27 Mayıs 2007

Turkcell Mobil Gelecek


Uzun süredir yazamıyorum, cuma günü Turkcell Mobil Gelecek Yarışması'na başvurdum son başvuru gününde, ayın 23'ünde haberim oldu yarışmadan, 2 gün içinde 15 sayfalık proje raporu hazırlayıp Cuma günü bireysel başvurumu yaptım. Basit ama oldukça faydalı ve bağımlılık yaratabilecek bir fikir oldu bence cep telefonu kullanımı için. Bakalım hayırlısı ama ön eleme sonuçları sanırım 24 Ağustos tarihinde duyurulacak, oldukça uzun bir süre var yani. Başvuru belgesinde imzaladığım anlaşma gereği fikri buradan açıklayamıyorum.

16 Mayıs 2007

Hidrojen enerjisi

Hidrojen enerjisi hakkında Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu ile yapılan çok güzel bir röportaja potkal sayesinde ulaştım. İlgimi çekmez diyorsanız bile size bir vizyon katması açısından mutlaka okumanızı öneririm.

Bu arada Potkal gerçekten inanılmaz bir röportaj arşivi olma yolunda ilerliyor, nereden nasıl tarayıp buluyorlar bu röportajları bilmiyorum çünkü yapılan röportajlar sadece tek bir konu ile değil bir çok ilginç konudan çok güzel röportajlar var. Benim içinde bir hesap açmışlardı aslında sen de ekle bulduğun röportajları diye ama utanarak söylüyorum ne yazık ki hiç zaman bulamadım, bir de ben bu kadar ilginç röportajlara denk gelemiyorum internette neden bilmiyorum belki de haber alma kaynaklarımı güncellemem gerek :)

Ya şimdi tekrar bakıyorum siteye hakikaten nereden buluyorsunuz, nasıl bir google araması yapıyorsunuz bu röportajları bulmak için? Günde kaç RSS okuyorsunuz? Kaç site takip ediyorsunuz? Nedir sırrınız :)

12 Mayıs 2007

Sosyal firmalar rehberi

Mert Alemdar'ın günlüğünde gördüğüm bir haberi paylaşmak istedim. Nasil1firma.com adında yeni bir site açılmış, burada insanlar sansürsüz olarak çalıştıkları veya iş görüşmesine gittikleri firmalar hakkında deneyim ve fikirlerini paylaşıyorlar. Bence gerçekten güzel bir proje. Böylelikle firmalar sadece isimlerinin arkasına saklanamıyor ve onlar hakkında ki içeriden gelen anonim fikirleri de duyma hakkına sahip olabiliyorsunuz.

Amerika'da bu tür popüler yayınlar bile var aslında, Amerika'nın çalışılacak en iyi 100 şirketi vs adı altında. Eğer nasil1firma.com'da ileride bu tür bir genişleme yapıp toplu ve sosyal oylarla belirlenmiş ve sektörlere göre ayrılmış bir liste hazırlarsa bence yerinde olur.

Bunun dışında Amerika'da gördüğüm faydalı bir sistem daha var. Türkiye'de erkeğin maaşı kadının yaşı sorulmaz diye bir deyim vardır. İşte bu servis bu deyimi yıkacak nitelikte (hanımların yaşı afişe edilmiyor merak etmeyin :) ) Kullanıcılar bir servise üye olduktan sonra anonim olarak çalıştıkları sektörü, iş yerindeki pozisyonlarını ve aldıkları maaşları ve prim + sigortayı yazıyorlar. Birçok kişi bu şekilde giriş yaptıktan sonra işin eğlenceli kısmı başlıyor, aldığınız maaşı diğer şirketlerde sizin pozisyonunuzda olanların maaşlarıyla karşılaştırabiliyorsunuz, böylelikle enayi yerine mi koyuluyorsunuz yoksa çok mu şanslısınız anlayabiliyorsunuz. Arama sırasında hangi şirketlerin ne kadar maaş verdiklerini de aşağı yukarı görebiliyorsunuz. Bence mutlaka bu yönde de bir site açılmalı veya nasilbir1firma.com bu yönde de bir çalışma yapmalı ama tabii ki anonimliğe ve güvenliğe önem vermeli (mesela kişilerin gerçek ad ve soyadları kesinlikle sorulmamalı).

Bu gibi servisler sayesinde sosyal internetin kullanıcılarına önemli geri dönüşümleri olabilir. Hem Türkiye'de iş dünyasının profesyonelleşmesi hem de haksızlıkların sona ermesi açısından bu tür servisler mantıklı olacaktır.

11 Mayıs 2007

Kraldan çok Kralcı

En fazla kral hangi ülkede yaşar derseniz düşünmeden cevabım Türkiye'dir. Hani "kraldan çok kralcı" diye bir tabir vardır ya ülkemizde, nasıl doğru bir laf anlatamam. Ya bütün bu kralcılar beni buluyor ya da çoğunluk meslek olarak "kralcılık oynuyor" ülkemizde.

