24 Temmuz 2007

sosyal virüs

MSN'lere bulaşan bir virüs çıkmış ortaya, arkadaş listenize link gönderip onların da hesaplarını ele geçiriyor ve yayılıyormuş... Bu gece bi kaç kişide denk geldim salgın gibi.

Kıssadan hisse: Linux kullanın :)

22 Temmuz 2007

Uzun zaman oldu

Uzun bir süredir yazamıyordum o yüzden özet geçeceğim,
  • Birleşmiş Milletler Hidrojen Enerjisi Teknolojileri merkezinde işe girdim, Aralık ayına kadar çalışacağım.
  • Neden Aralık derseniz, çünkü Aralık'ta yaylalar yaylalar derim
  • Keyfim yerinde sanırım bu aralar
  • Şu Backwoods denilen purolara sarmıştım bu aralar sigara içmeyeceğim diye, şimdi onu da kesmeye çalışıyorum zira feci ağız kokusu yapıyor
  • 1 aylığına spor salonuna kayıt olmuştum, ilk gün gittim bir daha da uğramadım. Hem önemli olan katılmaktı zaten. Evde kendi çapımda şnavf mekik yapıyoruz bişeyler...
  • En yakın arkadaşım Evren evlendi, çok güzel bir düğündü, ben de düğün için slayt gösterisi hazırladım ama şimdi bağlantım yavaş olduğu için yükleyip gösteremem. Kendisi şu anda balayında sanırım sıcak kumlardan serin sulara atlıyor ve başka bir sürü şey daha yapıyordur, ne güzel...
  • Yarın da kuzenim Çınar evleniyor, Rus gelin geliyor
  • Babamın kuzeni erkek çocuğu bekliyor, bu haber üstümdeki ağır bir yükten kurtardı beni zira artık Ulaş soyadını taşıyan tek genç erkek ben olmayacağım, gerçi zaten soyadı Ulaş olan bir sürü insan var bizim aileden olmayan, hatta dört ayaklı olanlarımız bile mevcut, bakınız.
  • Yorumlara cevap yazmıyor, yazıların devamı ikinci bölüme deyip ikinci bölümleri yazmıyorum, 2 haftada bir yazı giriyorum... Sanırım kötü bir blogger oldum, karanlık tarafa bile geçiyor olabilirim...
Şimdilik bu kadar, diğer gelişmeleri yazımın ikinci bölümünde anlatıcam (yerseniz)

12 Temmuz 2007

Türk Blog Yazarları Buluşması



Bu güzel video için Gökçen'e çok teşekkür ederiz, gerçekten çok profesyonel bir video olmuş ve Gökçen videoblog hazırlama konusunda ki ustalığını göstermiş. Türk Blog Yazarları buluşmasına katılanlar bu videoyu kendi bloglarına koyabilirlerse video daha çok kişiye ulaşabilir :)

Not: bu arada bu video daha ilk bölümü, 3 bölüm daha var, devamı gelecek :)

9 Temmuz 2007

Türk Blog Yazarları Buluşması

7 Temmuz Cumartesi günü (hayır 07.07.2007 diye özellikle seçmedik o tarihi) Türk Blog Yazarları'nın ilk buluşması Taksim Me Gusta restoranında gerçekleştirildi. Oldukça güzel ve hoş muhabbetli bir buluşmaydı, her ay tekrarlanması düşünülüyor. Toplam 131 fotoğraf çekilmiş. Yakında tanıtım videomuz da hazır olur sanırım.

Bunun dışında sanki dövecekmişim gibi baktığım bir fotoğrafım çekilmiş ki evlere şenlik, kimseyi korkutmamak için burada yayınlamıyorum :)

6 Temmuz 2007

Web 2.0'ın gitmesi gereken yeni yol

Aklımda olan bir konuydu, Pinguar da benzer bir yazı yazınca tamam dedim, bu sefer oldukça kısa tutmaya çalışacağım. (kısa tutamadım ama gene uzadı kusura bakmayın kısa yazı severler)

Pınar günlüğünde artık Web 2.0 servislerinin birleşme ve diğer servislerle entegrasyonu ile yükselebileceğinden bahsetmiş. Oldukça haklı, artık o kadar çok servis var ki her serviste bir üyelik açsak bile her servise verdiğimiz bilgileri güncel tutmamız oldukça zor oluyor.

