komik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
komik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ocak 2006

Turkcell reklam filmi cikar bu diyalogdan

Gecen gece 9 gibi annem aradi cep telefonumdan
-Mert merhaba canim nerdesin?
-Taksim'deyim annecim
-Bu saatte? Cok gec oldu oglum
-Anne saat aksam 9 burada
-Hii, burada gece 2de oradan karistirdim ben
-Evet dogrudur annecim, siz neredesiniz simdi?
-Nepal, Katmandu'dayiz oglum, eve gec gelme olur mu?
-Olur annecim tabi

Annem Nepal'den beni arayip eve gec gelme diyerek oralardan bile annelik gorevini surduyor.
Iste Turkcell sevdiklerinize kavusturur falan diyor ya, kavusturuyor da cep telefonumun kontoru yarilandi bu kisa konusma sonunda ona da bir cozum bulsalar keske.

Dun de konustum annemle, baban Everest'e cikti dedi, bende nasil ya neredeyse 60 yasinda adam diye dusunurken (hani zorlasa cikar gene de :P ) meger ucak turu varmis oyle ucakla gezdiriyolarmis falan yere konmadan onu yapmis, eh evereste ciktin mi ciktim dogru. Bir de babam ordulu ya hemen yaylalari cok guzel demis, keske benim de yayla kulturum olsaydi...

8 Ocak 2006

Bu evi, bu sehri terketmeliyim

Diyelim ki bir iki bira icmisiniz, gevsemis dizimaxde ard arda Alias'in daha once izlemediginiz bolumlerini izliyorsunuz geceyarisi. Hersey miskin, dizi eglencelik, Jennifer guzel hatun. Stresiniz yok... Sonra bir ses duyuyorsunuz ince bir cit sesi evde, onemsiz bir detay. Sonra sans eseri gozunuz ileride duran perdeye takiliyor, nedendir bilinmez. Ve gozunuzu ayiramiyorsunuz. Nedeni mi? nedeni lanet buyuklukteki (ama oyle boyle degil) bir hamam boceginin perdenizin ustunde usulca durmasi. Sakin yapili bir insan olmama karsin sinirleniyorum ve korkuyorum, beni annemin biguduli halinden daha fazla urkuten birsey varsa bunlarda hamam bocekleridir.

Daha sonra tabi ki her akli basinda insanin yapacagi gibi elime terligimi aliyorum, alti sert duz kalin tabanli olanini giymisim sansa, bu terlikle birlikte cok lesimiz oldu yaninda kendimi hep guvende hissederim. Ama bir bakima deplansmandayim, cunku yaratik perdede, yumusak zemin ani bir vurus etkili olmayacaktir, uzun sure terligi bastirmaliyim ama mutlaka bir sure sonra oldumu diye terligi cekicem ve yaratik yercekiminin de etkisiyle yere dusucek yuksekten. Ve zor kisim burada cunku olmediyse ikinci bir sansim olmayabilir.

Yaklasiyorum, vurusu yapmadan once on arastirma yapmam lazim, kanatliysa isim zor. Hayir, kanatli olanlardan degil bu oriental cinsinde hamam bocegi ama cok kalin kabuklu gozukuyor, hic kolay olmayacak. Bir de boyundan buyuk antenleri var kalin kalin, bu yasinin bir gostergesi. Hamambocekleri yaslandikca kabuklari kalinlasir, bu ayni zamanda onlarin gormus gecirmis olduguna bir isarettir. Mutlaka cocuklari vardir. Benim kendi evimde sevismis cocuk peydahlamistir. Sansliysam oldurdukten sonra antenleri yuvalarinin yonunu isaret eder, antenleriyle o yone dogru bir haber iletmek isteyecektir, bende yarin ilaclayacagim bolgeyi bilmis olurum onceden ama simdi bunu dusunmenin sirasi degil isime bakmaliyim.

