sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mart 2012

15 Eylül 2010

Yunusların Gözyaşları



2010 yılı Türkiye'de Japon yılı olarak kutlanıyor. Bu kapsamda Japon kültürünü ve Japonya'yı tanıtan bir çok etkinlik var Japonya Büyükelçiliği tarafından desteklenen.

Ne yazık ki 2010'da Japonya ismini Türkiye'ye ve dünyaya çok daha farklı bir şekilde, Japonya ve insanlık açısından kötü bir şekilde duyurdu.

2009 yapımı The Cove adlı belgesel ülkemizde 4 Haziran2010'da "Koy" adıyla gösterime girdi. Bu belgesel kısaca eski yunus eğitmeni Ric O'Barry'nin bir grup aktivist ile Japonya'nın Taiji şehrinde her yıl tekrar eden yunus balığı katliamını durdurmak için bu katliamı gizli kamera ile kayıt altına almalarını konu alıyor. Koy belgeseli dünya çapında çeşitli festivallerden bir çok ödül kazandı. Bu belgesel NTV'de Yeşil Ekran kuşağında da yakın zamanda yayınlandı. Gerçekten etkileyici olan bu belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.

Bugün ntvmsnbc'de ki habere göre yunus katliamının yeniden başladığını okudum ve bu katliamın durdurulması ve yunusların insanları eğlendirip para kazanmak uğruna gösteri merkezlerinde hapsedilip stres altında  hapsedilmesine engel olmak için neler yapabilirim diye düşündüm ve başlangıç olarak daha fazla insanı bilgilendirebilirim diye düşünerek bu blog yazısını yazmaya karar verdim.

Bunun dışında Türkiye'de Doğa Derneği tutsak tutulan yunuslar için imza kampanyası başlatmış. Kampanya sayfasında yer alan hazır metni japon büyükelçisi Nobuaki Tanaka'ya eposta atabilirsinizBu kampanyaya katılarak da umuyorum sesimizi daha fazla duyurabiliriz.


Live grubundan "Dolphins Cry" şarkısı bu yazıyı bitirmek için uygun olur sanırım.

26 Nisan 2009

Once

Once filmini sevgilimle seyrettik, güzel doğal bir film. Pazar günleri için ideal bir film diyebilirim garip bir kategorilendirme olsa da. Film aslında daha çok albüm tanıtımı gibi olmuş. Glen Hansard biraz Damien Rice tadında. Falling Slowly şarkısını aşağıda dinleyebilirsiniz.

14 Mart 2006

Before Sunrise

Cocukken ne zaman filmlerde opusme sahnesi olsa gozlerimi kapardim, ama dinlemeye devam ederdim ve tehlikenin gectigini hissettigimde gene gozlerimi acip izlemeye devam ederdim. Ergenlikten sonra bu huyumdan kurtulmustum.

Bugun Before Sunrise'i seyrederken barda birbirlerini telefonla aradiklari sahne oynarken kafami koltuga gomup dinlemeye devam ettigimi farkettim, opusmuyorlardi ama daha kotu utandim ben. (opusurlerken baktim ama)

27 Şubat 2006

24

Netflix'e uye olduktan sonra daha sik dvd izler olduk, bende 24'un Turkiye'de yayinlanmayan 4.bolumunu izledim. (teroristler turk oldugu icin yayinlanmadi sanirim)

Turk ailesi garip olmus, isimler "behruz, dina, navi" falan oyle garip turkce'de olmayan isimler. Sonra bir yerinde adam internette saldiri buluyor, "kodlara baktim yalniz hepsi ingilizce degildi, orta dogulu dilinde gibiydi ya turkce ya da arapca emin olamadim" diyor.

Simdi arkadasim madem boyle populer bir dizi yapiyorsun biraz arastirma yap.