Bana çok ilginç teklifler geliyor bu kralcılardan. İstanbul'a döndükten sonra askerliğe daha var boş durmayayım diye bir iş arıyorum, iş için görüşmeye gittim.

-Yıldız Teknik'ten mezunsun, Amerika'da yüksek lisansını yapmışın, yabancı dilinde var ama askerliğini daha yapmamışın, tamam o zaman bedavaya seni fabrikamda çalıştırayım askerliğine dek iş hayatını öğrenirsin...

Güzeeeel... OSS'de ilk 10,000'e girip 4 sene mühendislik oku, Toefl'da 300 üzerinden 275 al, sonra Amerika'nın batı yakasındaki en eski, 150 yıllık üniversitesinde, Silikon vadisinde çalışan mühendislerin %60'nın mezun olduğu okulda 2 sene yüksek lisans yap, bir yıl da iş tecrüben olsun sonra gel Türkiye'de kralcının fabrikasında bedavaya çalış. İş çıkışında da patronun evine temizliğe giderim hizmette kusur kalmasın diye... Hayır eğer ihtiyacın yoksa iş yok dersin ama bedavaya çalış diyerek neyi zorluyosun ki?

Bloğumda Plugoo eklentisi kurmuştum, işte bloğuma giren ziyaretçiler isterlerse msn üzerinden hemen benimle konuşabilsin diye. Oradan da çok güzel teklifler geliyordu. En son dün 3 kişi birden kendi bloglarındaki Google reklamlarına "tıktıklar mısın" dedi. Tabii canım benim sanal alemde ki lakabım "TıkTıkçı Mert" zaten... Google reklamı gördüm mü dayanamıyorum hemen tık tık, alışkanlık oldu bende söyleminize bile gerek yok. Gittiğim her sitede Google reklamı "tıktık"lamadan çıkmam. Biz de senin bloğundakilere tıklarız diyorlar. Güzel arkadaşlarım bloğumu çok güzel gezmişiniz ama ben 3 yıldır blog yazıyorum ve daha bir kere bile bloğuma reklam almadım, nereye tıklıycan? Bir kişiden gelse bu istek neyse, aynı gün içinde 3 kişiden gelince bende sigortalar attı ve bugün itibari ile kaldırdım tabii ki plugoo eklentisini.

Bende genel olarak dışarıdan enayi/saf görülme durumu da mevcut galiba, hiç unutmam 2 yıl önce bir arkadaşımı ziyarete gitmiştim, arabayı park ettim, tam apartmana giricem birisi arkadaş bir baksana dedi, ben de adres sorucak sanıyorum;

-Buyrun
-Ya bizim bir piyano vardı da 4.katta, onu iki kişi sırtlanıp şu kamyona koyalım hadi
-Piyano? 4.kat? iki kişi?

Güzeeeel... Ya tamam türk insanı yardımseverdir ama bir yere kadar be... Sokaktan tanımadığım birisinin piyanosu için benden kafamı yarmayı, belimi çıkarmayı göze almam mı bekleniyor anlamıyorum.

Bir de en çok şaşırdığım şey kralcı insanlar bu isteklerini o kadar rahat dile getirirler ki sanırsınız dünyanın en normal şeyini istiyorlar sizden hatta sanki size iyilik yapıyorlar. Daha önce kimse bunlara birşey demediği için mi bu kadar rahat oluyorlar yoksa rahat görünürsem yuttururum ayağına mı yatıyorlar orası meçhul.

Benim asıl merak ettiğim bu tür kralcı istekler neden hep bana denk geliyor? Alnımda bir yerde benim okuyamadığım bir yazı mı yazıyor nedir ben de anlamadım.

10 Mayıs 2007

Senin Olayın Ne Alp?

Az önce Kinetix'in bir reklamını izledim televizyonda, reklamda Alp adlı arkadaşımız bir otobüse biniyor ve 4 durak boyunca ayakları hiç yere basmadan maymun gibi otobüsün içinde ilerliyor, buyrun önce izleyelim;



Şimdi sevgili Alp arkadaşımız, olay ne biliyor musun... Sen şu hareketleri gerçek hayatta bir otobüste yapsan önce şöför bey sonra da yolcular 4 durak boyunca seni bir güzel döverler. Milletin elleriyle tuttuğu yerlere sen maymunluk yapıcam diye İstanbul'da gezdiğin ayakkabılarla basarsan o reklam filminde gülümseyen yaşlı amca bile bastonu ile sana hamle yapar. İşte bizim olayımız budur Alp'cim.