Bam, terligi perdeye yapistiriyorum. Ilk basta perdede iz cikmasindan cekiniyordum ama sonra onun igrencligini dusundukce bunu hic onemsemiyecegimi ve hatta bundan zevk alacagimi hissediyorum. Duvar ve perde arasinda genis bir bosluk varmis, bunu simdi farkediyorum ve tabi ki bu benim icin buyuk bir dezavantaj. Katirti duyuyorum, terligi biraz daha ileri geri ittirip artik icimden gelen bir igrenti ile oldugunu umarak cekiyorum terligi. Perdede leke yok, hayvan tam korktugum gibi yercekiminin etkisiyle dusuyor, once hoparlorun uzerine dusuyor (dustugu anda ses bile cikariyor o kadar buyuk ki dusmesi bile ses cikariyor) sonra oradan sekip yere dusuyor. Hala hizli ama bacaklarindan bir kacini kirmis olmaliyim ki topalliyarak perdenin altina saklaniyor. Kendimi toparlayip ikinci vurusa hazirliyorum ama terlik elimde oldugu icin yalinayak oldugumu hatirliyorum, karsi ataga gecerse korunmasizim. Perdeyi hemen araliyorum ama yok, hic bir yerde yok...

Iste bundan sonra kabus basliyor. Intikamini alicaktir cunku o intikamini hakediyor. Bunu biliyorum. Tekrar koltugumun basina donuyorum ama artik hicbirsey eskisi gibi olamaz. En ufak bir ses, bir kasinti bana onu hatirlatiyor. Pantolonumun pacasi obur ayagima degdigi anda tuylerim diken diken oluyor. Uyumamam lazim tetikte olmaliyim. Dizinin 2 bolumunu daha izliyorum, saat sabaha karsi 5 oldu. Gunisigindan korkarlar sabaha kadar direnmeliyim ama inanilmaz uyku bastirdi. Odam hemen yan odada ve kapisinin altinda dar bir bosluk var, oradan cok rahatca gecebilir arkadaslariyla. Biliyorum intikamini hakettim. Artik hicbir sey eskisi gibi degil, ne ictigim biradan zevk aliyorum, ne seyrettigim diziden ne de Jennifer Garner'dan. Hicbir sey artik eskisi gibi olamaz. Bu gece bu evde uyuyamam, hemen bu gece bu evi terketmeliyim. Bu sehri terketmeliyim. Ozur dilerim Istanbul seni cok seviyorum ama bu sehir bana ve o yaratiga dar artik. Basarisiz oldum Istanbul ozur dilerim.

2 Ocak 2006

Kurt Muhendisler Silikon Vadisi'nde

Bu kurtlar vadisi olayini ben anlamadim, bir iki kere izledim diziyi onceden zaten burada degildim ama delikanlilik mantigi uzerine kurulu baska bir dizi sadece. Sharon Stone falan da oynamis bi bolumde, cekimler cok kotu gibi geldi yani bumuymus be oldum, ilginc. Ne kadar yaslanmis kadin.

Son bolumu yayinlanirken biz Tophane'de nargile icip tavla oynuyorduk arkadaslarla, dev ekranlardan herkes izliyordu diziyi hatta sonlarina dogru tavla ses yapiyor millet rahatsiz olucak diye ara verdik. Polisler bile izliyordu. Garip geldi, belki de ben cok uzagim bu tur seylerden ilgim de pek yok ondandir.

O dizideki canak anten reklami nedir oyle bir de? Adini hatirlamiyorum ama cok ucuz reklam oldugunu hatirliyorum. Ya mesela delikanli abi modeli bir dizi olacagina birseyler ureten, yaratan insanlar ve bunlarin hayatta karsilastiklari gucluklerle ilgili gercekci guncel hayattan bir dizi falan olsaydi bu kadar tutar miydi?

Ben de delikanli muhendis dizisi yapicam, adi Kurt Muhendisler Silikon Vadisi'nde olsun. Cok delikanli devreler yapacak, elektrik akiminin bir iskence yontemi olarak kullanilmasina karsi cikacak, surekli ders calisacak, egitim sisteminin yaratici olmasi icin ugrasacak. Aslinda gizli kimligi olucak, 1 milyara calistigi sirkette haftasonlari dahil sonuna dek somurulen, fabrikalarda egitimsiz iscilere otomasyon sistemini sabahlara dek anlatmaya calisan bir muhendis olucak gizli kimligi ama geceleri kurt muhendis olucak. Hayali arastirma gelistirme yapmak olucak hep ama sorunlardan vakit olmayacak bir turlu.