1) turkce isimler bulmak o kadar zor degil, google dan aratmaya bakar is
2) kod dili universaldir, ekrana yazacagin komut ekranlarini belki baska bir dilde yazdirabilirsin ama kodun kendisi universaldir. Yepyeni bir mimaride yeni bir isletim sistemi yaratmadigin ya da yeni bir kod yaratmadigin surece. Yani arapca C kodu yazamazsin, yazsan bile diger bilgisayarlara okutamazsin.
3) Orta dogulu dili nedir? Arapca ile turkce arasinda biraz fark var, alfabe falan farki. Yani bunu arastirmak google da iki kelime aratmaktir. Turkler arap alfabesi kullanmiyor 1928'den beri. Hani ya turkce ya da arapca gibi bir ikilemde kalmak oldukca zordur.

Bir de diziyi seyrederken ne kadar muhafazakar oldugunu farkettim, klasik "ben amerikan savunma bakaniyim bana birsey yapamazsin" diyaloglari, gerek ulke guvenligini korumak icin her yolu cignemek mubahdir anlayisi (buyuk olcude insan haklari)olsun. Savunma bakaninin eline silah alip teroristleri vurmasi falan (iste savunma bakani boyle olur anlayisi)... Bir de artik cekici yani ya da heyecani kalmiyor pek, hep supriz bekliyosun zaten. Gerci daha sadece ilk 4 saatini izledim, bakalim ilerisinde belki yeni bir seyler olur.

5.sezonun ilk bolumunun Amerika'da izlenme rekoru kirdigi dusunulurse oldukca genis bir kitleye ulasan bir dizi ozellikle de bu yuzden biraz arastirma yapilsaymis senaryo uzerinde daha iyi olurmus.

2 Ocak 2006

Kurt Muhendisler Silikon Vadisi'nde

Bu kurtlar vadisi olayini ben anlamadim, bir iki kere izledim diziyi onceden zaten burada degildim ama delikanlilik mantigi uzerine kurulu baska bir dizi sadece. Sharon Stone falan da oynamis bi bolumde, cekimler cok kotu gibi geldi yani bumuymus be oldum, ilginc. Ne kadar yaslanmis kadin.

Son bolumu yayinlanirken biz Tophane'de nargile icip tavla oynuyorduk arkadaslarla, dev ekranlardan herkes izliyordu diziyi hatta sonlarina dogru tavla ses yapiyor millet rahatsiz olucak diye ara verdik. Polisler bile izliyordu. Garip geldi, belki de ben cok uzagim bu tur seylerden ilgim de pek yok ondandir.

O dizideki canak anten reklami nedir oyle bir de? Adini hatirlamiyorum ama cok ucuz reklam oldugunu hatirliyorum. Ya mesela delikanli abi modeli bir dizi olacagina birseyler ureten, yaratan insanlar ve bunlarin hayatta karsilastiklari gucluklerle ilgili gercekci guncel hayattan bir dizi falan olsaydi bu kadar tutar miydi?

Ben de delikanli muhendis dizisi yapicam, adi Kurt Muhendisler Silikon Vadisi'nde olsun. Cok delikanli devreler yapacak, elektrik akiminin bir iskence yontemi olarak kullanilmasina karsi cikacak, surekli ders calisacak, egitim sisteminin yaratici olmasi icin ugrasacak. Aslinda gizli kimligi olucak, 1 milyara calistigi sirkette haftasonlari dahil sonuna dek somurulen, fabrikalarda egitimsiz iscilere otomasyon sistemini sabahlara dek anlatmaya calisan bir muhendis olucak gizli kimligi ama geceleri kurt muhendis olucak. Hayali arastirma gelistirme yapmak olucak hep ama sorunlardan vakit olmayacak bir turlu.

Bilgisayarlara da ilgili olucak microsoft adindaki derin devleti cokerticek, kesin linuxcu olucak, apple kullanan arkadaslari da olucak ama onlar daha cok burjuvazi tipler olucaklar. Sonra spyware ve spamler ile savasacak, son sozu de "sonunu dusunen muhendis olamaz, olmasin" olucak.