İşte bu sebeple yeni kurulan servisler ya Last.fm gibi bizden bilgiyi otomatik olarak çekecek ya da (sonsuza dek susacak haha yok canım) diğer servisler ile entegre olması gerekecek çünkü artık son kullanıcılar sürekli benzer servisler arasında bir tercih yapmaktan, sürekli yeni hesap açıp profil doldurmaktan sıkılmaya başladılar. Peki iş dünyasında birleşmeler kolay olur mu? Bizim sağ partiler ne kadar kolay birleşiyorsa bu servisler de o kadar birleşir bence (facebook ile myspace'in birleştiğini düşünsenize, ya da yahoo ile google'ın... olmaz tabii ki)

Kirli bir benzetme yapmak gerekirse, sizin internette girdiğiniz her bilgiye çöp diyelim (mutlaka hepsi çok değerlidir ama dedim ya kirli bir benzetme). Şimdi siz evinizden çöpü çıkartıyosunuz, çöpün bir kısmını facebook'a, diğer kısmını ekşisözlüğe, bir diğer kısmını sosyomata, yok bir başka kısmını kendi bloğunuza, bir başka kısmını twittera, bir diğerini flickera, youtube'a, deviantart'a götürüp bırakıyorsunuz diyelim. Ölme eşşeğim ölme. Peki evinizde ne yapıyorsunuz çöpü kapınıza bırakıyorsunuz, çöp kamyonları çöpünüzü topluyor ve gerekli yere bırakıyor, hatta gelişmiş bir ülkede yaşıyorsanız çöp arabasına girmeden önce o çöpler ayrıştırılıyor, türlerine göre ayrı merkezlere gönderilip yeniden kullanılabilir hale falan getiriliyor. (Istanbul'da eskiden hepsi Haliç'e giderdi, şimdi ise hepsi bilmediğimiz patlamaya hazır gecekondu mahallelerine gidiyor)

İşte sizin çöpünüz (yani bilgileriniz) neden böyle işlenmiyor? Mesela ben San Jose'den İstanbul'a taşındığımda bütün bu servislerdeki profil bilgilerimi teker teker İstanbul diye değiştirmem gerekti. Ölme eşşeğim dur daha ölme. Şimdi hayal kuralım, ben mesela sadece blog profilimde ki hakkımda kısmında yaşadığınız yer kısmına İstanbul yazdığımda otomatik olarak tüm bu servislerde ki bilgilerim güncellenseydi nasıl ollurdu? Biraz daha abartalım ben bloğumda bir yerde diyorum ki ey ahali ben İstanbul'a dönüyorum diyorum, yazının sonunda da okuyucuya gözükmeyecek bir kod giriyorum. Bu kod otomatik olarak bütün bu servislerin lokasyon kısmı ile haberleşiyor, tıpkı bir RSS beslemesi gibi ve hepsini İstanbul olarak güncelliyor. Ya da ben günlüğüme bir fotoğraf yüklediğimde gene son okuyucuya görünmeyen bir kod yerleştiriyorum ve o yazımda yüklediğim tüm fotoğaflar flickr ve üyesi olduğum diğer benzeri fotoğraf paylaşma sitelerinde yayınlanıyor. Kısaca merkezi bir blog, bir bilgi dağıtım sistemi görevi görecek yani bloğunuz evinizin önü olacak, diğer servisler ihtiyaç duydukları datayı gelip kendileri çekecekler anlatmaya çalıştığım mantık bu.

Bu mantığın şu anki sistem için kötü yanları da var tabi, mesela bu diğer servisler merkezi sistemin bir blog olmasını kendilerine yediremezler, yedirememekten öte istemezler çünkü sayfa gösterim sayıları düşebilir ve bunun sonucunda reklam gelirleri düşer. İşte asıl saçmalık burada başlıyor çünkü bu servisler hala reklamdan para kazanıyor, tamam güzel kazan ama artık senin kazanacağın asıl para geliri reklamdan değil, işlenmiş bilgiden olmalı güzel servisler. Last Fm sizce nasıl para kazanıyor? Ben hiç reklam görmüyorum ya siz? Şu kadar üyenin bu hafta en çok dinlediği şarkı şudur diyebiliyor ve bu ve benzeri bilgilere güzel paralar ödeyecek plak şirketleri var.

Web 2 diyoruz ama para kazanma mantığı hala aynı, hala reklamlar, bannerlar... Asıl satılacak olan işlenmiş bilgidir, istatistiklerdir halbuki... Bakalım bu ne zaman farkedilecek.

