28 Ocak 2006
26 Ocak 2006
Gel bakalim
Simdi Zeren ayri eve tasinacagi icin eve bir kiraci daha bulmamiz gerekti Sina'nin odasini paylasacak, Craigslist'e ilan verdik. Vietnamli bir kiz geliyor, vietnamliligi pek kalmamis ama tipik amerikali kizi konusmasi falan, neyse kopegini de getiriyor, biraz stresli bir hayvan gorusmede ne zaman sevmeye kalksam hirliyordu ama isirmaz dedi kiz, hayirlisi. (kiz tasinsin kopegin videosunu da koyarim)
Neyse bu kizin ailesinin evi de aslinda yakinmis ama annesi kopegi evde istemedigi icin ve bizim ev okulun hemen karsi sokaginda oldugu icin tasiniyormus. Zeren ayin 1inde cikiyor, kiza da 1inde tasinabilirsin demistik ama kizimiz 28inde tasinmaya karar vermis, e dedim biriniz kanepede yaticak o zaman, oh ok cool dedi, bir de ben 4 aylik kirayi pesin vericem diyor, ya yok gerek yok her ay basi verirsin 1 aylik dedim, yok yok pesin vermek istiyorum dedi, bu da ilginc, kara para mi akliyor ne yapiyor anlamadim.
Bir de kiz bizi escinsel saniyor olabilir, Sina'nin odasinda masanin ustunde rimel vardi onu gordu ( o rimeli de Sina ve Zeren'nin dedigine gore kralci lakabli arkadaslari yolda yerde bulup espri mahiyetinde Sina'nin cantasina atmis, oyle dediler inandim bende) Neyse kiz bu rimel sizin mi falan diye sordu, Sina yok dedi ama aciklayamadi da rimeli. Sonra kiz banyoya bakti falan aa erkek evine gore cok temiz falan dedi. Bugun de telefonda konusuyorum kizla, yarin tasinmadan once gel ev temizligi, is bolumu olaylarini konusalim dedim, tamam 4'den sonra gelirim dedi, benimde 6 da dersim var diye bende tamam ama gelmeden yarim saat once ara dedim, bu kikirdamaya basladi, bende neye guldun ne oldu falan dedim, yok bisey dedi. Sanki basilmamizdan korkuyomus imaji mi verdim kiza neden guldu anlamadim.
Neyse bu kizin ailesinin evi de aslinda yakinmis ama annesi kopegi evde istemedigi icin ve bizim ev okulun hemen karsi sokaginda oldugu icin tasiniyormus. Zeren ayin 1inde cikiyor, kiza da 1inde tasinabilirsin demistik ama kizimiz 28inde tasinmaya karar vermis, e dedim biriniz kanepede yaticak o zaman, oh ok cool dedi, bir de ben 4 aylik kirayi pesin vericem diyor, ya yok gerek yok her ay basi verirsin 1 aylik dedim, yok yok pesin vermek istiyorum dedi, bu da ilginc, kara para mi akliyor ne yapiyor anlamadim.
Bir de kiz bizi escinsel saniyor olabilir, Sina'nin odasinda masanin ustunde rimel vardi onu gordu ( o rimeli de Sina ve Zeren'nin dedigine gore kralci lakabli arkadaslari yolda yerde bulup espri mahiyetinde Sina'nin cantasina atmis, oyle dediler inandim bende) Neyse kiz bu rimel sizin mi falan diye sordu, Sina yok dedi ama aciklayamadi da rimeli. Sonra kiz banyoya bakti falan aa erkek evine gore cok temiz falan dedi. Bugun de telefonda konusuyorum kizla, yarin tasinmadan once gel ev temizligi, is bolumu olaylarini konusalim dedim, tamam 4'den sonra gelirim dedi, benimde 6 da dersim var diye bende tamam ama gelmeden yarim saat once ara dedim, bu kikirdamaya basladi, bende neye guldun ne oldu falan dedim, yok bisey dedi. Sanki basilmamizdan korkuyomus imaji mi verdim kiza neden guldu anlamadim.
