3 Mayıs 2009

Zamanın arasına serpilmiş yapboz parçaları

Yaşam ve ölüm arasında insanların en çok anlamlandırmaya çalıştıkları kavramın aşk olduğunu düşünüyorum. Onu yüzyıllar boyunca öyle yüceltmişler, onu kanıtlamak için o kadar çok çaba göstermişler ki bence bu onu gereğinden fazla şişirmiş ve anlamsızlaştırmış. Hatta çoğu zaman onu ifade eden kelimelere bile taşıyabileceklerinden fazla anlamlar yüklemişler.

Sanırım benim ise onu çoğu insandan daha farklı bir algılayışım var. Çoğu insanın düşündüğünün tersine bence aşk hafiftir, seni hafif hissettirir. Asla yoğun ve ani bir duygu değildr. Zamana yayılmış bir yapboz gibidir aslında, sen zamanla etraftan parçalarını toplayıp onu bir bütün haline getirmeye çalışırsın.

Bugün bir bakış, yarın belki ufak bir gülümseme, başka bir gün ise kimbilir yavaşça saçını düzeltmesi olabilir. Onu oluşturan ufacık anlar vardır, belki de saniyenin binde biri büyüklüğünde ama o anları yaşamak için yıllarca bekleyebilir bir insan. İşte tüm bu anlar bir araya geldiğinde anlamlı bir bütünü, adeta canlı bir organzmayı oluştururlar. Bu yapbozun en güzel yanı ise, eğer doğru anları yakalayabiliyorsan bu yapbozun hiç tamamlanmayacağını bilmemizdir.

Ne var ki bu yapozu çözmeye çalışırken geçen süreçte insan bambaşka bir şeyi daha keşfeder; kendini. Karşınızdaki insanın da senle aynı süreçten geçtiğini anladığımızda ise aslında onun da kendini keşfetmekte olduğunu farkederiz. Bu tıpkı çocukken çevremizdeki çocuklarla birlikte büyümenizi keşfetmemize benzer, aynı keşfetme sürecini paylaşmanın verdiği heyecanı yeniden yaşatır belki de.

Aslında bence onu oluşturan temel madde de sürekli devam eden bu keşfetme sürecidir. İşte bu yüzden bence aşk bir duygu ya da his değil, zamanın arasına serpilmiş yapboz parçalarıdır.

26 Nisan 2009

Once

Once filmini sevgilimle seyrettik, güzel doğal bir film. Pazar günleri için ideal bir film diyebilirim garip bir kategorilendirme olsa da. Film aslında daha çok albüm tanıtımı gibi olmuş. Glen Hansard biraz Damien Rice tadında. Falling Slowly şarkısını aşağıda dinleyebilirsiniz.

23 Nisan 2009

Last FM bundan böyle benim için bitmiştir (Davos şivesiyle)

Efendim Last.FM ekibi karar almış, bundan böyle Amerika, İngiltere ve Almanya dışındaki kullanıcılar Last FM radyolarını ancak ücretli dinleyebileceklermiş, bu ülkelerde yaşayan elit vatandaşlar ise bedava dinlemeye devam edeceklermiş.

Bugün Last.FM'de hergün yaptığım gibi kişisel radyomu dinleyeyim dedim, o da ne deneme sürenizin sonuna geldiniz, bundan böyle radyo dinlemek istiyosanız üye olun diyor. E ben bu servise en az 3-4 yıldır kullanıyorum, ne deneme süresiymiş bu be... Sonra bir baktım önceden bedava olan şeyi, elit ülke vatandaşları dışındakilere aylık paralı yapmışlar. CBS Last.FM'i satın aldıktan sonra böyle ticari şeyler bekliyordum zaten çok da şaşırmadım açıkcası.