Şimdi yaratıcı reklam var, abuk reklam var, ikisinin arasında da fark var...

Yeni internet kanunu

Lyn yeni çıkan 5651 sayılı İnternet kanunu hakkında ki kafasındaki soru işaretlerini ve bu kanunun blog yazarlarına etkilerinden bahsetmiş, bence mutlaka okuyun.

9 Mayıs 2007

Anlamlı ve etiksel aramaya geçiş süreci

Pazar günü yazdığım Google'da arama sonuçlarını hakkında, yazının sonunda Google'a sormuştum "Neden google bütün bu garip aramalar benim bloğuma yönleniyor" diye, aslında tabii ki sebebini gayet iyi biliyorum ama yazıyı komik bağlamak adına öyle yazmıştım. Ben Ağustos 2006'da porno yüzyılı başlıklı günümüzde dayatılan ve ön plana çıkarılan seks ve porno kültürü hakkında 2 bölümlü eleştirel bir yazı yayınlamıştım ve tabii ki Google bloğumu indekslerken yazının içinde geçen porno ve seks kelimelerini de indeksledi. Aslında "porno" aratmasında tabii ki ilk sıralarda çıkmıyor benim bloğum, kim bilir kaçıncı sayfada çıkıyordur ama bu aramayı yaptıranlar galiba o kadar "azimliler" ki sayfa sayfa üşenmeden tüm bağlantıları inceliyorlar sanırım :)

Şimdi burada şöyle bir sorun çıkıyor, siz bir konu hakkında negatif, eleştirel yönde bir yazı yayınlamışsınız ama aramayı yapıp sizin sitenize uğrayanlar çoğunlukla farklı amaçla geliyorlar ve aradıklarını bulamıyorlar :) İşte bunun üstesinden nasıl gelinebilir? Belki ileride arama motorları indeksledikleri sayfaların içeriklerini profesyonelce algılayabilecek ve yazının konu hakkında pozitif ya da negatif yönde olup olmadığını, içeriğin cinsini algılayabilecek...(bu aslında hem çok güzel bir gelişme olur hem de biraz korkutucu bir gelişme olabilir düşünebilen, öğrenebilen yapay zeka olarak düşünürsek) Ama bence daha o seviyeye gelmelerine uzun süre var. Peki soru şu, bu süre içinde geçici bir çözüm olabilir mi?

Bu konu üzerinde biraz düşündüm, aklıma pozitif-negatif fikri geldi. Fikrimi şöyle açıklayabilirim, siz Google'dan bir arama yaptığınızda o konu hakkındaki hem pozitif düşünceye sahip hem de belki negatif (eleştirel) düşünceye sahip sonuçlar çıkabilir karşınıza. Demokratik bir ortam olması için iki sonucunda çıkması gereklidir. İşte asıl sorun bu iki farklı düşünceyi nasıl ayrıştıracağımız. Bu ayrıştırmayı şu an içeriği algılayamadığı için bilgisayar sistemleri otomatik olarak yapamaz, o halde insan gücü gereklidir. Peki ama tüm bu içerikleri bir kaç çalışan incelemeye kalkarsa hayatlarını sanırım bu işe adamaları gerekir. Bu durumda sosyal internet kavramını devreye sokmak gerekli. Şöyle düşünün bir konu hakkında arama yapıyorsunuz, bu konu hakkında çıkan bağlantılardan birine tıklıyorsunuz, inceliyorsunuz, sonucun aradığınızın aksine eleştirel bir bakış açısı getirdiğini görüyorsunuz, tekrar geriye Google'a dönüp aramanıza devam ediceksiniz. İşte bu noktada Google'da az önce tıkladığınız bağlantının altında ufak bir düğme olsa, "içerik eleştirel" tarzında. Bu düğmeye tıkladığınızda hiç sayfa yenilenmeden (muhtemelen ajax teknolojisi ile) geribeslemenizi bildirebilseniz Google'a ve kaldığınız yerden devam etseniz. Bir sürü kullanıcı bu sistem ile geribesleme sunsa ve diyelim ki 10 kişi içerik eleştirel dedi, işte o zaman Google mühendisi minimum 10 tane geribesleme alan bağlantıdaki içeriği inceler ve son onayını verdikten sonra içerik "..." araması hakkında eleştirel olarak etiketlenebilir. Peki bunun faydası ne olabilir? Porno diye aratan bir kişi muhtemelen porno içerik bulmak istiyordur, "pornonun zararları" şeklinde aratan bir kişi ise muhtemelen porno hakkındaki eleştirel sonuçları bulmak istiyordur. İşte pornonun zararları aramasını yaptıran bir kişinin karşısına Google "porno" araması hakkında eleştirel olarak etiketlenmiş sonuçları getirebilir böylelikle bu eleştirel yazıların içinde "zararları" kelimesi geçmese bile bir bakıma arama motoru zekasını kullanarak bu sonuçları çıkarabilir. Bunun dışında kolaylık olsun diye negatif fikirli eleştirel yazılar için bir arama kısaltması kullanılabilir, örneğin (-) işareti, "porno (-)" aramasını yaptığınızda karşınıza sadece porno hakkındaki eleştirel yazıların bağlantıları çıkar.

