerimle gormek icin de sabirsizlaniyorum. Simdilik bebegin ablamin karnindaki 3d fotografini koyuyorum.

Video blogging referans yazisi

Video blogging hakkinda bir referans yazisi hazirlamaya basladim ama ugrastirici bir yazi ve bu aralar okul yuzunden oldukca yogun oldugum icin biraz erteliyorum simdilik. Aklima gelmisken Türkçe bloglar arasinda yemek tarifleri veren bloglar cok yaygin, bunlardan podcasting verenler bile var ama eger video blogging de yapip yemegin yapilisini videoya cekerlerse mukemmel olur bence.

Neyse bir iki gune o yazimi tamamlamis olurum ve belki onlara da kaynak olmus olur.

23 Ekim 2005

Yeah Yeah Yeahs - Maps

Con neden olmuyor?

Windows Xp'de herhangi yeni yarattiginiz klasore "con" ismi veremiyorsunuz. Neden bilmiyorum, 'con' acaba contain gibi bir komutun kisaltmasi falan mi direkt windows'un kaynak kodunda kullanilan bilmiyorum.

Technorati :

Ozet

Gecen gun profesor gonullulerden derste anlatmak uzere yeni kitaptan belli bolumleri ozet cikarmasini istedi. Irk ve cinsiyetini vermeyecegim bir ogrenci 30 sayfalik bolumden 45 sayfalik ozet cikardi, ozete kendinden de bir seyler katti heralde.

Technorati :

19 Ekim 2005

Gelecek ve online isletim sistemi

Oyle bir sey istiyorum ki bir web adresi girdigimde bana kullanici adi ve sifremi sorsun, sonra karsima

  • outlook tarzi maillerim gelsin

  • yapilacaklar listesi gelsin

  • takvimim gelsin

  • sectigim rss feedlerden haberleri, bloglari gostersin

  • microsoft'a ihtiyac duymadan ofis programlarini acabiliim ve yaratabiliyim

  • dosyalarim icin storage olsun

  • istedigim sarkiyi aratip edip stream edebiliim internetten

  • projelerim kismi olsun, bana detayli proje yonetimi bilgileri versin

  • istedigim fotografi saklayabilmeliyim, ya da arama ile istedigim turde fotograf gosterebilsin

  • videolarimi istedigim gibi yukleyebilmeli ve izleyebilmeliyim

ve bunlarin hepsi BEDAVA olsun, o zaman baska bir yazilima ihtiyac duyarmiydim gercekten? hayir...
Peki cok sey mi istedigimi dusunuyorsunuz? Su anda bunlarin hepsini bedava yapan ayri ayri servisler oldugunu biliyor muydunuz? Tek yapilmasi gereken bunlari birlestirmek, bunu kim mi yapicak? Ben Google'dan umitliyim :)
Asagida tum bu isleri ayri ayri yapan servisler ayni sirayla listelenmistir.
  • Gmail- goruntu olarak outlook gibi olmasa da sinirsiz sayilabilecek bir kapasitesi var






  • Mercora - neredeyse istediginiz mp3'u (yayginlastikca) stream olarak dinleyebiliyorsunuz





Peki buradan ne anliyoruz? Microsoft'un isletim sistemleri uzerinde ki tekelinin nasil sarsildigini... Sadece internete baglanabilen bir bilgisayar bu yukaridaki ozelliklerle basit bir cok kullanicinin ihtiyaclarini karsilayacaktir. Su andaki tek engel bunlarin tek bir cati altinda toplanmasi. Hadi google, senden ilk online operating sistemini bekliyorum, ismi de benden olsun... GOOSY - Google Online Operating SYstem

Bir adim daha oteye bakarsak hardware ureticileri ile anlassin Google ve wifi destekli ekranlar uretilsin (benim yapmak istedigim ama yapilmis oldugunu fark ettigim proje, bakiniz burada yapilmisi var) ve bilgisayarimiz internet uzerinden boot olsun, ha bir de gtalku da online yapsinlar sadece boylelikle bisey yuklemeden Gtalk yapalim wifi uzerinden. Olur mu? Bence OLUCAK cunku su anki teknoloji ile yapilabilir bu, birde wifi aglar yayginlassin (google tum san fransisco sehrini wifi agiyla kaplamak icin teklif verdi, bedavaya yapacak ve kullanicilardan da ucret talep etmeyecek!) boylelikle sokakta evde okulda bir tek ekranimizla baglanalim. Bu bahsettigim kavramlar uzak gelecek degil, en fazla 5-10 yil sonrasi.