Bu merkezileşmiş yayıncılığın teknik kısmı ve teknolojisine bakarsak, yazılım şirketlerinin açık API destekleri oldukça güzel ama hala kullanılabilirlik olarak sıradan bir internet kullanıcısına hitab etmiyor, gözünü korkutuyor. RSS formatı çok ilkel kalıyor artık, RSS öyle olmalı ki ben bloğumda arka plan rengini değiştirsem bile bunu haber vermeli yani dizaynsal değişiklikler de RSS'in bir parçası olabilir, RSS beslemesi kendi içinde bölümlendirilmeli, mesela benim her kategorimin kendi rss feedi var bir de genel bir RSS feedim var, tamam ama işte keşke bu genel RSS feedim kendi içinde kategorilere ayrılabilseydi her kategori için apayrı bir adres vericeklerine. Sonra RSS hala tek yönlü, yani birisi benden bilgi çekiyor ama benim haberim yok hiçbir geri besleme alamıyorum, başka başka... RSS tek yönlü demiştim ya, çift yönlü olduğunda işte artık bilgiyi derlemeye başlayabilir. Bir de standardizasyon şart, bütün bu yeni internet servislerinin profillerinde sorduğu sorular spesifik neredeyse birbirinin aynı, işte bunlar bir standarda sokulup birbirleriyle heberleşebilse ve içlerinden bir tanesi üst yetkili ilan edilebilse (örneğin blogdaki) o zaman o üst yetkilideki bütün değişiklikler diğerlerine de iletilebilir ve diğerleri de ana yetkiliye göre güncellenir. Böylelikle aynı bilgiyi tekrar tekrar girmemize gerek kalmaz. Son olarak RSS'lerin işlenmesi konusu, ben bir RSS gönderiyorum tüm dünyaya ama bu RSS içindeki sadece son yazının belli bir yere iletilmesini istiyorum diyelim. Mesela ben burada çalıştığım şirket ile ilgili bir şeyden bahsediyorum bloğumda ve bunun şirketin veritabanına da girmesini istiyorum, şirketin veritabanı RSS beslememe üye olacak ve içinden sadece bu yazıyı çekip almayı bilecek. Bu nasıl olacak? Yazı içinde (görünmeyen) belli bir kod girdiğimde şirketin veriabanı "aha bunu benim için yazmış alayım şunu" diyebilmeli. Neyse şimdilik bu kadar kafa patlatmak yeter, işe geri dönmeliyim.

Eğer bu yazıda ki çoğu şeyi anlamadıysanız telaşlanmayın, çocuklarınızın daha zeki ve stressiz bir internet kullanabilmeleri için kafa yorup fikir ürettiğimizi bilin yeter :)

26, 76 ve 6'nın tuhaf birleşimi

Bu gece uyuyamıyorum, uzun süredir kişisel yazılar yazmadığımı farkettim. Biliyorum yorumlara cevap vermem gerekiyor ama hiç içimden gelmiyor, sadece daha çok yazmak istiyorum. Doğaçlama birşeyler yazmayı deneyeceğim şimdi belki sonunda bir tamamlanma hissedip uyuyabilirim.

sonları seviyorum, sonun gerçek bir son olmamasını bile sevebilirim
başlangıçları da sevebilirim, ama işte arada ki bölüm olmasa da olur diyorum

garip olan ise o aradaki bölümde küçük detaylar için yaşanan onca kargaşa
uzak durduğunda zaman çarpıyor, yakın durduğunda çirkinlikler

hep basit bir hayat ararken basit diye birşeyin olmadığını öğrenmek mesela
o da çok çarpıyor
sonra en ufak birşey için verilmesi gereken büyük mücadeleler
o an demek ki ufak birşey değilmiş diyorsun
belli bir zaman geçtikten sonra da
aslında gerçekten de ufak birşey olduğunu tekrardan görüyorsun
işte sanırım benim asıl sorunum orada başlıyor
belki de normalden biraz daha fazla düşünen herkesin sorunu

şu anı yaşarken bile sanki gelecekten geçmişe doğru bakıyormuşum gibi yaşıyorum
hani küçükken size kocaman gelen bir oda büyüdüğünüzde size ufacık gelir ya
şaşırırsınız bu odayı gözümde ne kadar büyütmüşüm o yaşımda diye
işte o bana nedense hiç olmuyor, benim için o oda hep ufaktı
Sanki 26 yaşında bir bedene, 76 yaşında bir beyine ve 6 yaşında ki duygulara sahibim...

Hayat ne tuhaf, vapurlar felan...

5 Temmuz 2007

1440$ ve bu kadar büyük ilgi ne için

İşte bunun için.

Devir gösteriş yapanların devri, devir modaya uyanların devri, devir sadece en popüleri tüketmeyi sevenlerin devri. Mantıklı düşünebilenlerin değil.