Bilgisayarlara da ilgili olucak microsoft adindaki derin devleti cokerticek, kesin linuxcu olucak, apple kullanan arkadaslari da olucak ama onlar daha cok burjuvazi tipler olucaklar. Sonra spyware ve spamler ile savasacak, son sozu de "sonunu dusunen muhendis olamaz, olmasin" olucak.

Ve bunlarin hepsini cok delikanli bir sekilde yapacak gercekten, ceketi omzuna asacak, agir abi replikleri olucak. Sharon stone bana para teklif edicek rol kapabilmek icin. Cok seviceksiniz cok.

15 Aralık 2005

Hindistan'a ben gelemez miyim?

Babamlar kurban bayraminda Hindistan'a gidiyorlarmis, ben Istanbul'da kalicam heralde...

Babama telefonda beni neden hic goturmuyorsunuz dedim, o da "oglum sen 2 kere interraille avrupayi gezdin hic dedim mi ben sana bizi de gotur diye" dedi. Sustum.

Neyse gene erken haber verdiler bu sefer, bir keresinde gece gec gelmistim eve, sabah kalktim evde kimse yok. Annemi aradim cebi kapali, babami aradim:

-merhaba oglum
-merhaba baba, evde kimse yok
-kadin gelicekmis ogleden sonra yemek biseyler hazirlatsin diyor annen
-annem nerede?
-yanimda konusacakmisin?
-hii yok ne zaman gelir diye sorucaktim
-bir haftaya gelir oglum
-nasil yani?
-oglum biz isvicreye gittik annenle
-nasil yani? avrupadaki isvicre?
-gelicez 1 haftaya
-nasil yani?
-hadi cok yaziyor, soyleyecegin bir sey var mi annene?
-babacim neden onceden soylemediniz bana?
-oglum gece gec geldin, uyandirmayalim dedik
-nasil yani? pekiii ben ne yiyip icicem
-para biraktik sana dolabin icinde
-ablamlar biliyor mu gittiginizi?
-biliyor herkes biliyor
-ben niye bilmiyodum?
-e gece gec geldin ya
-buzdolabina not biraksaydiniz bari


Amaan neyse zaten burada o kadar cok hintli gordum ki Hindistan atmosferini aratmadilar, silikon vadisinde hintlilerin calismadigi bir sirket bulmak imkansiz neredeyse. Ev arkadaslarim da Turkiye'ye donmuyorlar bu tatilde, Kuba'ya gidiyor onlarda...


Bu arada bende Japonya'ya gitme planlari yapiyorum bu onumuzdeki bahara spring break tatilinde buradaki. California yakin oldugu icin 400$a falan gidis donus ucak bileti bulabilirmisim, oyle dedi japon arkadas Ai. Vizede almiyor Japonya bizden sagolsun. National Geographic'e benzettim bu yaziyi ama neyse.


