11 Kasım 2006

Vizyon sahibi olmak ve Ataturk

Nasil bir vizyon sahibi olunur? Gecmise donup baktigimizda karsimiza cikan o buyuk liderler sahip olduklari vizyonu nasil kazandilar, bu vizyonu nasil paylastilar ve bunu gerceklestirmek icin neler yaptilar?

Herkesin bir vizyonu vardir ama cogu zaman "kisisel vizyonlar" guzel bir hayat surmenin otesine gecmez. Bu vizyonlar nasil olusur peki? Onceki yazimda bahsettigim gozlemler sayesinde. Cogu birey etrafinda gozlemledigi ve kendilerini mutlu, rahat hissettiren seylere odaklanir, onlari elde etmek ister, onlarin hayalini kurar. Kimi icin bu paradir, kimi icin mutlu bir aile, kimi icin statu. Iste ne var ki bunlarin hepsi bir "kisisel hayal ya da amac" olmaktan oteye gecemez, bunlar bana gore bir vizyon degildir.

Bir vizyonu "Vizyon" yapan nedir peki? Bir vizyonun milyonlarca kisiyi etkilemesi nasil olur? Oncelikle bir vizyon kesinlikle bencil ve subjektif olamaz, sadece kendi cikarlarini gozeten bir insanin asla bir vizyon sahibi olabilecegini dusunmuyorum. Vizyonlarin olusum surecine bakarsak; kisi cevresini gozlemler ve yasadigi sistemde eksik gordugu mantaliteleri, gelistirilebilecek olgulari farkeder. Bu gozlem sureci sonunda kisi kafasinda olabilecekleri dusunur ve kendine gore ideal bir sistem hayal eder. Bence bu asamada hala bu bir vizyon degil utopyadir. Peki vizyon ile utopyanin farki nedir? Vizyon yaratmak icin sadece kendi ihtiyaclarimizi degil, yasadigimiz cevrenin de ihtiyaclarini cok iyi gozlemlememiz gerekir, cevremizdeki insanlarla empati kurabilmeli ve onlarin ihtiyaclarini da gozlemleyebilmeliyiz. Cogu kisi bu ihtiyaclarinin farkinda bile degildir cunku yasadiklari hayat disinda baska bir hayat dusunemezler bile ama "vizyon sahibi kisi" bu insanlara disaridan bakip onlarin ihtiyaclarini fark eder ve kendi vizyonunda bu ihtiyaclara da yer verirse "utopyadan vizyona gecis"te ilk adimi atmis olur. Ikinci adim ise mantikli bir planinizin olmasi gerekir, sadece ideal bir gelecegi dusunmek hayalcilikten oteye gecemez cunku.

Bu plani nasil insaa edersiniz peki? Oncelikle yasadiginiz donemi ve gelismeleri cok yakindan takip etmelisiniz, her gelismeyi gozlemlemeli ve vizyonunuzda nasil bir yere sahip olacagini dusunmelisiniz. Bu gelismelerden mutlaka bazilari vizyonunuzu gerceklestirmek icin bir firsat olarak karsiniza cikacaktir. Bunun disinda toplumda aktif, katilimci ve uretken bir birey olmalisiniz. Bundan sonra zaten hersey kendiliginden olusacak, taslar yerine oturacak ve ne yapmaniz gerektigi net bir sekilde onunuzde duracaktir.

Son asama olarak da bu vizyonunuzu insanlarla nasil paylasacaksiniz? Onlara nasil ifade edebilirsiniz daha once hic hayal bile etmedikleri bir seyin onlar icin daha iyi olacagina? Onlarla ayni dili konusarak... Onlarin ihtiyaclarini biliyorsaniz, onlara karsi empati duymussaniz ve bu vizyonu onlar icin yarattiysaniz, o zaman kendinizi ifade etmeniz sandiginizdan daha kolay olacaktir.