Peki ben kendimi enayi gibi hissetmez miyim? Hem benim müzik dinleme verilerimi alacaksın, internet sayfanda gözüme reklamları sokucaksın, hem de karşılığında bana ses kalitesi düşük radyo bile dinletmeyeceksin? Hemen Last.FM alternatiflerini araştırmaya başladım ve tabii ki gene açık kaynak yardıma yetişti. Sizlere Libre.fm'i takdim ederim. Henüz test aşamalarında ama Last.FM kazığından sonra mutlaka desteklenmeli. Şu anda siteden radyo dinleyemiyorsunuz ama dinlediğiniz müziklerin verisini gönderebiliyorsunuz. Henüz çok deneysel o yüzden şimdilik yalnızca karıştırmak istiyorsanız üye olun. Radyo dinlemek için ise Deezer (ülkemizde yasaklı çoğu güzel şey gibi, bakınız OpenDNS) veya Grooveshark (Yakında bu da yasaklanır) önerebilirim.

Ben şimdi Last.FM'de ki bütün verimi Libre.FM'e aktarıcam, sonra Last.Fm'de ki verimi silip hesabımı kapatıcam. Bir daha da gelmem Last.FM'e, bundan böyle Last.FM benim için bitmiştir.

Toprağa gömdüm filizlensin diye

Ergenekon davası kapsamında Poyrazköy'de gene toprak altında cephanelik çıkmış. İstanbul emniyetine atılan bir e-posta ile cephaneliğin yeri tam olarak bulunmuş. Soruşturma devam ediyor ama benim aklıma çok basit bir soru geliyor;

Darbe planlayan birileri bu silahları buraya gömmüş olsun zamanında, peki ortada neredeyse bir yıldır devam eden bir dava var ve bu dava kapsamında onlarca kazı yapılıp silah bulunmuş, bir yıl boyunca bu adamlar güvenlik amacıyla ya da yakalanmamak için demez mi;

"ya şu gömdüğümüz silahları ya başka yere taşıyalım ya da imha edelim" diye?

Darbe planlayacak olan adam bu kadar salak olur mu?

Bir de silah gömmek zaten salakça bir iş, bu insanların deposu yokmuymuş ki? Yani law silahı dediğin alet elektrikli ateşleme düzeneğine sahiptir, toprağa gömüp iki yağmur gördü mü at o silahı çöpe. Gazete kağıdına sarıp, naylona sarıp yalıtım yapılması gülünçtür. Askerlikten biliyorum bırak toprağın altındakini depoda duran G3'leri bile her cuma günü yağlayıp bakım yapmazsan bir yılda kullanılamaz hale gelir silahlar. Bir de bu Law silahı hafif zırhlı araçları hedef alan bir silahtır, darbe yapmak için değişik bir silah seçimi olduğunu söylemek gerekir.

Eğer bir silah gömülüyorsa bir daha bulunulmamak üzere gömülüyordur, vakti gelince kullanırız diye değil, vakti gelince kullanılacak silahı deponda saklarsın. Kirli işlerde kullandığın, üzerinde parmak izi, barut izi olan silahı gömersin. Şimdi silahlara bakıyorum, law silahı, el bombası... Sıfır gıcır gıcır. Şimdi sen sıfır law silahını alıyosun, bozulacağını bile bile toprağa gömüyorsun. Heralde darbeciler o kadar salak ki bu silahların zamanla filizlenip silah ağaçları çıkaracağını düşünmüşler. Başka açıklaması yok çünkü.

(Fotoğraf kaynağı: Ntvmsnbc)

18 Mart 2009

İş ilanı - yani it is unclear

Sürekli kariyer sitelerinden ilanlara baktığımdan o kadar komik ilanlar görüyorum ki anlatamam. Aşağıdaki örnekte ki ilanı okuyup anlamak uzunca bir süremi aldı. Bu ilanı muhtemelen bir asistan hazırlamış ve revize etmesi için muhtemelen yabancı bir müdürüne göndermiş, müdürü de revize yapılması gereken yerleri kendi notlarıyla belirtmiş. Ne var ki muhtemelen asistanımız bu ilanı yayınlarken hiç revize etmeye ihtiyaç duymamış ve aynen notlarıyla, "orjinal" haliyle yayınladığında ortaya bu komik ilan çımış. İlanın en can alıcı noktası ise yabancı olduğunu düşündüğüm müdürümüzün araya "yani it is unclear" diye not düştüğü yer.

