8 Kasım 2006
6 Kasım 2006
Amerikan futbolu
Gecen cumartesi oda arkadaslarimla ilk defa amerikan futbolu macini seyretmeye gittim, California (Berkeley) ile UCLA arasinda oynanan buyuk maclardan biriydi. Arkadaslarim kurallari anlattilar biraz, aslinda zevkli ama bana gore biraz yavas bir oyun yani bekleme suresi cok, futbol gibi akici degil. Sonucta 38-24 bizim takim (California) kazandi. Neyse disariya cikip bu atmosferi gormek de hosuma gitti aslinda. Belki firsat bulabilirsem bir beyzbol macina da gitmek istiyorum. Bu arada asagidaki cektigim videoda daha cok devre arasinda yapilan gosteriler, bando takimi ve ponpon kizlar mevcut. Eger macin onemli ozet goruntulerini izlemek isterseniz onlarda burada.
Bu arada gecen hafta sali gunu gittigim Placebo konseri guzeldi ama konserin yapildigi yer buyuk bir kapali tiyatro salonuydu ve o salonda amplifikatorlerle konser verilince ses kalitesi pek hos cikmadi. Bir suru de video cekmistim, buraya koyucaktim ama videolari sonradan izledigimde ses cok gurultulu oldugu icin kameram sacmalamis, goruntuler var ama sesler yerine sadece bir bogultu var onun icin koymadim. Ama siki durun 6 Aralik'ta hangi konsere gidiyorum? Damien Rice :)
Bu arada gecen hafta sali gunu gittigim Placebo konseri guzeldi ama konserin yapildigi yer buyuk bir kapali tiyatro salonuydu ve o salonda amplifikatorlerle konser verilince ses kalitesi pek hos cikmadi. Bir suru de video cekmistim, buraya koyucaktim ama videolari sonradan izledigimde ses cok gurultulu oldugu icin kameram sacmalamis, goruntuler var ama sesler yerine sadece bir bogultu var onun icin koymadim. Ama siki durun 6 Aralik'ta hangi konsere gidiyorum? Damien Rice :)
4 Kasım 2006
Murat Kurnaz ve integrasyon

Isin ilginc yani ise 2002 yilinda Amerikan hukumeti onu Almanya'ya, dogdugu ulkeye geri gondermek istiyor ama Almanya tarafindan bu istek red ediliyor! Raporlara gore Almanya'nin onerilerinden biri de onun Turkiye'ye gonderilmesi yonunde oluyor. Almanya dogumlu ve Almanya'da yasayan birini neden Turkiye'ye gonderelim diye Amerikali yetkililerde saskinlik yasiyorlar hakli olarak. Sonucta red edildigi icin Amerika'nin unlu cezaevinde tutuklu kalmaya devam ediyor 3 yil daha ve gectigimiz agustos ayinin sonlarinda sucsuz olduguna kanaat getirilerek serbest birakiliyor. Haliyle ulkesi Almanya'ya donuyor ama yasadigi yer Bremen'de alman yayin organlari tarafindan kendisinden "Bremen'in Talibani"diye bahsediliyor. Almanya hukumeti tarafindan tekrar yargilaniyor El-Kaide baglantilari olabilir diye (amerikan hukumeti tarafindan dort bucuk yil tutuklu tutulup, yuzlerce kez sorgulanmasi sonunda sucsuz olduguna kanaat getirilip serbest birakildiktan sonra) Almanya hukumeti de bu konuda hicbir delil bulamiyor ve sucsuz olduguna kanaat getiriyor.