25 Ocak 2006
Blogger Chicks
Dikkat ettim de kadinlar sanirim daha sik blog yaziyorlar, diger yazanlara daha cok yorum birakiyorlar, daha icten yaziyorlar ve sanki birbirleri arasinda daha siki bir dayanisma var, en azindan turkce bloglar arasinda. Bir tek icerik degil, blog dizayni ve gorunumu ile de ilgileniyorlar, yeni birseyi hemen bloglarina koyup deniyorlar. Daha cok zaman ayiriyorlar sanirim bir de.
Dayanismalari da daha iyi, gerek yemek bloglari yazanlarin yemek gunleri yapip bulusmasi gibi ya da genel olarak gercek hayatta da daha cok gorusuyorlar birbirleriyle sanirim. Sanirim gunluk tutmak her zaman kadinlara daha cekici gelmistir ama gene de biraz kiskaniyorum sanirim bu dayanismayi, bir yandan da hosuma gidiyor aslinda.
Bir de erkek blog yazarlari kendi aralarinda bulusmasi garip geliyor, aslinda erkeklere karsi da burada bir toplum baskisi var.
Mesela evden "erkek" blog arkadaslari ile bulusmaya cikiyorum diyelim, tum erkek blog yazarlari yemekler pisirmisiz oyle bir evde toplanip yiyicez. Ben elimde yaptigim su boregi tam kapidan cikarken babam soruyor
-oglum elindeki ne?
-Su boregi babacim
-nereden cikti o, annen mi yapmis?
-yok ben yaptim baba
-e nereye gidiyorsun elinde o borekle?
-baba internetten blog arkadaslarim var erkek erkege buluscaz yemek falan
-oglum internetten tanistigin erkeklerle bulusup onlara yemek mi yapiyorsun?
-ya baba oyle degil ya biz arkadasca yani
-oglum neden ya
-ya dayanisma falan
Halbuki bu sefer de kadin blog yazarimiza bakalim:
(isim tamamiyle anonimdir)
Ayca elinde kereviz salatasi tam kapidan cikarken annesi sorar;
-kizim nereye gidiyorsun?
-annecim internetten tanistigim kizlarla toplanip yemek gunu yapiyoruz, bende kereviz salatasi yaptim
-aa ne guzel, benim kizim yemek de yaparmis... dur bak dolapta zeytinyagli sarma var, gecen gun yaptiydim al onu da gotur olur mu?
-Tabi annecim iyi olur
-Bak begendigin yemeklerin tarifini de not almayi unutma olur mu?
-Tabi alirim annecim, bir de karsida buluscaz aksam donmem zor olabilir belki gece orada yatabilirim
-tabi tabi kizim hepsine selam soyle benden, taksi cagiriyim mi?
Dayanismalari da daha iyi, gerek yemek bloglari yazanlarin yemek gunleri yapip bulusmasi gibi ya da genel olarak gercek hayatta da daha cok gorusuyorlar birbirleriyle sanirim. Sanirim gunluk tutmak her zaman kadinlara daha cekici gelmistir ama gene de biraz kiskaniyorum sanirim bu dayanismayi, bir yandan da hosuma gidiyor aslinda.
Bir de erkek blog yazarlari kendi aralarinda bulusmasi garip geliyor, aslinda erkeklere karsi da burada bir toplum baskisi var.
Mesela evden "erkek" blog arkadaslari ile bulusmaya cikiyorum diyelim, tum erkek blog yazarlari yemekler pisirmisiz oyle bir evde toplanip yiyicez. Ben elimde yaptigim su boregi tam kapidan cikarken babam soruyor
-oglum elindeki ne?
-Su boregi babacim
-nereden cikti o, annen mi yapmis?
-yok ben yaptim baba
-e nereye gidiyorsun elinde o borekle?
-baba internetten blog arkadaslarim var erkek erkege buluscaz yemek falan
-oglum internetten tanistigin erkeklerle bulusup onlara yemek mi yapiyorsun?
-ya baba oyle degil ya biz arkadasca yani
-oglum neden ya
-ya dayanisma falan
Halbuki bu sefer de kadin blog yazarimiza bakalim:
(isim tamamiyle anonimdir)
Ayca elinde kereviz salatasi tam kapidan cikarken annesi sorar;
-kizim nereye gidiyorsun?