Ve bunlarin hepsini cok delikanli bir sekilde yapacak gercekten, ceketi omzuna asacak, agir abi replikleri olucak. Sharon stone bana para teklif edicek rol kapabilmek icin. Cok seviceksiniz cok.

24 Kasım 2005

Paradise Now

Filistinli intihar bombacilarini anlatan bir film, ben begendim ama diger tarafi pek gostermedigi icin ne kadar objektif bir film bilemiyorum. Benim asil dikkatimi ceken filmde yapilan bir gondermeydi:



Bu filmde intihar bombacilarinin hazirliklarini yaptiktan sonraki son yemekleri




Bu da Da Vinci'nin Isa'nin son yemegini resmedisi. Benim screenshotdan cok anlasilmiyor ama ikisinde de 13 kisi var.

Agir bir gonderme olmus ama sinemada kimse anlamadi galiba o sahnede, bakindim kimse de garip bi tepki falan da yoktu. Filmi birlikte seyrettigim Zeren arkadasim bile farketmedi sanirim.


Paket bitsin birakiyorum.


Technorati Tagleri: , , , , ,

9 Kasım 2005

3 Iron

Gecen gun cok izledigim Koreli yonetmen Ki-duk Kim'in filmi, gercekten cok guzeldi. Ozellikle benim gibi konusmayi pek sevmeyen biri icin, filmde ana karakterler hic konusmuyor. Tavsiye ederim, benim en sevdigim filmlerde yerini aldi.


3 iron
Originally uploaded by mertulas

16 Ekim 2005

Domino

Cuma gecesi Domino filmine gittim, acikcasi pek begenmedim. Hikaye falan pek oturmamis, o tarz anlatim turu de her filme yakismiyor demek ki dedim. Keira Knightley hos hatun ama yetmiyor filmi kurtarmaya. Bir de Tom Waits arkadas hatrina filmde abuk sabuk bir sahnede oynuyor, hic oynamayip sadece sarkilari olsa daha iyiymis.

1 Ekim 2005

Lord of War

Bu gece Lord of War'in son gosterimiydi, ona gittim. Nicolas Cage bu filmde objektif bir bicimde bir silah tuccarinin yasamini anlatiyor. Nicolas Cage'in aktorlugu onceki filmlerinden farkli degil, o bakimdan sevenlerini cok sasirtmayacaktir. Acikcasi ben artik cok alistigim icin yuzu ve davranislari cok tipik gelmeye basladi. Onu farkli bir aktorluk tarzinda gormek beni daha memnun ederdi sanirim.

Filme gelince, bence fena degildi ama bende fazla bir etki birakmadi. Sonlarina dogru verdigi mesajlar acisindan fena degildi bir de filmin ilk basindaki bir kursunun yolculugu dikkat cekiciydi. Buradan da o sahneyi izleyebilirsiniz slideshow olarak. Filmde Nicolas Cage ana karakter ve diger karakterler biraz sonuk kaliyor hikayede. Sonuc olarak sanirim filme 10 uzerinden kendi zevkime gore 6.5-7 verirdim.

Filmden ciktiginizda USA'nin ekonomisinin ne kadar silah uretimine bagli oldugunu dusundum, ekonomiyi canlandirmak icin ya da sadece yeni yapilan silahlarin "gorucuye cikmasi" icin acilan savaslari. Dusununce cok acik ve sacma geliyor aslinda. Hayatimda ilk defa burada TV'de ordu reklamlari goruyorum, kampusde ordudan adamlar ordunun reklamini yapiyor. Icinde silah olmayan bir Hollywood filmi dusunmekte zorlaniyorum, Walmart'da cesit cesit kursun satiliyor... Ben hayatimda elime silah almamis olmanin gururunu yasarken burada silahlanmaya karsi insanlar ozendiriliyor sanki.