Hani hep medyamizda "Almanya'da yasayan turk vatandaslari alman kulturune adapte olamadi" derler ya, sanirim uzaktan konusmak kolay cunku bana gore adaptasyon cift yonlu olmalidir. Bir taraf kendi ulkesinde dogan birisine "gercek bir vatandas muamelesi" bile yapmiyor, Turkiye'ye gonderin diyorsa integrasyon yollari bastan kapali demektir.
Kaynak: New York Times, 4 Kasim 2006 (haberi okumak icin tiklayin)
3 Kasım 2006
Adini koy gozunu seveyim
Not: Bu yazi 18 yasindan kucuk okuyucular icin uygun olmayabilir. Okuyucular arasinda Mert neden boyle bir yazi yazmis, ondan beklemezdim diyenler de olabilir ne var ki bu konuya karsi buyuk bir icimi dokme istegi duydum.
Tipik bir Amerikan kolej ogrencisi olan oda arkadasim her ay duzenli olarak aylik erkek dergisi Maxim'i aliyor. Sagolsun oda arkadaslariyla da "vay suna bak" diyerek paylasmayi da kendi Maxim okuma tecrubesinin onemli bir parcasi olarak goruyor olmali. Ne var ki ben bu paylasimlari cok takdir ettigimi soyleyemem nitekim gecen gun gene boyle bir paylasim sonrasinda kafamda buyuk bir mantik sorunsali olustu.
Oncelikle bu Maxim dergisi FHM gibi bir dergi, iste sansasyonel pozlar, tek ozelligi carpici olan ama ici bos yazilar/roportajlar, "sozde" erkek tavsiyeleri vs... Kisacasi beynine fazla kan gitmeyen genc erkek nufusu icin bir pazarlama
tuzagi diyebiliriz. Gecen gun oda arkadasimin bana gosterdigi sayisinda mayolu bir amerikali hanim kizimiz bacaklari havada pergel gibi 160 derecelik aciyla seksi bir poz vermis. Buraya kadar bana gore bir sorun yok herkes istedigi gibi kendini teshir edebilir, amerikalilarin dedigi gibi "whatever makes you happy" (turkce tercumesi "takil abi") Benim mantik sistemimi cokme noktasina getiren sey ise fotograftan ote fotografin altinda ki hanim kizimizla yapilmis olan roportajdan alintiydi;
O yaziyi okudugumdaki yuz ifadem aynen cizdigim Bulut Cocuk karakteri gibiydi. Amerikalilarin dedigi gibi "what the fcuk?" (turkce tercumesi "t.... mi geciyorsun?") Simdi iki olasilik var, ya bu hanim kizimiz cok salak ya da ben cok art niyetliyim.
Bu hanim kizimiza sorsaniz kesin verdigim bu yari ciplak pergel pozlari sanatsal icerikliydi der (bakiniz sanatta geometri) ama bana gore bu derginin hedef kitlesi olan sivilceli yeni ergen amerikan erkeklerinin yuzde doksaninin hanim kizimiza dergiyi okuduklari odalari ya da lavabolarinda verecekleri cevap "sanatina ......." olacaktir.
Ben hicbir zaman kimsenin salak oldugunu dusunmek istemem ama salak yerine konmak da istemem. Bu 25 yasina gelmis amerikali genc kizimizin bu yasina dek "az biraz" erkek cinsiyle etkilesime girdigini varsayarsak yari ciplak pergel pozlu fotograflarina bakan yeni ergen erkeklerdeki fiziksel ve zihinsel degisimi de ongorebilecegini ve erkeklerin neden masturbasyon yaptiklarini aslinda cok da iyi anladigini dusunuyorum.

Bu mantikla geriye iki olasilik kaliyor,
Simdi isin pazarlama kismina deginmek istiyorum. Her iki kosulda da aslinda gunumuzde pazarlamacilarin etik degerlerden ne kadar uzaklastiklarini gosteriyor (pazarlayan kim olursa olsun, pazarladigin ne olursa olsun) Pazarlama bilimi o kadar ilerledi ki artik sadece pazarlama degil sosyoloji ve insan psikolojisi uzerine de uzmanlasiyorlar. Ne var ki etik olarak sanirim politikacilarin bile gerisinde kaldiklarini dusunuyorum. Tuketiciyi salak yerine koymanin tuketici uzerindeki etkilerini bu ornek uzerinde aciklamak istiyorum.
Oncelikle bu derginin hedef kitlesi yeni ergen genc erkekler, ve belki bilincli belki de bilincsiz olsa da bu tuketiciler aslinda salak yerine konduklarinin hepsinin sahte oldugunun farkindalar ya da eninde sonunda farkina varacaklar. Daha once dedigim gibi ben kimsenin salak oldugunu dusunmuyorum. Peki farkina vardiklarinda ki sosyolojik tepkileri nasil olucak sizce? Ileriki ozel yasamlarinda siddet egilimli cinsellik olucak bu ornekte. Sevgi ile buyumesi gereken bir kusak bu sacmaliklarla buyuyor hatta bir kusak buyudu bile
(bakiniz Ali Kirca'nin icindeki cocugu ve cocuksal siddeti ortaya cikardigi seks videosu) Bu sacmaliklarla beyni yikanan ve eninde sonunda bunlarin hepsinin aslinda sahte pazarlama yontemleri oldugunu farkeden, hepsinin populer olup para kazanmak icin yapildigini farkeden bir kusak nasil ileride guven duyabilir? Nasil samimi bir iliski kurabilir? Iste etik degerler bu noktada yikiliyor. Eger mankenlikten para kazanmak istiyorsaniz bunu profesyonel bir sekilde de yapabilirsiniz kendinizi kucuk dusurmeden, eger dergi pazarlamak istiyorsaniz bunu kaliteli icerikle de yapabilirsiniz sacma sapan sansosyenel uydurma haberler yazmadan. Rakiplerimiz etik citasini dusuruyor bizde rekabet icin ayni yolu izliyoruz derseniz hersey bir noktada dugumleniyor;
Son olarak beni asil irite eden sey ise kolay yolu secen insanlarin bunu itiraf edememesi, adlarini koyamamasi. Bana hanim kizimiz "eger boyle laflar edersem kolay yoldan daha populer olucagimi dusundum, iyi de para veriyorlardi kabul ettim" dese halden anlarim, az da olsa saygi duyarim en azindan durust derim ama bana "sanat icin yaptim" ayaklariyla gelme, beni aptal yerine koyma, adini koy gozunu seveyim...