-annecim internetten tanistigim kizlarla toplanip yemek gunu yapiyoruz, bende kereviz salatasi yaptim
-aa ne guzel, benim kizim yemek de yaparmis... dur bak dolapta zeytinyagli sarma var, gecen gun yaptiydim al onu da gotur olur mu?
-Tabi annecim iyi olur
-Bak begendigin yemeklerin tarifini de not almayi unutma olur mu?
-Tabi alirim annecim, bir de karsida buluscaz aksam donmem zor olabilir belki gece orada yatabilirim
-tabi tabi kizim hepsine selam soyle benden, taksi cagiriyim mi?
Aradaki farki yakalayabildiniz mi?
24 Ocak 2006
Bantlara yatir, mincik mincik incele beni
(bu yaziyi iki gun once yazmistim neredeyse bitiriyordum ki firefox kapandi hata vererek, bende sinirlendim bugune sarkti)
Uzun bir yolculuk sonunda (Istanbul'daki evimden gece 3'de ciktim, San Jose'de ki eve Istanbul saatiyle gece 2'de girdim) San Jose'ye ulastim gene. Buraya gelene dek 1 araba, 2 ucak, 2 tren ve bir minibuse (shuttle?) bindim.
Neyse asil anlatacagim olay San Francisco'da Amerika'ya girisimde yasandi. Ucaktan indikten sonra giris mulakati sirasina girdim, sansima benim bekledigim kuyruktaki gorevli gene en yavasi cikti, sonlara dogru bos olan baska bir siraya gectim zaten. Neyse 30-40 dakika ayakta bekledikten sonra sira bana geldi, once sol parmak izi, sonra sag parmak izi, sonra gulumse fotograf (yakinda ulkeye girerken diski ve idrar ornekleri de isterler heralde). I20'yi inceliyor hangi okula gidiyorsun ne okuyorsun muhabbetleri (ki bunlarin hepsi zaten elindeki I20 belgesinde var) Neyse cok kastirmadan gectim orayi.
Sonra son cikanlardan oldugum icin baktim valizimi zaten benim yerime banttan biri cikarip kenara koymus sagolsun, valizin uzerine guvenlik etiketi yapistirmislar ki bu valizin aranip tarandigini soyluyor bize, neyse insallah cok karistirip kiristirmamislardir diyorum. Sonra tam cikistan once guvenlik gorevlisi soruyor "yalniz misiniz" diye, evet diyorum, o zaman sizi soyle inspection'a (incelemeye) alalim diyor. Eh bekar adama inceleme heralde, bir de oyle bir soruyor ki "are you lonely" gibi. Hani zaten valiz havalimanina girerken icini acip aramisin daha ne istiyorsun ki...
Neyse bu inceleme soyle oluyor elinde lastik eldivenli bir guvenlik gorevlisi bavulunuzu bir banta yatirip acik kalp ameliyati yapar ciddiyetinde sizin donlarinizi falan mincikliyor. Ben de daha once hic girmemistim incelemeye kactir giris yapiyorum. Heralde dedim kus gribi yuzunden bu. Neyse adam ilk hangi ulkedensin diye sordu, sonra bekledigim soruyu sordu yaninda hic yemek getirdin mi diye, icimden cok guzel tavuk gogsu var abi alir misin demek gecti, yok dedim. Neyse basladi valizi acip minciklamaya. Benim cd/dvd lerimi koydugum buyuk bir cd kabi var, plastik seffaf onu buldu ve ilk uyuz oldugum hareketini yapti. Adam cd kabini acti teker teker cdlere bakiyor uzerlerine My documents, downloads falan yazdiklarimi okuyup daha uzun bakiyor, turkce olanlari anlayamayip geciyor. Simdi sen orada ne yazsa begenmeyceksin ki, ya da supersonik gozlerinle icindekileri mi tariyorsun, ne yapiyosun saklaban?