14 Aralık 2005

bir final anisi

Ilk ve en onemli sinavim bitti, olaylar soyle gelisti

  • pazar gunu bizim gibi acik kitap defter olan sinava kitabi olmayan 3. hintli bir arkadas olan Vinny (hey Vinny oh cousin Vinny...) beni aradi ogle uykumda ve kendini zorla birlikte calismaya ikna etti.
  • Vinny geldi, derse oturduk ama muhabbet ederken mutlaka kitaba ihtiyacimiz oldugunu farkettik, tanidigi cinli bir kiz varmis bizim siniftan ama cep tel.ini bilmiyomus sadece kaldigi apartmani biliyormus, ne yapsak derken sinavdan onceki gece 11de apartmanini basmaya karar verdik
  • apartmanina dek yuruduk, kapidan posta kutusundan kizin kapi numarasini bulduk, gece 11'de kitabi bize ver diye yalvarmaya gittik, yarim saat icinde kitabin fotokopisini cekip geri getiricez
  • kapiya sina ile vinny gitti ben asagida etrafi kolacan ediyorum, kiz vermis kitabi, zaten gece 11 de kapina 2 adam gelse "kitap, kitabi veeer" diye hayir demek kolay olmaz heralde.
  • eski kaldigim International House'a gittik, Vinny orada kaliyor. Ofise sizdik ve oradaki fotokopi makinasinda 3 kopya kitabi cok guzel bastik yakalanmadan (totalde 800 sayfayi asar)
  • sonra kiza geri goturduk kitabini tesekkur edip, kiz korkmus olucak ki gulumseyip hemen arkamizdan kapiyi kilitledi.
  • Bu mucadelemizden sonra bizim eve donduk, 3muz sabah 5e dek calistik. Vinny'i aslinda sallayacaktik 1 saate ama kitap buldu bize simdi agir olur diye takildik. Bitmedi calisma ama sabah 12de devam ederiz dedik.
  • 12de uyanip derse oturduk, Vinny 2 de geldi, atip tutuyodu ben 3 saat uyur sabah erken kalkar kesin 12'de gelirim diye. Bu arada sabah uyandigimda Roger'da (taiwan asilli canadali arkadas) bizdeydi calismaya gelmisti.
  • sonra Vinny'nin guzel hayalleri oldugunu kesfettik, hoca final ve midterm'den dusuk olanin agirligini daha dusuk tutucam demisti, ornek olarak da midtermden 65, finalden 90 aldiysaniz midterme %35 agirlik vericem, finale de %45 demisti. Bizim Vinny bunu midterm 35 puan, finalde de 45 puan olarak algilamis totalde 80 ediyor, uzerinede proje notu eklenince 85-90 olur herkes B falan alir zannediyormus.
  • Gercekleri aciklayinca Vinny'nin biraz morali bozuldu, sinava 3 saat kala ben gidiyorum , sinavda gorusuruz dedi. Bu dersten de en az B almamiz lazim, adam da curve yapmiyor 84-87 arasi B.
  • Finalden once hocaya soru sormaya gittik ben ve Roger (adam gelin demisti, gozune gireriz belki diye) ama sorucak pek soru da bulamiyoruz.
  • Neyse orada hocayi beklerken siniftaki cinli uzun boylu kizi gorduk, muhabbet ederken o kizin da Sina'nin bu donem aldigi baska bir dersten C aldigini ogrendim. Sina bu hocanin kimseye C vermedigine inaniyordu, midterm'de 72 ile sinifin en dusuk ortalamasina sahip olarak bu haberi duyunca titredi biraz.
  • Sinava girdik, sinav kolaydi sanirim, umuyorum yani. Bu cuma gunu notlari email ile aciklayacakmis hoca. Sinav cikisi Vinny'e baktim keyfi pek yerinde gibi degildi, Sina'da yakin oturuyordu ona sayfasi bostu falan diyor. Hayirlisi Vinny...
  • Sinavdan sonra bu aralar keyfi yerinde olan Zeren'le dvd kiralamaya gittik Blockbuster'dan. Iki film aldik (the jacket ile "fall-winter-spring-summer.. then fall again" (ya da boyle bisey iste ismi)
  • Simdi bu filmin yaninda pop-corn ne iyi giderdi dedik
  • Marketten pop-corn aldik
  • Sonra farkettik ki bu pop-cornlar sadece mikrodalgada oluyor
  • Marketten mikrodalga firin aldik
  • ahah elimizde koca mikrodalga firin ile eve girdik, bi de cok dandik bir marka, kesin yuksek oranda gama isinina falan maruz kalicaz. Bir de bizim evdeki prizler topraksiz, bu mikrodalganin fisi de toprakli, bizde bi donusturucu ile topraksiz calistiriyoruz, 3. gozumuz cikar yakinda.
  • sonra da filmlerimizi izledik. (mutlu son)

8 Aralık 2005

Lise1'den beri kaderim Bolum-2

Lise1'den beri kaderim Bolum-2

Universite yillari

Ilk once Yildiz Teknik Universitesi'nin krokisi uzerinde gostermek istiyorum.



Sekilden de goruldugu gibi kampusumuzde bolumler cok kritik konumlandirilmisti, tum insaat, makine, elektrik bolumleri ayni binada, kiz ogrenci barindirma olasiligi (dusukte olsa) olan muhendislikler bile ayri bir binadaydi. Kampusun gozdesi mimarlik ise apayri bir binadaydi ve kendi kantinleri vardi. Iktisat-isletme ise en ucra koseye konuslandirilmisti ve gene kendi kantinleri vardi. Diger bolumlerin cogu zaten allahin dagi Davutpasa'daydi. Bu kritik planlamada muhendislik ogrencilerinin derslerinden baska seylere konsantre olmasini engelleyen yaklasimindan dolayi rektorumuze saygilarimi sunuyorum.