Simdi tum bu anlattiklarimdan sonra Ataturk'un hayatini dusunun; yikilmak uzere olan hasta bir devlet, tum kuvvetli yabanci ordular harita uzerinde coktan bolmus topraklarimizi, isgalcilerle isbirligi icinde olan bir padisah, 1.Dunya savasindan yeni cikmis yorgun ve yoksul bir millet... Ve Ataturk diyor ki "Bu milleti tum isgalcilerden kurtaricaz ve bagimsizligimizi ilan edicez" Bu kosullar altinda boyle bir aciklama cogu kisiye utopik gelmistir ama Ataturk'un sadece hayalleri degil, bir plani, bir vizyonu vardi. Yillarca cephede savasirken kendi halkini ve mevcut medeni devletleri gozlemlemisti, devamli olarak orduda ve toplumda aktif bir rol almisti ve butun gelismeleri kendi vizyonu icin takip ediyordu. Padisah onu isgalcilerin istegiyle Samsun'a gonderdiginde o bunu bir surgun olarak dusunmedi, o bunu turk halkina vizyonunu anlatmak icin bir firsat olarak gordu ve sonra butun kongrelerde bu vizyonunu onlarin dilini konusarak anlatti, sadece hayalini degil bunu nasil basaracaklarini neler yapmalari gerektigini, kafasindaki plani anlatti... Bundan sonrasi kolay miydi? Hayir hic degil ama ona inanan ve ayni vizyonu paylasan milyonlar ile hareket ediyordu artik. Sonunda zafer kazanildiginda Ataturk sadece bir asker olsaydi, bu vizyonu sadece ulkenin basina gecmis olmak icin yaratmis olsaydi sonrasinda bunca devrimi gerceklestirir miydi? Ataturk icin ozgurlugun kazanilmasi vizyonu icin gerekli olan ilk bolumdu sadece, bundan sonra asil turk halkinin hayal edemedigi hayati onlara gostericekti ve omru yettigi kadariyla da bir cok seyi gosterdi. Cumhuriyet donemindeki fotograflara bakin, sadece Ataturk'un fotograflarindaki kendine guveni ve isiltiyi gozlemlemeyin, Ataturk'un cevresindeki insanlarin gozlerine bakin. Bazen fotograflar kelimelerden fazla sey ifade eder, neredeyse hepsinin gozlerinde bu vizyonu yakalayabilirsiniz, Ataturk'un dusuncelerini o donem belki hicbiri tam olarak anlayamasa bile ilerlemenin verdigi o isiltiya sahipti herkes. Peki simdi Ataturk'un olumunden sonra aradan gecen altmis sekiz yil sonunda ne oldu? Ben bugun ki siyasetcilere baktigimda hic biri bana o vizyonu vermiyor, cogu onu bunu kirmadan nasil oy toplarim, nasil iktidar olurum derdinde. Ulkemiz oyle bir halde ki gunu kurtaralim, bugunku dunya duzeninde ezilmeyelim yeter mantalitesi mevcut. Ne oldu ulkemizin vizyonuna? Ne oldu gozlerdeki o kivilcima? Altmis sekiz yil boyle buyuk bir vizyonun unutulmasi icin yeterli olmamaliydi, bu vizyon yuzyillar boyu nesilden nesile akmaliydi. Ben on kasimlarda Ataturk'un olumunu dusunmuyorum, kazandigimiz zaferleri, cumhuriyeti dusunmuyorum. Ben her on kasimda bu vizyonu dusunmek istiyorum cunku biliyorum ki bizi bir butun olarak ileriye goturecek sey bu vizyondu, beni tarih dersinde heyecanlandiran bu vizyondu. Bugun ulkemizin vizyonu budur diyememek beni uzen, Ataturk'un olumu degil.

Yeni dunyada vizyonunu kaybeden sadece devletler mi? Cogu sirkete bakin hepsinin "sozde" bir vizyonu vardir, hepsi sozde ulke cikarlari ve gelisime baglar vizyonunu. Hicbiri size samimi geliyor mu? Acikcasi bana gelmiyor, ben sirketlerin vizyonlarini okurken bile "ne zaman kaybi" diyorum kendime. Cengiz Catalkaya'nin Marketing Post adli guncesinde Sergio Zyman'in (Coca Cola'nin efsanevi pazarlama muduruymus) sozlerini okudum;
Yenilik diye bir şey çıkardınız, para kazanmayı unuttunuz! Şimdi ve hemen para kazanın! Yarın ya da yıllar sonra değil. Tam şimdi. Nakite dönüştürün fikirlerinizi ve büyüyün. Piyasayı ne kadar çabuk kaplarsanız (bknz. Coca Cola, P&G ) o kadar çabuk büyürsünüz.
Ozet gecmek gerekirse para, para, para diyor kendisi. Bir pazarlamacinin amaci dogal olarak bir urunu mumkun oldugunca iyi pazarlamak ve bundan para kazanmaktir bunda suphe yok ama bu yaklasimla bir insana yaklasirsaniz "para kazandigim surece nasil kazandigim, pazarlarken hangi etik degerleri cignedigim onemli degildir" diye dusunmez mi? Cogu Amerikan sirketi calisanlarin islerine yeterince bagli olmadiklarindan, sirketleri ile bir dusunemediklerinden, motivasyon dusuklugunden yakinir. Eger bir sirketin motivasyonu "para kazanmak" ise ozur dilerim bu benim icin yeterli degil, ozur dilerim benim hayallerim ve yaraticiligim bu kadar ucuz degil, ozur dilerim para benim kendimi bir butun hissetmeme ve bir amac ugruna calistigimi dusunmemi saglamiyor. Eger para tek basina mutluluk gostergesi olsaydi, gelismis ve belli refah duzeyine ulasmis ulkelerde bu kadar cok anti-depresan satilmazdi. Bir vizyon sahibi olmak ve bu yolda para kazanmakta hicbir yanlis yok, vizyonunuz "para kazanip tekel olmak" uzerine kurulu olmadigi surece.