Değinmek istediğim son bir konu daha var, bir önceki yazımda komik bir yazı olduğu için ve kimsenin keyfini kaçırmak istemediğim için bahsetmemiştim ama çocuk pornosu ve benzeri aramalarla da siteme gelen bir çok kişi oluyor... Başka çarpıcı bir örnek ise burada, Google üzerindeki tüm dünyada "child porn" aramasında en fazla bu aramayı yapan ilk dört şehir Türkiye'den İzmir, Adana, Ankara ve İstanbul'a ait... Bu üzücü ve çarpıcı bir gerçek ve bence Google Türkiye'nin burada etik bir sorumluluğu var. Eğer bir warez sitesine gidiyorsanız Google sizi uyarıyor, bu siteden indireceğiniz dosyalar bilgisayarınıza zarar verebilir şeklinde, işte bence aynı uyarıyı Google Türkiye çocuk pornosu için de yayınlamalı. Mesela "child porn" veya benzeri aramalarda bir uyarı sayfası göstermeli ilk önce, peki bu uyarı sayfasında ne yazmalı?

Öncelikle internet üzerinde porno sektörü merak üzerine kuruludur, önce bir merak oluşturulur daha sonra da bir şekilde "üzüm üzüme baka baka kararır" mantığıyla insanların bu tür içeriğe merakları artmaya başlar. İnsanlar bu sitelere girip sadece resimlere bakarak meraklarını giderdiklerini sanarlar ama aslında farkında olmadıkları birşey vardır, bu sektöre aynı zamanda maddi olarak da yardım yaparlar farkında olmadan. Şöyle ki, bir internet sitesinin aldığı ziyaretçi sayısı ne kadar çok ise o siteden alacağı reklamların site sahibine geliri de o derecede çok olacaktır. İşte bu gelirlerin bir kısmı da "yeni içerik" bulmak amacıyla ne yazık ki birçok masum çocuğun bu alanda suistimal edilmesine maddi kaynak olarak kullanılır. Bir çok kişi sadece bakarak, üye olmadan, para vermeden bir suç işlemediklerini düşünse bile aslında sadece bakmaları bile bu sektörün ekmeğine yağ sürmekte ve onlara para kazandırmaktadır. Bunun önüne geçmenin tek yolu ise bu sektörlere olan talebi azaltmak ve kapalı toplumlarda sıkça görülen cinsel merakın önüne geçmektir, bu da ancak bilinçlendirme olarak gerçekleştirilebilir.

İşte Google Türkiye'nin yapması gereken bu tür içeriği arayan anahtar kelimelerde bir uyarı sayfası çıkarmak ve bu sayfada çarpıcı istatistiklerle bu sektörün çarkının nasıl işlediğini ve sadece bakarak bile, düşünmeden oluşan merakımızın bile dünyanın başka bir yerinde ki çocuğun yaşamını nasıl değiştirebileceği, kabusa çevirebileceği açıklanmalıdır. Buna rağmen aramaya devam etmek isteyenler için (akademik ya da farklı bir çalışma amaçlı arayanlar olabilir, mesela ben de bu yazıyı yazarken istatiksel trendleri bulabilmek için Google'da bu aramayı yapmak zorunda kaldım) uyarı sayfasının altında aramaya devam et bağlantısı ile arama sonuçları listelenmelidir. Bunun dışında çocuk pornosu içeren siteler elbette listelemelerde hiçbir şekilde yer almamalıdır ve düzenli olarak bu kontrol edilmelidir.

Bence çocuk pornosuna bu kadar meraklı bir ülkede (yukarıda bahsettiğim gibi dünyada Google üzerinden bu tür aramaları en çok yapan şehirlerden ilk dört açık farkla Türkiye'den) alınabilecek minimum tedbirlerden biridir bu, aksi takdirde bir sonraki nesilde çok büyük sosyolojik problemlerle karşılaşabiliriz. Son olarak bu tür tatsız konulardan bahsettiğim için özür dilerim ama unutmayın ki Google'dan Türkiye'nin çocuk pornosu hakkında ki merakını bir tek biz değil kötü niyetli kimseler de gözlemlemiştir ve bu kişiler en çok talep neredeyse oraya odaklanırlar. Bu tür şeyler bir tek kınanarak durdurulamaz işte bu yüzden bu konuları utanmadan sıkılmadan tartışıp çözüm üretmemiz gereklidir.