28 Ağustos 2005

Proje

Cuma gunu proje dersi vardi, danismanimiz bir hafta icinde piyasadan projemize sponsor bir firma ve universiteden bir ogretim uyesini bulmamizi istiyor tez komitesini olusturmak icin, herseyi kendimiz bulucaz, 1 hafta icinde, tam macera.
Dertli dertli dusunuyorum hangi firmaya cat kapi gitsem, ne desem diye. Neyse bu klip ve sarkiyi dinliyorum son gunlerde, yeni gruplar, sarkilar bulmam lazim.

Blogger'in yeni hizmetleri ve video blogging

Blogger benim buyuk olcude rahatsiz oldugum comment spamleri icin word verification cozumunu sunmus, settings kisminda comments bolumunden aktive edebilirsiniz. Ikinci yenilikleri Word'e bir bar ekliyor boylelikle Word'de yazdiginiz herhangi bir dosyayi tek klik ile sitenize upload edebilirsiniz. Ne yazik ki henuz resimler ve tablolar desteklenmiyor wordde yazdiginiz. Ben zaten w.bloggar diye bir program kullaniyordum ama Word de guzel olmus. Video blogging hizmetini ise yardimci 2 servis sayesinde yapabilirsiniz, bunlardan biri YouTube digeri ise Vimeo. Ben sahsen Vimeo'yu tercih ettimn (artik youtube'u tercih ediyorum tecrube edinince), vimeonun tek kotu yani haftada 8 mblik kotaniz var, Youtube'da herhangi bir kota sinirlamasi gormedim ne var ki yukledikten sonra verificationi bekliyorsunuz uzun bir sure ve bu beni caydirdi o yuzden, birde videolarin uzerine seffaf kendi adini koyuyor yanilmiyorsam reklam olarak, o da hos degil pek rahatsiz etmese de. (not: verification beklerken videoyu genede goruntulebiliyorsunuz, yani bir sorun olmuyormus) Ikinci ekliyecegim sey ise Vimeo da videoyu yuklediginizde bloga, siz playe basmadan yuklemeye basliyor, buda siteyi inanilmaz yavaslatiyor, youtube oyle degil sadece baslangicta preview koyuyor, sonuc olarak son tercihim hicbir kota sinirlamasi da koymayan youtubedan yana, tek rahatsiz edici kismi banneri ama o kadar da sorun degil boyle bir hizmete karsilik. Iki sistemde parasiz. Sistemlerden begendiginiz birine uye olun daha sonra upload videos kismindan upload edin videonuzu ve daha sonra share video kisminda size verilen kodu blogunuza koyun ayni link gibi, oldukca zahmetsiz bir is.

Video blogging

27 Ağustos 2005

Ziplayan dusunceler

Dun dersteyken hoca NIH (not invented here) IKI (I know it) DMWL (do more with less) kavramlarindan bahsetti. Ben de bu sirada amerikalarin bu kisaltmalari ne kadar cok sevdiklerini dusunuyordum, bense aksine birseyi kisalttigimda onun anlamindan uzaklastigini dusunurum ama sanirim amerikalilar fast, faster, fastest kavramiyla ilerledikleri icin anlam kaybolmasi onlar icin pek onemli degil.

Not invented here ve I know it kavramlari kisaca bu is ya da urun burada yapilmamis ben bundan anlamam kendi bildigimi yaparim ve ben herseyin iyisini bilirim, ben bu isi zaten adim gibi biliyorum demek. Bunlardan olabildigince kacmamiz isteniyor. Dusununce bunu zaten ben kendi deneyimlerimden ogrenmistim ya da bir sekilde kulturel olarak ya da cevremden bana aktarilmisti bu, yani yazili olarak kural gibi gormemistim hic bunlari. Burada ise sanirim herseyin kuralsallastirilmasi gerekiyor, surekli yazili bir formul uzerinde calisiliyor gibi, sanki bazi kulturel degerler formullerle yaratilmaya calisiliyor gibi... Cok daldan dala atliyorum zaten bu yuzden baslik ziplayan dusunceler ama seviyorum bu tarz beyin jimnastigini. Daha sonra turklerin ne kadar gec yazili kulture gectigini dusundum, belki bundan kaynaklanan bir farkdir dedim kendime, sonra tam olarak yazili kulture gecis surecimiz tamamlanmadan globallesiyoruz, yazilmayanlar unutulacak, kulturel bi kayip yasanacak diye dusundum. Internetin tamamiyle yazili bir kultur oldugunu dusundum ve hayati ne kadar degistiecegini gelecekte. Sonra yazdigim blog aklima geldi, garip hissettim, ileride cocuklarimin benim gencligimi okuyacaklarini, gencken ki dusuncelerimi hic bozulmadan okuyabileceklerini dusundum, benim kendi babamin gencligi hakkinda bildiklerimi dusundum. Blog yazmanin onemini dusundum, neden yazdigimi dusundum: kendi gelisimimi incelemem, aklima gelen fikirleri zamanla unutmamak icin, insanlara kendimi yalnizca bir web sitesi adresi ile tanitmanin kolayligini dusundum, seffafliga yaklasimi dusundum. Sonra ishe alimlarda cv de artik blog adresi gibi bir kisim eklenebilir diye dusundum basvuru formlarina.