Internet'te yeni baslayan Web 2.0 akimini dusunun, bu akim neden bu kadar heyecana ve canliliga yol acti? Insanlar tekrar internet uzerinde projeler kurup para kazanabildikleri icin mi? Para herkes icin onemli bir etken ama bence asil heyecani yaratan Web 2.0 nun, sosyal internetin altinda yatan mantaliteydi "Power to the people" (Gucu insanlara/halka verin) Surekli tarafli medya kuruluslari, sadece para pesinde kosan sirketler, kisitlayici ve kontrolcu mantalite... Tum bunlardan sikilmisti insanlar ve birileri bunu gozlemledi, baska birileri buna uygun altyapiyi hazirladi (sunucu tabanli programlama dilleri, stream edilebilen(akici?) medya) ve iste tum bu teknolojik gelismeleri gozlemleyen ve vizyon sahibi insanlar da gucu ve kisitlama yetkisini kullanicilara devreden sistemler insa ettiler. Amerika'da ve dunyada milyonlarca insanin kullandigi Craigslist'i ve ardinda yatan vizyonu okuyun. Bugun silikon vadisinde calisan yeni mezun bir muhendise sordugunuzda hemen hemen hepsi Web 2.0 mantigindaki bir firmada calismak ister cunku gelecegi burada gorurler. Google ve Microsoft arasinda secim yapmalari gerektiginde Google'u secerler, cunku bu insanlar bu vizyona inaniyorlar ve kendilerini bunun bir parcasi olarak gormek istiyorlar.

Bu konuda sanirim saatlerce konusabilirim ama baglamak gerekirse, calistiginiz sektor, yaptiginiz is ne olursa olsun bunda gelistirilebilecek yonleri dusunun, kendinizi adiyacak bir yon bulun, kendi alaninizda vizyon sahibi olan yenilikci insanlari arastirin. Vizyon sahibi olmak icin illa ki bir vizyonun lideri olmaniz gerekli degildir, ayni vizyonu paylasan diger insanlara katildiginizda da ayni mutlulugu ve doyumu hissedersiniz. Bu vizyonu ileri tasiyabilirsiniz, yeter ki icinizdeki isiltiyi kaybetmeyin, gun boyu sikintidan ne yapacagini bilemeyip sacma seylere prim veren bir birey olmayin. Bugun ki duzen hosunuza gitmiyorsa degistirebilirsiniz kosullar ne olursa olsun. Kendinizi degersiz ve umitsiz hissettirmelerine izin vermeyin. Her yil 10 kasimda vizyonunuzu ve bize bu vizyonu sunan insani hatirlayin.

8 yorum:

  1. Merhaba Mert. Öncelikle bu güzel yazın için tebrik etmek isterim seni.
    Vizyon ve misyon kelimeleri Türkiye'de iso 9001 kalite programları ile tavan yaptılar. Hangi şirketin web sitesine girsen bir vizyon bir de misyon açıklaması buluyorsun. Tabi ki çoğunluğu boş ve fındık kabuğunu dolduramayacak safsatalardan oluşuyor.

    Gelelim, şirket vizyonuna ve Sergio'ya. Sergio alıntıladığın sözleri hiç yazmadı. Bu benim algıladığım şeydi, bunu demek istiyor anlamında yazmıştım.