18 Ekim 2005

Akif Hakan Celebi ve Nazif Topcuoglu

Uzun suredir aklimda olan ama yazmayi unuttugum iki baglanti vardi fotografcilik ile ilgili.

Birincisi deviantart da ratladigim Akif Hakan Celebi'nin portfolyosu. Su anda Florida'da yasayan sanatcinin ozellikle uzakdogulu modellerle olan calismalarini cok begendim. Kendisi ayni zamanda netmagazin Ekstrem'in kurucularindan.

Bir digeri ise Nazif Topcuoglu. Kendisi Genis Aci yazarlarindan ve ozellikle sakatatlarla ilgili fotograflarini ve yeni okuyucular serisini cok begendim.

16 Ekim 2005

Kontrol ve butunluk

Hayatim uzerinde ne kadar kontrolum var? Bagimsiz kararlar verebiliyormuyum? Benim bugune kadar yasadiklarimi yasayan biri, benimle ayni cevrede buyuyen biri farkli bir karar verebilirmiydi? Ya da ben soz gelimi bir seri katil ile birebir ayni hayati yasasam, onun anilariyla buyusem ben de o cinayetleri islermiydim? Onun yerinde olsam soyle yapardim ile gelen cumleler sacma degil mi? Onun yerinde olsaydin ayni seyi yapardin cunku. Dogustan kotu diye bir kavram olabilir mi? Beni ben yapan bugune kadar cevremle olan etkilesimim degil mi? Bunun sonucu olarak benim alacagim kararlar zaten bir bakima onceden belli degil mi? Tahmin edilebilir demiyorum cunku bir cok cevresel faktor etkilesime giriyor. Zaten suclulari yakalarken onlarin gecmisini arastirip nasil ve neden yaptiklari ve daha sonra ne yapacaklarini belirlemeye calismak "modern poliscilik" degil mi?

Buradan yola cikarak cevresel faktorlerin etkilesimini anlayabiliyoruz. Peki cevresel faktorleri nasil kontrol edebiliriz? Ya da onlarin etkisinden nasil kurtulmaya calisabiliriz? Oncelikle cevremizde olup bitene kayitsiz kalmakla bu pek mumkun olmaz cunku cevremizde olan birseye ne kadar karismasak bile bir sekilde bizim hayatimizi etkileyecektir. Bu muhtesem bir butunlugun isareti degil mi? Fizikteki etki-tepki kurami bile bunun bir parcasi degil mi? Peki bu kadar basit bir kavrami algilamak, kabul etmek neden bu kadar zor? Cunku bu etkilesimin suresi hemen de olabilir, yuzyillar sonra da kendini gosterebilir ve biz bunu "aa bak bunun tepkisi olarak bu oldu" diye dusunmeyiz bile. Su andaki ozon delinmesi kac yillik bilincsiz sanayilesmenin urunu, o yillarda yapmayin ozon delinecek desek kim inanir ya da "kim takar"? Su anda bile USA hala dunya ekolojisini ilgilendiren cok onemli anlasmalari kendi ekonomisi bozulur diye imzalamiyor, boyle giderse 100 yil sonra ekonomi diye bir kavram kalmayacak ama derdi anlatmak biraz zor.

Peki olaylar uzerinde pek bir kontrolumuz yoksa ve hersey bir butunluk ise bu butunlugun dengesini ne sagliyor? Burada kontrol kavramini biraz daha irdelemek gerekiyor, ornek vermek gerekirse: eger belli bir irktan insanlar sizin en sevdiklerinize zarar verse genelde insan tum bu irki suclar nefretle. Iste burada kontrol yapilanin kotu bir sey oldugunu kabul etmek, kanun uzerinde hakkimizi aramak ama on yargimiz olmadan ilerlemek olmali, en sacma kararlar en ani alinan kararlardir. Ben interrailde cuzdanimi Ispanya'da cingenelere caldirinca kendimle buyuk bir mucadeleye girmistim tum cingenelerden nefret etmemek, onyargili olmamak icin. Iste bu duygularimizi kontrol etmektir, iste cevresel faktorlerin kontrolu ancak boyle olabiliyor ve bence dengeyi iyi yone cekecek davranislar bunlardir. O anda cevremde yasadigim hersey bana cingenelerin kotu yonlerini sergilese de cevresel faktorleri ve duygulari bir kenara birakip kontrolu ele almaktir bence bu. Bu polyanacilik degildir, olan kotu bir olayin karsisinda tepkisiz olmak, olmamis gibi davranmak da degildir.