Oncelikle bu Maxim dergisi FHM gibi bir dergi, iste sansasyonel pozlar, tek ozelligi carpici olan ama ici bos yazilar/roportajlar, "sozde" erkek tavsiyeleri vs... Kisacasi beynine fazla kan gitmeyen genc erkek nufusu icin bir pazarlama

"Erkekler neden masturbasyon yapar hic anlamiyorum!"

Bu hanim kizimiza sorsaniz kesin verdigim bu yari ciplak pergel pozlari sanatsal icerikliydi der (bakiniz sanatta geometri) ama bana gore bu derginin hedef kitlesi olan sivilceli yeni ergen amerikan erkeklerinin yuzde doksaninin hanim kizimiza dergiyi okuduklari odalari ya da lavabolarinda verecekleri cevap "sanatina ......." olacaktir.
Ben hicbir zaman kimsenin salak oldugunu dusunmek istemem ama salak yerine konmak da istemem. Bu 25 yasina gelmis amerikali genc kizimizin bu yasina dek "az biraz" erkek cinsiyle etkilesime girdigini varsayarsak yari ciplak pergel pozlu fotograflarina bakan yeni ergen erkeklerdeki fiziksel ve zihinsel degisimi de ongorebilecegini ve erkeklerin neden masturbasyon yaptiklarini aslinda cok da iyi anladigini dusunuyorum.

Bu mantikla geriye iki olasilik kaliyor,
- Derginin pazarlamacilari "salak kiz" imaji yarat, cogu erkek bunu daha seksi bulur demistir hanim kizimiza ve roportaji birlikte hazirlamislardir.
- Kizimiz bu imaji kendi kendine dusunmus ve boyle sansasyonel salak laflar ederse daha populer olacagini dusunmustur.

Oncelikle bu derginin hedef kitlesi yeni ergen genc erkekler, ve belki bilincli belki de bilincsiz olsa da bu tuketiciler aslinda salak yerine konduklarinin hepsinin sahte oldugunun farkindalar ya da eninde sonunda farkina varacaklar. Daha once dedigim gibi ben kimsenin salak oldugunu dusunmuyorum. Peki farkina vardiklarinda ki sosyolojik tepkileri nasil olucak sizce? Ileriki ozel yasamlarinda siddet egilimli cinsellik olucak bu ornekte. Sevgi ile buyumesi gereken bir kusak bu sacmaliklarla buyuyor hatta bir kusak buyudu bile

Bir akintiya karsi yuzmek vardir bir de akintiya kapilip suruklenmek, secimi insanlar yapar ve bu secime gore de hayatlari sekillenir.

2 Kasım 2006
Ikinci bardak soguk su






Her seferinde dusundugum fikirlerin yakin bir zamanda yapilmis oldugunu gormek gercekten moral kirici. Nasil bakicagimi bilmiyorum, belki fikirlerimin gercek hayatta uygulanmisoldugunu gormek iyiye isarettir, dogru yoldaoldugumu gosteriyordur ama hep bir adim gerideyim. Belki de bir daha ki sefere aklima bir fikir geldiginde, bu fikrin de bir adim ilerisini ve buradaki avantajlari dusunup ona gore proje uretmeliyim kimbilir... Son olarak bu yaziyi gecen gun burada kutlanan Halloween icin Videojug sitesinden Halloween ickisi nasil hazirlanir videosu ile bitiriyorum.
31 Ekim 2006
Bulut Cocuk yayinda
Son bir haftadir oda arkadasimdan sifayi kapip hasta oldugum icin pek birsey yazamadim ama gec de olsa soz verdigim gibi Bulut Cocuk hikayesinin ilk bolumunu yazdim. Bulut Cocuk icin ayri bir blog actim, buradan ulasabilirsiniz, ayrica baglantiyi referans yazilarima da ekledim. Henuz sadece ilk bolumunu yazdim, devamini yazdikca ekleyecegim. Yorum birakirsaniz sevinirim, umarim begenirsiniz.
23 Ekim 2006
Bridge School Benefit Festival

Dun Bridge School Benefit festivaline gittik oda arkadaslarimla, guzel bir konserdi ve iyi vakit gecirdik. Festivalde calan gruplar;
- Neil Young
- Pearl Jam
- Dave Matthews Band
- Brian Wilson (eski Beach Boys'dan)
- Foo Fighters
- Trent Reznor (Nine Inch Nails'den)
- Death Cab for Cutie
- Gillian Welch
- Devendra Banhart
Festivalde cektigim videolar ne yazik ki cok basarisiz olsa da genel bir fikir verecektir saniyorum. Benden size bayram hediyesi olsun :)
Bridge School Festival
Video sent by mertulas
(Ne yazik ki Neil Young'in performansina kadar kalamadik, erken cikmamiz gerekti)
Bu sali gunu de Placebo konserine gidicem San Francisco'da ki, oradan da izlenimlerimi aktaririm.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)