Nasıl bir hayal gücüdür bu... İmla hataları olmasa kurgu bir karakter dersin. Haberin ve yorumun orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.
22 Nisan 2011
16 Mart 2011
Aygaz tüpü ile değil nükleer enerjiyle demlensin çaylar
Yıl 1986
Çernobil Faciası sonucunda yayılan radrasyon ülkemizde özellikle Karadeniz kıyılarını vurmuş. Uzman ekipler o dönem Karadeniz'de yetişen çayda kilogram başına 10 bin ton bekörel oranında radyasyon tespit etti ve imha edilmeli dediler.

Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı "Cahit Aral"
- Biraz radrasyon iyidir
diyerek kameralar önünde çay içti
Dönemin Başbakanı "Turgut Özal"
- Radyoaktif çay daha lezzetlidir
Dönemin Cumhurbaşkanı "Kenan Evren"
- Radrasyon kemiklere yararlıdır
Bu dönemden sonra Karadeniz'de kanser vakalarında yıllar içinde inanılmaz bir artış kaydediliyor.
Yıl 2011
Japonya Fukuşima santralindeki facia sonucunda tüm dünyada nükleer enerji tartışılıyor.
Almanya -1980'den önce kurulan 7 santralin 3 ay için kapatılacağını açıkladı.
İsviçre - İsviçre hükümeti güvenliğin ana öncelik olduğunu açıklayarak ülkedeki nükleer santral planlarını askıya aldığını duyurdu.
Fransa - Aktif 58 nükleer reaktöre sahip Fransa'da Yeşiller Partisi, Japonya depremi sonrasında nükleer enerjiden vazgeçilmesi için kampanya başlattı.
Türkiye - Rusya'nın Türkiye topraklarında enerji satın alım garantili "Rusya'ya ait" santralin kurulması anlaşmasına haftalar kaldı duramayız diyor. Zamanında Çernobil nükleer santralini inşa eden Rusya'dan güvence istiyor, Rusya Devlet Başkanı sözlü olarak teminatını veriyor kameralara gülümseyerek.
Dönemin Başbakanı "Recep Tayyip Erdoğan"
- Aygaz tüpü de riskli, geri adım atmayız
Aradan 25 yıl geçmiş, çeyrek asır, bu zamanda Türkiye çok gelişmişmiş, bir varmış bir yokmuş....
Biz de ne diyelim, aygaz tüpüyle çok çay demledik, biraz da Rusya'nın nükleer enerjisi ile demleyelim çayları...
Çernobil Faciası sonucunda yayılan radrasyon ülkemizde özellikle Karadeniz kıyılarını vurmuş. Uzman ekipler o dönem Karadeniz'de yetişen çayda kilogram başına 10 bin ton bekörel oranında radyasyon tespit etti ve imha edilmeli dediler.

Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı "Cahit Aral"
- Biraz radrasyon iyidir
diyerek kameralar önünde çay içti
Dönemin Başbakanı "Turgut Özal"
- Radyoaktif çay daha lezzetlidir
Dönemin Cumhurbaşkanı "Kenan Evren"
- Radrasyon kemiklere yararlıdır
Bu dönemden sonra Karadeniz'de kanser vakalarında yıllar içinde inanılmaz bir artış kaydediliyor.
Yıl 2011
Japonya Fukuşima santralindeki facia sonucunda tüm dünyada nükleer enerji tartışılıyor.
Almanya -1980'den önce kurulan 7 santralin 3 ay için kapatılacağını açıkladı.
İsviçre - İsviçre hükümeti güvenliğin ana öncelik olduğunu açıklayarak ülkedeki nükleer santral planlarını askıya aldığını duyurdu.
Fransa - Aktif 58 nükleer reaktöre sahip Fransa'da Yeşiller Partisi, Japonya depremi sonrasında nükleer enerjiden vazgeçilmesi için kampanya başlattı.