Peki dengeyi iyi yone nasil cevirebiliriz? Sorunlarin kokenine inerek, dusunerek karar vererek ve harekete gecerek. Bu elbette "yakalim yikalim asalim" mantigindan cok daha uzun ve yorucu bir surectir ama sonuclarinin cok daha verimli ve kalici olacagini dusunuyorum.

Domino

Cuma gecesi Domino filmine gittim, acikcasi pek begenmedim. Hikaye falan pek oturmamis, o tarz anlatim turu de her filme yakismiyor demek ki dedim. Keira Knightley hos hatun ama yetmiyor filmi kurtarmaya. Bir de Tom Waits arkadas hatrina filmde abuk sabuk bir sahnede oynuyor, hic oynamayip sadece sarkilari olsa daha iyiymis.

15 Ekim 2005


-Cevat abi iletisim nedir? -bak Mert'cim sen bu odada yalnizsin ama iki kisi muhabbet ediyoruz, iste iletisim budur.

14 Ekim 2005

Ruh ikizi

Ruh ikizini nerede ararsin? Baska bir sehirde mi? baska bir ulkede mi? sokaklarda mi? internette mi? barlarda mi? arkadaslarinin arkadaslarinda mi? is yerinde mi? Aramaktan yoruldugunda ve yaslandigini hissettiginde mi evleniyor insanlar? peki onu buldugunu zannettiginde ona absurd olmayan ne soyleyebilirsin? Kac dilde merhaba diyebiliriz? peki ya sokakta yanimizdan gecerse? peki ya arkadaslari sizi sevmezse? peki ya cirkinse? peki ya aptalsa? peki ya dengesizse? peki ya emin degilsek? peki ya dogru zaman degilse? peki ya sizinle hic ilgilenmezse? peki ya ciktigi varsa? peki ya coktan evli ve cocuklu ise? peki ya duygularini gostermezse? peki ya cesaretimiz olmazsa?

-Bi olasiligi hesaplasana bana Cevat abi
-hesapliyiim tabi canim ama Cevat abi diye biri yok senin kafanda hepsi
-biliyorum Cevat abi ama uzatma sen bi olasilik ver iste
-hesapliyorum hemen ama bunu ingilizceye cevirirken Cevat deme bana telafuz edemiyorlar hic adimi

Posterler hakkinda

Eger bu posterleri evimizde nasil yaptigimizi merak ediyorsaniz Metin Selcuk'un Rasterbator hakkindaki yazisini okumanizi tavsiye ederim. Metin ayrica programin turkce tercumesini de eklemis. Tesekkurler Metin.

10 Ekim 2005

Sanal 3D online dunya

Internetin sanal dunya oldugunu mu dusunuyorsunuz? O zaman bir de second life i inceleyin. 3 boyutlu online stream edilen sanal bir dunya yaratilmis. Girebilmeniz icin guclu bir ekran kartiniz ve yuksek hizda bir internet erisiminiz olmasi gerekli.



Bu yeni birsey degil Sims Life 'da online olarak oynanabiliyor diyorsaniz cok yaniliyorsunuz cunku second life bir oyun degil aslinda. Second life uzerinden para kazanan bir cok insan var, second life'in linex adi verilen para biriminin dolar karsiligi var. En onemlisi ise butun harita oyuncular tarafindan yaratilmis, yani yaratma kabiliyetiniz var. Ucakdan bilgisayara, okuldan gokdelene istediginiz seyi yaratip dilediginiz gibi calismasi icin icine gerekli kodlari yukleyebiliyorsunuz. C'ye benzer sirf kendi icin yaratilmis bir programlama dili kullaniyor.

Uygulama alanlari nerelerimi olabilir? Oncelikle uzaktan egitim su anda baslamis, bedava bilgisayar dili kurslari veriliyor, bunun disinda mesela ben sinemasindan bir tane cizgi film izledim. Eger bir magazaniz varsa ve internet uzerinden giyim esyasi satmak istiyorsunuz, normalde uzerinize nasil oturacagini bilemezsiniz giysinin eger internet uzerinden alirsaniz degil mi? Second life'ta oyle degil cunku karakterinizin sizinle birebir vucut olculerine sahip olmasini saglayabiliyorsunuz. Peki bir ev saticaksiniz cok uzaktaki bir musterinize? Second life uzerinide yarattiginiz evin kopyasini virtual bir tur olarak gezdirmeniz mumkun, veya fotograf/resim serginizi second life ta sergilemeniz de mumkun. Su aralar kendi iclerinde bile internetleri var, yani internet icinde internet bir bakima :)

Eger hizli bir baglantiniz varsa mutlaka deneyin, sasiracaksiniz.