24 Eylül 2005

Corpse Bride



Bu aksam Tim Burton'in son filmi Corpse Bride'a gittim. Oldukca guzel bir film, tek sorunu biraz kisa geliyor, keske biraz daha uzun surseydi diyorsunuz. Grafikler ve cizimler gercekten cok guzel ve kendine has bir atmosferi var. Muziklerini de oldukca begendim. Bunun disinda kurtcuk ve kopek karakterleri inanilmaz sevimli. Seyrettiginizde iyi vakit gecireceginize eminim. Benim icin ise birini hatirlattigi icin ayri bir yeri vardi.

Bu arada aklima bir fikir geldi, eger Turkiye'ye gelmeden once merak ettiginiz bir film varsa genellikle her cuma aksami sinemaya gidiyorum ve buradan yeni gelicek filmleri ve buradan da su anda oynayan filmlere bakarak Mert su filme git ve fikrini soyle diye yorum birakabilirsiniz cuma gununden once. (zevkime cok ters olmadikca yorumlara gore gidebilirim sanirim)

19 Eylül 2005

Transporter 2

Gecen gun can sikintisindan ve o saatte daha duzgun bir film oynamadigindan transporter 2 ye gittik. Tamam klasik hollywood aksiyon filmi zaten cok umitli gitmemistik ama bu kadar mi kotu olur. Jason abi neler yapti oyle, arabayla ucarak giderken arabanin altindaki bombayi vincin kancasina takip gene 4 teker ustune dustu, kursunlardan sag sol yaparak kacti (keanu abimiz o hareketler icin matrix'de filmin basindan beri kasiyordu), jet skiyle karayolunda otobus kovaladi, dusen jetin icinde g-force a karsi koyarak adam dovdu ve daha neler neler. Kisacasi bizim Kara Murat'i bile golgede birakti. Bir de film bastan sona reklam kusagi zaten, gisede cok basari yapamayacagini tahmin edip bari filmin parasini sponsorlardan cikaralim mantigi sanirim.

13 Kasım 2004

websitesi, notlar, vs..

birkac gundur websitesi ile ugrasiyorum bittiginde www.mertulas.tk adresinden ulasilabilcek. Su anda genel dizayn kisimlarini bitirdim sayilir, icerigini de zamanla tamamlamayi dusunuyorum. Bu websitesine cok az zaman bulabiliyorum ama sanirim bittigi zaman gercekten sevecegim bir site olucak... Bunun disinda gunlugumude sitenin bir parcasi olarak dahil edip birlestiricem tabi. Hatta size bi dahaki postta (bknz. bi ust post) bi preview gosteriyorum :)



Bunun disinda operations planning and controlden 90 almisim ama o 10 puanda ingilizce kaynakli kaybetmiim yani, soruyu anlamamisim tam falan, upcoming year diye mesela forecast alirken, ben bi sonraki yil olarak algilamisim ona gore yapmisim forecasti filan... (halbuki onumuzdeki yil yani 2005 derken ben bir yil sonra kasim ayini yapmisim ki soru acik deildi yani bence hala) neyse 10 puan cok sorun deil...



Bugun iki tane filme gittim tek bilet alip, kimse sinemanin icinde kontrol etmiyordu bizde arkadaslarla ikinci filmede girelim bari olduk :) Ilk film after sunset mi neydi, ikinciside pixar in son filmi incredibles di. Ilk film klasik amerikan izleyicisnin beklentilerine gore "engineer" edilmis bir filmdi tam, biraz macera, bir iki gogus sahnesi, biraz daha macera, komik bir iki tipleme falan... Ikinci film gercekten sevimliydi, zaten pixar cok basarili bir firma silikon vadisinde, sanirim LA de ofisleri var emin deilim ama eglenceliydi oldukca (ozellile dizaynir tiplemesi ve sonundaki bebek)



Yarin squash oyniycaz thorstenla, bakalim gozumuzu falan cikarmayiz isallah, sonrada yuzsekmi diyoruz ama belki yagmur yagar... aa yuzemeyiz haftasonlari okulun havuzu kapali... neden diye sormayin, mantigi yok pek....