Cd kabini birsey soylemeden birakti yerine, sonra benim external Nec dvd yazicimi buldu, eline aldi, "sir can you tell me what this is" dedi cok gururla sanki onemli birsey bulmus gibi, okuz uzerinde kocaman Nec external dvd writer yaziyor iste, bomba olsa ucaga alirlarmiydi... ben de "it is a nec external dvd writer" dedim, hmm dedi arkasindaki usb girisine falan bakti, onu da koydu kenara.
Guvenlik gorevlimiz son noktayi sira benim ilaclara gelince koydu, benim de kulagim dolayisiyla gitmeden once doktor bir suru ilac yazmisti onlari gordu, bana soruyor bunlardan hicbiri steroid mi diye, yok dedim, sonra uyuz uyuz tane tane soruyor "D O Y O U K N O W W H A T A S T E R O I D I S" diye...
1) bana ukalalik yapma, Toefl'a girsen benden dusuk puan alirsin
2) bilmesek gotumuzden yok demiyoruz heralde
Benim orada bardak tasti tabi, evet biliyorum o amerikan baseballcularin almasina izin verilen ilaclar degil mi dedim, soyle kil kil bakti birsey demedi, tum ilaclari cikardi kenara koydu, ne icin ilac kullaniyorsun dedi, kulagim icin, sonra aradan steroide benzettiklerini aldi bilgisayarin basindan kodlarina bakmaya basladi, bakti da bakti... ben gene ayakta bekliyordum, iki adim gerideki duvara yaslandim bekliyorum. Neyse birsey bulamadi gene bakmaya devam ediyor, soruyor bu kacinci senen amerikadaki diye, bende ikinci ve umarim son senem dedim, gene soguk bir ruzgar esti. Neyse birsey bulamadi kapatiyor, kapatamadi tabi siz kapatin diyor, kolay mi o valizi kapatmak, actigin gibi kapatsana... neyse kapadim valizi giderken kulaginiz icin gecmis olsun diyor, cok icten, caniiiim.
Uzun bir yolculuk sonunda (Istanbul'daki evimden gece 3'de ciktim, San Jose'de ki eve Istanbul saatiyle gece 2'de girdim) San Jose'ye ulastim gene. Buraya gelene dek 1 araba, 2 ucak, 2 tren ve bir minibuse (shuttle?) bindim.
Neyse asil anlatacagim olay San Francisco'da Amerika'ya girisimde yasandi. Ucaktan indikten sonra giris mulakati sirasina girdim, sansima benim bekledigim kuyruktaki gorevli gene en yavasi cikti, sonlara dogru bos olan baska bir siraya gectim zaten. Neyse 30-40 dakika ayakta bekledikten sonra sira bana geldi, once sol parmak izi, sonra sag parmak izi, sonra gulumse fotograf (yakinda ulkeye girerken diski ve idrar ornekleri de isterler heralde). I20'yi inceliyor hangi okula gidiyorsun ne okuyorsun muhabbetleri (ki bunlarin hepsi zaten elindeki I20 belgesinde var) Neyse cok kastirmadan gectim orayi.
Sonra son cikanlardan oldugum icin baktim valizimi zaten benim yerime banttan biri cikarip kenara koymus sagolsun, valizin uzerine guvenlik etiketi yapistirmislar ki bu valizin aranip tarandigini soyluyor bize, neyse insallah cok karistirip kiristirmamislardir diyorum. Sonra tam cikistan once guvenlik gorevlisi soruyor "yalniz misiniz" diye, evet diyorum, o zaman sizi soyle inspection'a (incelemeye) alalim diyor. Eh bekar adama inceleme heralde, bir de oyle bir soruyor ki "are you lonely" gibi. Hani zaten valiz havalimanina girerken icini acip aramisin daha ne istiyorsun ki...