7 Ekim 2005

normali bi tanimlasana bana

su california'da bi tane normal insan gorebilcek miyim acaba, bir tane ya sadece bir tane?

6 Ekim 2005


Benim bir sey yetistirmem gerektiginde, hep son ana birakiyorum ve o ise baslamamak icin baska herseyi yapiyorum (evi temizlemek vs) Sonra yapacak birsey kalmayinca boyle hic baslamamis olmanin verdigi rahatlikla kameraya siritiyorum. Iste boyle bos islerle ugrasiyorum ben :)

5 Ekim 2005

MP3'lerimi de paylasmaya basladim

Hmm bugun cozdugum bir teknoloji sayesinde artik benim mp3 arsivime de stream ederek ulasabilceksiniz. Yalniz ufak bir sorun var ayni anda sadece bir kisi dinleyebiliyor, bu mp3leri kendi bilgisayarimdan kendi baglantimi kullanarak sundugum icin 2. kisinin baglantisini kaldiramiyoruz (kaldirmak istemiyoruz) efendim. Siz dinlerken bir anda media player sacmalamaya baslarsa anlayinki baska biri sisteme girdi :) Aranizda anlasirsiniz. Bir bakima peer-to-peer music streaming sistemi aslinda.

Neyse sonuc olarak 3119 tane mp3umu podcast yapiyorum su anda. Siteme hergun 20-30 kisi giriyor zaten, herkes ayni anda dinlemezse sorun olmaz bence. Yapmaniz gereken tek sey yan menudeki mp3lerim linkine basip open demek. Media player bir sure yukledikten sonra muzik baslayacaktir. Media player playlistden istediginiz sarkiyi secebilirsiniz. Soyle bir durum da var, o playlist de tum mp3ler gorunmuyor ama hepsi var aslinda, sanirim playlistin belli bir onhafizasi var ve 3119 rakami bu on hafizanin kaldirabileceginin uzerinde. Listeye her tikladiginizda ayri bir playlist cikacaktir, random olarak dinleyebilirsiniz sonuc olarak. Aslinda liste olarak da sunabilirdim de cok istemedim, boyle daha bir radyo havasi veriyor :)

Iyi dinlemeler :)


Guncelleme: Bu ozelligi surekli bilgisayarimi acik birakmami gerektirdigi icin kaldirdim :(

3 Ekim 2005



Proje danismanina 3 soru soruyorum, cok basit ve tek bir yanit aliyorum... Bu adam Berkeley de doktorasini yapmis. Neyse...

2 Ekim 2005

Bu aralar gercekten hicbir sey hicbir zaman gercekten olmuyor, hicbir sey degismiyor modundayim...

1 Ekim 2005

Lord of War

Bu gece Lord of War'in son gosterimiydi, ona gittim. Nicolas Cage bu filmde objektif bir bicimde bir silah tuccarinin yasamini anlatiyor. Nicolas Cage'in aktorlugu onceki filmlerinden farkli degil, o bakimdan sevenlerini cok sasirtmayacaktir. Acikcasi ben artik cok alistigim icin yuzu ve davranislari cok tipik gelmeye basladi. Onu farkli bir aktorluk tarzinda gormek beni daha memnun ederdi sanirim.

Filme gelince, bence fena degildi ama bende fazla bir etki birakmadi. Sonlarina dogru verdigi mesajlar acisindan fena degildi bir de filmin ilk basindaki bir kursunun yolculugu dikkat cekiciydi. Buradan da o sahneyi izleyebilirsiniz slideshow olarak. Filmde Nicolas Cage ana karakter ve diger karakterler biraz sonuk kaliyor hikayede. Sonuc olarak sanirim filme 10 uzerinden kendi zevkime gore 6.5-7 verirdim.

Filmden ciktiginizda USA'nin ekonomisinin ne kadar silah uretimine bagli oldugunu dusundum, ekonomiyi canlandirmak icin ya da sadece yeni yapilan silahlarin "gorucuye cikmasi" icin acilan savaslari. Dusununce cok acik ve sacma geliyor aslinda. Hayatimda ilk defa burada TV'de ordu reklamlari goruyorum, kampusde ordudan adamlar ordunun reklamini yapiyor. Icinde silah olmayan bir Hollywood filmi dusunmekte zorlaniyorum, Walmart'da cesit cesit kursun satiliyor... Ben hayatimda elime silah almamis olmanin gururunu yasarken burada silahlanmaya karsi insanlar ozendiriliyor sanki.