Ben gene en sanssiz bolumde degildim, insaat muhendisliginin eline kimse su dokemezdi. 100 kisilik sinif mevcudunda tek bir hanimkizimizi barindirmadigi donemleri olmustur. Ama orada da supriz bir gelisme yasanmisti, 100 kisilik bolumde 2.donem 99 erkek ve 1 kiz ogrenci bulunmaktaydi ama bolume yeni giren ya da cikan olmamisti. Bulmacayi cozmek zaman aldi ama evet birisi karsi tarafa donmustu iste. Soylenilene gore oldukca da iyi is cikarmis doktorlar, cocuk icin serilmis serpilmis kendini bulmus diyorlardi ama ben kendi gozlerimle goremedim, gorduysem de farkina varamadim. Yeni hanim kizimizin daha sonra taliplerinin oldugunu, sansinin acildigini duydum ama o baska bir konu. O yillarda muhendislik ogrencilerinin gittigi kantin Tonoz'da cocuklar daha fazla aci cekmesin diye yemeklere sap atiyorlar iddaalari ortalikta calkalaniyordu. Rektorluk bu iddalari sert bir dille yalanladi.

Bu duzene isyan edenler olmadi mi? Elbette oldu, insaat muhendisliginden "yeter artiiiiik" diye bagirarak cikip ertesi donem "mimar sinan modern dans bolumu"ne kaydini yaptiranlar oldu. Hepimiz gipta ile baktik ama aklimizda bizim de ayni seyi yapmaktan alikoyan tek bir dusunce vardi; babamiza nasil aciklariz?

Bu kisitli imkanlar icinde ogrencilik hayatimizi renklendirmenin tek yolu ogrenci kulupleriydi.

Bir sonraki bolumde bu ogrenci kuluplerinden ve aktivitelerinden bahsedicem.

7 Aralık 2005

Lise1'den beri kaderim Bolum-1

Lise1'den beri kaderim Bolum-1

Lise 1de bir karar vermem gerekti, bu kararin hayatimdaki etkisi buyuk oldu.

Lise
Alinmasi gereken karar = Fen, TM, sosyal veya yabanci dil secimi
Zorluk siralamalarina gore bolumlerin siralanisi = Fen, TM, sosyal, yabanci dil
Alinan karar = Fen
Lise 2-3 sinif mevcudu = 38
Lise 2-3 siniftaki kiz sayisi = 3

Universite
Alinmasi gereken karar = universite ve bolum secimi
Alinan karar = Yildiz teknik uni. elektrik muh. bolumu
Universite ortalama sinif mevcudu = 40-50
Universite boyunca siniftaki kiz sayisi = 3

Yuksek Lisans
Alinmasi gereken karar = ulke, universite ve bolum secimi
Alinan karar = USA, California-Silikon Vadisi, San Jose State, engineering management
Ortalama sinif mevcudu = 30
Ortalama kiz sayisi = 3

Ilim irfan yolunda ilerliyorum ama yollar bombos :)

25 Kasım 2005

Sandvic artisti oldum ben baba

Burada internasyonel ogrencilere staj disinda sadece okul icinde yarim zamanli calisma imkani sunuyorlar. Okul icindeki islere falan bakmistim donem basinda. Vantrilog Dr. Defna'nimi okuyunca aklima geldi komiklikleri.