Neyse bu inceleme soyle oluyor elinde lastik eldivenli bir guvenlik gorevlisi bavulunuzu bir banta yatirip acik kalp ameliyati yapar ciddiyetinde sizin donlarinizi falan mincikliyor. Ben de daha once hic girmemistim incelemeye kactir giris yapiyorum. Heralde dedim kus gribi yuzunden bu. Neyse adam ilk hangi ulkedensin diye sordu, sonra bekledigim soruyu sordu yaninda hic yemek getirdin mi diye, icimden cok guzel tavuk gogsu var abi alir misin demek gecti, yok dedim. Neyse basladi valizi acip minciklamaya. Benim cd/dvd lerimi koydugum buyuk bir cd kabi var, plastik seffaf onu buldu ve ilk uyuz oldugum hareketini yapti. Adam cd kabini acti teker teker cdlere bakiyor uzerlerine My documents, downloads falan yazdiklarimi okuyup daha uzun bakiyor, turkce olanlari anlayamayip geciyor. Simdi sen orada ne yazsa begenmeyceksin ki, ya da supersonik gozlerinle icindekileri mi tariyorsun, ne yapiyosun saklaban?
Cd kabini birsey soylemeden birakti yerine, sonra benim external Nec dvd yazicimi buldu, eline aldi, "sir can you tell me what this is" dedi cok gururla sanki onemli birsey bulmus gibi, okuz uzerinde kocaman Nec external dvd writer yaziyor iste, bomba olsa ucaga alirlarmiydi... ben de "it is a nec external dvd writer" dedim, hmm dedi arkasindaki usb girisine falan bakti, onu da koydu kenara.
Guvenlik gorevlimiz son noktayi sira benim ilaclara gelince koydu, benim de kulagim dolayisiyla gitmeden once doktor bir suru ilac yazmisti onlari gordu, bana soruyor bunlardan hicbiri steroid mi diye, yok dedim, sonra uyuz uyuz tane tane soruyor "D O Y O U K N O W W H A T A S T E R O I D I S" diye...
1) bana ukalalik yapma, Toefl'a girsen benden dusuk puan alirsin
2) bilmesek gotumuzden yok demiyoruz heralde
Benim orada bardak tasti tabi, evet biliyorum o amerikan baseballcularin almasina izin verilen ilaclar degil mi dedim, soyle kil kil bakti birsey demedi, tum ilaclari cikardi kenara koydu, ne icin ilac kullaniyorsun dedi, kulagim icin, sonra aradan steroide benzettiklerini aldi bilgisayarin basindan kodlarina bakmaya basladi, bakti da bakti... ben gene ayakta bekliyordum, iki adim gerideki duvara yaslandim bekliyorum. Neyse birsey bulamadi gene bakmaya devam ediyor, soruyor bu kacinci senen amerikadaki diye, bende ikinci ve umarim son senem dedim, gene soguk bir ruzgar esti. Neyse birsey bulamadi kapatiyor, kapatamadi tabi siz kapatin diyor, kolay mi o valizi kapatmak, actigin gibi kapatsana... neyse kapadim valizi giderken kulaginiz icin gecmis olsun diyor, cok icten, caniiiim.
Aslinda ablamlar da blog yaziyor evet, onlarin sitesinin linkini onceden pek vermek istemiyordum cunku mayolu fotografim vardi orada ahah, ama Deniz'in daha bir suru fotografini gormek isterseniz oraya da bakabilirsiniz. (arsivlerde cok gerilere bakmayin :) )
Annem de yorum yazarsa ve annemle babam da blog acarsa artik ilk turk blogcu ailesi unvanini kazanabiliriz sanirim.
Annem de yorum yazarsa ve annemle babam da blog acarsa artik ilk turk blogcu ailesi unvanini kazanabiliriz sanirim.
23 Ocak 2006
Babam yorum birakmis!
Babama gecen gun gunlugumun adresini soylemistim, ilk yorumunu birakmis hemen buraya :)
Bu arada skype'in yeni video ozelligi iyi olmus, tam ekran goruntulu konusabiliyorsun, gerci bugun konusurken yavasti bayaa ama onu da Istanbul'daki kar firtinasina bagladik biz cunku onceden daha hizliydi.
Bu arada skype'in yeni video ozelligi iyi olmus, tam ekran goruntulu konusabiliyorsun, gerci bugun konusurken yavasti bayaa ama onu da Istanbul'daki kar firtinasina bagladik biz cunku onceden daha hizliydi.
18 Ocak 2006
Ekran goruntuleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)