16 Mart 2009

Banshee medya çaları geliştirme

Bilmeyenler için Banshee linux tabanlı işletim sistemleri için yazılmış açık kaynaklı güzel bir medya çalar. (Itunes veya windows media player rakibi denebilir)

Linux üzerinde en çok kullanılan müzik çalar Amarok'tur heralde ama ben özellikle Amarok 2'yi hiç beğenmedim. Ayrıca Amarok KDE tabanlı bir uygulama olduğu için benim Gnome masaüstümde fazladan hafıza ve yer kaplıyor. Bu yüzden benim Gnome altındaki favori medya çalarım Banshee.

Banshee çoğu özelliğiyle tam istediğim gibi olsa da "keşke şunları, bunları da yapabilseydi" derken sonunda örnek bir dizayn yapmaya karar verdim. Bu yeni dizaynımda Banshee'de müzik dosyalarımıza tıpkı Last Fm'de ki gibi etiketler ekleyebiliyor ve sonra bunları aratıp istediğimiz özellikteki şarkıyı anında bulabiliyoruz. Örneğin müzik arşivimizde ki hem "neşeli", hem "kadın vokalli" hem de "canlı performans" olan şarkıları dinlemek istiyoruz, işte bu etiketleme sayesinde 3 tıkla bunu yapabileceğiz. Ayrıca şarkıların piyasaya sürüldükleri tarihleri (200ler, 80ler, 60lar vs.) takip edip gene istediğimiz "zaman diliminden" istediğimiz şarkıları anında bulabiliyoruz. Bunun dışında o an çalan şarkıyı söyleyen grup/kişi hakkındaki wikipedia bilgilerini şarkı çalarken anında görebiliyor, youtube videolarını izleyebiliyor ve şarkının sözlerini görüntüleyebiliyoruz.

Umarım bu istediğim özellikler Banshee'nin ileriki sürümlerinde bu özellikler eklenir. Bu arada yeni dizaynı ingilizce olarak hazırladım çünkü Banshee geliştiricileri ile ortak konuşabildiğimiz dil ingilizce ve belki bu çalışmayı görünce yeni dizaynı uygulamak isteyebilirler. Resimlerin üzerine tıklayarak büyük hallerini görebilirsiniz.

Banshee geliştirme genel:

Banshee Last FM data çekimi:

Banshee Wikipedia data çekimi:

Banshee Youtube data çekimi:

Banshee şarkı sözleri data çekimi:

13 Mart 2009

Engelleri Kaldır

Türkiye'de bulunan 8.5 milyon kayıtlı engelli için (bu rakam Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 8.5 - 9'una tekabül ediyor) internet üzerinde bir farkındalık projesi oluşturulmuş.

"Kalbini engelleme, engelleri kaldır!" sloganını kullanan projeyi Rodin Alper Bingöl üniversite tez projesi olarak başlatmış. Şu anda Engelsizler Derneği adıyla dernekleşmiş bu projenin hedefleri;

Türkiye’nin unutulan gerçeği engellileri, eğitmek, bilgi teknolojilerine hakimiyetlerini sağlamak, iletişim becerilerini geliştirmek, eğitim ve bilgiye dayalı eşitsizliği lehlerine çevirerek iş gücüne katılım oranlarını artırmak, birbirleriyle iletişime gecerek site üzerinden seslerini duyurmalarına yardımcı olmak, firmaların engellilere site üzerinden kampanyalarla ulaşımını sağlayarak engellilerin toplu katılımlarını sağlamak
olarak belirtilmiş.

Proje için hazırlanan videoyu aşağıda izleyebilirsiniz.



Umarım bu proje amaçlarına ulaşır ve Türkiye'de bu tür sosyal farkındalık ve yardım projeleri daha da artar.