Dönemin Başbakanı "Recep Tayyip Erdoğan"
- Aygaz tüpü de riskli, geri adım atmayız
Aradan 25 yıl geçmiş, çeyrek asır, bu zamanda Türkiye çok gelişmişmiş, bir varmış bir yokmuş....
Biz de ne diyelim, aygaz tüpüyle çok çay demledik, biraz da Rusya'nın nükleer enerjisi ile demleyelim çayları...
5 Mart 2011
Nereye gideceksin?
Şehirdesin, trafik ile boğuşuyorsun, kalabalıktan nefes almak bile zor geliyor, her köşede bir tiyatro oynanıyor daha çok para kazanablmek için... İşte öyle zamanlarda "neyse şimdi bu hayata katlanırım sonra da belki emeklilik günlerinde Anadolu'da küçük bir kasabaya yerleşirim" hayalini kuruyorsun, gerçek olur olmaz ama en azından hayalini kurabiliyorsun... Peki ya o hayal bile suya gömülürse? O zaman nereye gideceksin, nasıl hayal kuracaksın?
13 Kasım 2010
Verilmeyen hizmetin vergisi, sıfır alışveriş bir fiş
Geçenlerde numaramı başka bir operatöre taşımıştım, eski operatörümden son olarak aşağıdaki fatura geldi.
Konuşma ücreti, aylık ücret hepsi "0" ama devlete hala borçlu çıkmışız. Devlet verilmeyen hizmetin vergisini almaya başlayınca böyle garip faturalar çıkıyor ortaya...
14 Ekim 2010
Kader kısmet işleri

Şili ile Türkiye arasındaki farklara bakalım;
15 Eylül 2010
Yunusların Gözyaşları
2010 yılı Türkiye'de Japon yılı olarak kutlanıyor. Bu kapsamda Japon kültürünü ve Japonya'yı tanıtan bir çok etkinlik var Japonya Büyükelçiliği tarafından desteklenen.
Ne yazık ki 2010'da Japonya ismini Türkiye'ye ve dünyaya çok daha farklı bir şekilde, Japonya ve insanlık açısından kötü bir şekilde duyurdu.
Bugün ntvmsnbc'de ki habere göre yunus katliamının yeniden başladığını okudum ve bu katliamın durdurulması ve yunusların insanları eğlendirip para kazanmak uğruna gösteri merkezlerinde hapsedilip stres altında hapsedilmesine engel olmak için neler yapabilirim diye düşündüm ve başlangıç olarak daha fazla insanı bilgilendirebilirim diye düşünerek bu blog yazısını yazmaya karar verdim.
Bunun dışında Türkiye'de Doğa Derneği tutsak tutulan yunuslar için imza kampanyası başlatmış. Kampanya sayfasında yer alan hazır metni japon büyükelçisi Nobuaki Tanaka'ya eposta atabilirsiniz. Bu kampanyaya katılarak da umuyorum sesimizi daha fazla duyurabiliriz.
Live grubundan "Dolphins Cry" şarkısı bu yazıyı bitirmek için uygun olur sanırım.
Live grubundan "Dolphins Cry" şarkısı bu yazıyı bitirmek için uygun olur sanırım.
25 Aralık 2009
Yeni Hayat

21 Kasım'da eşimle beraber yeni bir hayata başladık. Yoğun bir hazırlık sürecinden sonra sonunda evlendik, evlenme hazırlıkları özellikle iki taraf da çalışıyorsa oldukça yorucu olabiliyor çünkü işten arta kalan az zamanı çok iyi değerlendirmek gerekiyor.
Yeni bir ev, yeni eşyalar, hayatımı paylaşacağım eşim... kısaca yeni bir hayat.
Bu arada 6 aydır İstanbul metrosunun ve Marmaray'ın trenlerini üreten Hyundai-Rotem firmasında sinyalizasyon mühendisi olarak çalışıyorum. Demiryollarında sinyalizasyon'u kısaca yolcuların güvenli bir şekilde seyahat edebilmesi için tren ve hat üstü ekipmanlar arasında kurulan sistem diye özetleyebilirim sanırım. Neyse bizim araçlar sayesinde yakın zamanda özellikle iş çıkışı saatlerinde yaşanan yolcu sıkışıklığının çözüleceği müjdesini verebilirim. Belki sinyalizasyon ve yaptığım işlerle ilgili ayrı bir internet günlüğü veya sayfası hazırlayabilirim. Şimdilik vakit bulabilir miyim bilmiyorum ama zaman ayırmaya çalışacağım.
Bir de tekrar dayı oldum, Alp çok sevimli bir bebek. Oldukça sessiz ve düzenli uyuyan bebeklerden. Şimdilik Deniz abisi hala kıskanıyor onu ama zamanla güzel bir abi-kardeş bağı kuracaklarına eminim.
Yazamadığım 6 ay boyunca hayatımda ki değişiklikleri böyle özetleyebilirim sanırım. Halimden oldukça memnunum umarım böyle devam eder.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)