Simdi subway'de bir is ilani var, ilaninin adi "sandwich artist" yaptigi is bildiginiz erkmek arasi sandvic hazirliyor, baska bir ilan var adi "loss prevention officer", turkcesi "kapida dukkandan birsey asiranlara hop kardesim gel bakiim diyen guvenlik gorevlisi". Heralde insanlar bu isleri kucuk gormesinler, gururlari oksansin diye boyle isimler koyuyorlar ama daha kotu bence cocuk mu kandiriyorsun, duzgun ismini koy neden utanicam, sanki boyle sandvic artistiyim ben diye ortalikta hava aticam. Dusunuyorumda ben bu subwaydeki ise girsem babama havadisi vermek icin telefon acsam heralde soyle bir diyalog gelisirdi:

-Baba ben is buldum burada
-Aferin oglum, ne isi?
-Sandvic artisti oldum ben baba
-O ne oglum?
-Artist oldum baba ben artist
-Oglum sen elektrik muhendisi degilmiydin?
-Kariyerime renk kattim babacim

Bir de buralarda uzun sure calisanlari belli bir zaman sonra "manager" yani yonetici konumuna getiriyorlar, ne degisiyor? Hicbirsey, aldigin ucret ayni, yaptigin is ayni ama lakabin "manager". Vay be, havandan gecilmez artik. Aslinda bu sistemi degistirip "hadi ise giren herkesi yonetici yaptik, herkes kazandi" politikasina gitseler daha basarili olabilirler.


.. gundur sigara icmiyorum.


Technorati Tagleri: , , , , ,

14 Kasım 2005


Kucukken (10 yasindaymisim, tarih bile atmisim) ablamin hatira defterine ondan izinsiz yazmistim, tum arkadaslarina yazdiriyordu ama bana sormamisti bile :) O zamanlar bir de mani koymak sartti, ben de eksik kalmamisim. Bir de yazimin kotulugunu kaleme baglamisim ama aradan gecen yilarda yazim pek degismedi neredeyse :)

30 Ekim 2005

Thinking about my door bell


Thinking about my door bell
Originally uploaded by mertulas

25 Ekim 2005


sanirim ders calisirken veya bilgisayarda bir seye konsantre olunca yuzumde hep bu aptal ifade oluyor ve dilim disari sarkiyor, o yuzden yalniz calismayi seviyorum.

23 Ekim 2005

Ozet

Gecen gun profesor gonullulerden derste anlatmak uzere yeni kitaptan belli bolumleri ozet cikarmasini istedi. Irk ve cinsiyetini vermeyecegim bir ogrenci 30 sayfalik bolumden 45 sayfalik ozet cikardi, ozete kendinden de bir seyler katti heralde.

Technorati :

26 Ağustos 2005


Panomda Sina'nin cizdigi resim. Zeren'in kralci tabir ettigimiz bir arkadasi gelmisti Berkeley'den gecen gun, Zeren'e ortak hesap falan acmisti. 'Muhendisler nerede','Bi seker atalim gitmeden (olips)', 'mayk', 'size herseyi bulurum', 'Tarkan'in kankasiymis','Berkeley cok guzel ama sizi cagiramam' belli basli replikleri kralcinin. Bu arada benim ustte aldigim notlar da sahane: askerlige basvur (temsilcilige erteletme dosyalarini yolla manasinda) alinacaklar ise peynir kavun degil yatak alti, araba, bilgisayar seklinde

25 Ağustos 2005

Diyalog

Sina, ben ve zeren arasinda uzun suredir yatak alti bazasi bulamamiz uzerine gecen bir diyalog   

Sina- Mert sen Zeren'in yeni yatak projesini biliyor musun?
Mert- Yok nedir?
Sina- Adam kutuphaneden 'kiloyla' kitap alalim, yatagi bu kitaplarin uzerine insa edelim diyor, bir de bana fikrimi soruyor.
Mert- (kopuyorum) kiloyla?
Sina- Ben efendilik edip sustukca adam israrla soruyor, aferin demedigim icin kiziyor, onayimi almaya falan calisiyor
Mert- Ooo kutuphaneciye ortaya 2 kilo karisik at deriz olmadi sonra surat ifadesini seyrederiz

8 Ağustos 2005

En büyük pot

Sanırım hayatımdaki en büyük potu Kenya'lı arkadaşımla konuşurken kırdım.

Sıkılmış evde oturuyoruz, hava da çok sıcak. Ben de hadi havuza gidelim yüzer güneşleniriz falan dedim.

O da "tabi benim avuç içlerim beyaz kalmış" dedi. Ben yok sen yüzersin ben güneşlenirim diye toparlamaya çalıştım ama olmadı. Gittik bi yerde pizza yedik sonra.