    Biliyorsun, işin iki tarafı var. Biri güzel, pürüzsüz tene sahip bir insan, diğeri o insanın içinde çalışan iç organlar. Birden insanın derisi şeffaflaşsa ve iç organlarını görseydik kusardık her halde. Onları görmememiz, onların orada olmadığı anlamına gelmiyor. Burada para genelliklegörünmeyen iç organlar gibi.

    Zyman'ın anlatmaya çalıştığı şey ise sadece para değil. Vizyon para değil. Sonuç para. vizyon senin de bildiğin gibi "Hayatın tadı" "Coke is it- Cola budur" tarzı sözlerdi. Şimdilerde "ışığını yansıt" oldu. Tüm şirketler büyümek hatta tekel olmak isterler. En çok inovasyonu yapan Google'da tekeldir ve reklamdan en çok parayı götüren şirkettir. Sonuç itibari ile microsoft'tan pek farklı değildir. Alternatifler bile bir süre sonra tekele dönüşebilir.Google, microsofttan farklı olarak, sadece işin müşteri kısmını ciddiye almakta ve mükemmel bir pazarlama stratejisi gütmektedir. Son youtube alımı da tam böyle bir şeydir. Youtube, milyon dolarlarla kurulmuş ve kat kat fazla milyon dolarlarla satılmıştır. Sonuç para'dır. Zyman, para para para demiyor. Para kazanmayı unutmayın diyor. Çünkü youtube para kazanmayı unutmuş olsaydı milyon dolarlık yatırım yapmaz ve 160 milyona google'a gitmezdi. Şimdi youtube vizyonuna ulaştı ama sonuca da ulaştı. web 2.0 konsept olarak kullanıcı odaklıdır. Bununla para kazanmaktadır.

    Zyman "hadi yeni bir şey yapalım"a odaklanan ve onu pazarlamayı beceremeyen insanaların para kazanmayı unuttuklarından bahsediyor. Yenilik yenilik diye bağıranların daha eski işleri bile beceremeden veya becerememeyi sürdürdükçe hadi yeni bir şey yapalım dediklerini ve yenilik uğruna şirketleri batırdıklarını söylüyor. Türkiyede reklam ve pazarlamayı sanat olarak gören ve şirketlere bu yüzden büyük zararlar ettiren bir grup var. Zyman bu gruptan kurtulun diyor. Oysa pazarlama rakamlarla da ilgili.
    "para kazandigim surece nasil kazandigim, pazarlarken hangi etik degerleri cignedigim onemli degildir" cümlesi ise atbi ki çok yanlış bir uygulamadır.

    Günümüzde çok akıllı bir genç kuşak ile karşı karşıya kalmak üzereyiz. Bu kuşak, etik değerleri çiğneyenleri çiğneyecektir. Bu yüzden bu güne kadar bu değerleri çiğneyen firmalar, ya kendi pazarlam anlayışlarını değiştirecek ya da yok olacaklardır. Ama müşteri odaklı pazarlama anlayışını ilke edinseniz bile eğer para kazanmayı düşünmüyorsanız/unuttuysanız yine kaybedeceksiniz.

    Youtube, milyon dolarlık krediler kullanmasa, insanlara bu sistemi sunabilecek miydi. Milyonlarca video nasıl yüklenecek ve çalışacaktı? E Para önemli mert. Para vizyon olmaz. Para sonuçtur. Para olmadan youtube olmaz. birkaç bin videodan sonra sistem çökerdi.

    Şirketlerin motivasyonu para kazanmak değil. Bir personelinki de değil. Para sonuç. Para, iyi motivasyon ve vizyonun ardından gelen bir sonuç. Bu ülkenin kurtulması da bir sonuçtu. Parlak ve başarı ile uygulanabilen bir vizyonun sonucuydu. Bir dehanın vizyonuydu.

    Şirketler vizyonlararını para olarak belirlemezler. Başarı olarak belirlerler. Çoğunlukla derinin altında para vardır. Üstü ise parlak bir başarıdır. Ve tekel olmak çoğu zaman kaçınılmazdır. Firefox, ie7'ye yazık, arada onu da kullanın demiyor. Bir gün firefox'ta tekel olacaktır. Başarı bunu getiriyor ve şirketler tekel olmayı reddedemiyor.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Cengiz Bey,

    Yorumunuz icin tesekkurler, kafamda yazinizda anlatmak istediginizi daha iyi anladim sanirim. Zyman'in anlatmaya calistigi sey "pazarlamada sadece yeni bir seyler yapmak ugruna asil amaci, urunu halka pazarlamayi unutuyorlar, yenilikleri sadece bir tur kendi yaratici egolarini tatmin etmek icin yapiyorlar" ise bunu anliyorum, o zaman yazinizi yanlis yorumlamis olabilirim.