Cok duzenli ve okumasi kolay bir yazi olmadi ama sanirim zihnimin calismasi da boyle oluyor.

Uretilebilirlik icin dizayn

Dun ilk derse girdim, Design for manufacturability. Hocasini onceden taniyordum, biraz suphelerim vardi ama iyi olucak sanirim, AMD anilarindan ya da ucla daki lazer calismalarindan bahsetmedi bu sefer en azindan. Bu derste basitce uretime gecirilebilecek sekilde urunler nasil dizayn edilmeli, nelere dikkat edilmeli, Leann uretimine uygun mu gibi sorular isleniyor ama paketlenmesinden urunun test asamasina ne kadar para gider, deger mi gibilerinden her yonuyle ilgilenilerek.

Urun denince akla hic yazilim gelmiyor ama aslinda onlar icin de biraz daha kisitli olsa da gecerli. Tabi burada urunun dagitimi internet veya cd/dvd yoluyla yapildigi icin dagitim yeterince optimize edilmis durumda, uretim kismi ise aslinda urunun dizayni ile ayni safha gibi de dusunulebilir ama urun yazilim olsa bile onceden kagit uzerinde dusunulmeli, musteri istekleri neler, ileriye yonelik gelistirilebiliyor mu, yeterince basit mi bunlar uzerinde tartisilmali ve ondan sonra kod yazilimina gecilmeli. Bir bakima "muhendislik" yapilmali. Son olarak da standartlar var tabi ki, nasil devlet medikal elektronik alet ureten firmalara belli regulasyonlar, standartlar koyuyorsa; uyum, guvenlik ve basitlik acisindan yazilim da da belli standartlar uygulanmaya baslaniyor. Internette standartlarin cikmasi neden bu kadar gecikti diye dusunuyordum gecenlerde ama internetin cok genis ve tamamiyle serbest bir bolge oldugunu dusununce, herkesin ortak bir noktada bulusmasi kolay olmuyor elbette ve zaman aliyor, sanirim yeni teknolojilerin onundeki en buyuk engellerden biri ortak bir standartta bulusmanin zorlugu. (bknz. DVDlerde + / - standartlari, DVDlerin yerini alicak bluedisc standarti catismasi sirketler arasi)

26 Ağustos 2005


Panomda Sina'nin cizdigi resim. Zeren'in kralci tabir ettigimiz bir arkadasi gelmisti Berkeley'den gecen gun, Zeren'e ortak hesap falan acmisti. 'Muhendisler nerede','Bi seker atalim gitmeden (olips)', 'mayk', 'size herseyi bulurum', 'Tarkan'in kankasiymis','Berkeley cok guzel ama sizi cagiramam' belli basli replikleri kralcinin. Bu arada benim ustte aldigim notlar da sahane: askerlige basvur (temsilcilige erteletme dosyalarini yolla manasinda) alinacaklar ise peynir kavun degil yatak alti, araba, bilgisayar seklinde

25 Ağustos 2005

Diyalog

Sina, ben ve zeren arasinda uzun suredir yatak alti bazasi bulamamiz uzerine gecen bir diyalog   

Sina- Mert sen Zeren'in yeni yatak projesini biliyor musun?
Mert- Yok nedir?
Sina- Adam kutuphaneden 'kiloyla' kitap alalim, yatagi bu kitaplarin uzerine insa edelim diyor, bir de bana fikrimi soruyor.
Mert- (kopuyorum) kiloyla?
Sina- Ben efendilik edip sustukca adam israrla soruyor, aferin demedigim icin kiziyor, onayimi almaya falan calisiyor
Mert- Ooo kutuphaneciye ortaya 2 kilo karisik at deriz olmadi sonra surat ifadesini seyrederiz