    Paranin gerekli oldugu konusnda tabi ki sizinle hemfikirim ve paranin basari ve bir vizyon sonucunda elde edilmesi gerektigi konusunda da. Benim elestirdigim kavram ise sirketler ne kadar basarili bir vizyon hazirliyorlar ve bu vizyonu ne kadar calisanlarina asilayabiliyorlar? Bence bu alanda cok buyuk eksiklikler var cunku cogu calisana sordugunuzda cogu sadece para icin calistigini soyleyecektir. Elbette herkes para icin calisir ama kendini calistigi amaca adama hissini simdiye dek cok az sirket sunabilmistir bence(en azindan benim gozlemledigim) Iste sirketler sadece standartlara uysun diye vizyon yazarsa ve vizyonlarini daha kendileri bile kafalarinda yerlestirememisse sonuc bu olur.

    Tekellesme sorununa gelince, bence sirketler hala bu konuda olgunlasamadi, tekellesmeyi bir amac olarak gormenin aslinda kendi gelisimlerini ne kadar yavaslattigini, yeniliklere ne kadar kendilerini kapadigini goremiyorlar, bunun sebebi de para hirsi bence. Sanirim tekellesme hirsi ile ilgili bir yazi yazicam yakinda, orada daha iyi aciklamaya calisirim dusuncelerimi. Yorumunuz ve aciklik getirdiginiz icin tekrar tesekkurler.

    YanıtlaSil
  3. Web 2.0 denince, "2.0" kavramının yazılım dünyasındaki versiyon değişimini çağrıştırmasından olsa gerek, hep bir rahatsızlık duyuyorum. Web 2.0, web sitelerinin bir yazlımla upgrade edilebileceği bir platform olmadığı gibi, teknolojik gelişimlerden de epey uzak aslında: Bu bir sosyal algılama ve görev değişikliği. Internet'e, içeriğe ve kullanıcıya bakışın ve daha önemlisi görevlerinin değiştiği bir sosyal olgu. Yazdıklarına katılmakla bereber, web 2.0 sayesinde "erken kalkıp yol alırsak para yaparız" mantığı ile iş geliştirmeye çalışan start-up'ların sonunun .com boobmer 2.0'dan ileriye gitmeyeği kesin.

    YanıtlaSil
  4. Mert, yazmak için güzel konular seçip güzel örnekler bulmuşsun.

    YanıtlaSil
  5. @alper akcan: dedigin dogru, web 2 mantigi yakalayamadan ruzgari yakalayayim yeter mantigiyla projeye girisenler sanirim yatirimlarinin karsiligini alamayacaklardir

    @meltem sozer: tesekkurler meltem :)

    YanıtlaSil
  6. Hayat tercihler üzerine kuruludur.Doğru yada uygun seçeneği hepimiz biliriz ama seçmek, sahip olduğunuz etik değerlerin seviyesine bağlıdır.
    Atatürk sanayileşme yolunda bir ülke bıraktıysada hala feodal toplumların sorunlarını yaşıyoruz.Tüm cevaplarında elbette hiçbir teorik metinde direk toplumun kendisinde olduğunu düşünüyorum.Aklımdan o kadar çok cümle geçiyor ki ordan oraya zıplayıp silip tekrar yazıyorum.Uzun sorular uzun cevaplar...

    YanıtlaSil
  7. @kelebeginpullari: ulkemizde tartisilan konularin duzeyi hala gelismis ulkelerde tartisilanlar ile esdeger degil ama bu ulkede bence cok ileri goruslu insanlar da var, bu insanlar goruslerini dile getirmeye ve tartismalarda yer almaya basladikca bence bu "onundeki tum secenekleri goremeyen" ve populer kultur ve yonlendirmeler ile kafasi dolu halkimiz icin bir vizyon olusturacaktir.

    YanıtlaSil
  8. Vizyon ve Ataturk?
    Lutfen Bogazici universitesi hocalarindan Taha Parla'nin rastgele bir kitabini al ve oku.
    Kemalizmin vizyonu ne imis ogren :)

    YanıtlaSil