23 Ekim 2006

Yeni kuresel dinimiz: gormezlikten gelmek

Kusak olarak belki de en hizli gelisen, kuresellesen bir dunyaya taniklik ediyoruz. Teknolojik yenilikler, bilgi patlamasi, dunyanin her tarafindan insanlarin bir arada birlikte yasamasi, dinamik ve hizli metropol yasamlari... Peki uzerindeki bu kadar cok etkilesimi insanoglu nasil karsiliyor, nasil basa cikiyor? Hepsini sentezleyip tartisip bir cozum bulmaya calisarak mi, birbirlerini dinleyip anlamaya calisarak mi?
Hayir... Cogu seyi gormezden gelerek.
Peki neden gormezden geliriz? Gormezden gelmek neden daha kolay geliyor?

Muhtemelen cogumuz uzun saatler ders calistiktan sonra "kafam artik daha fazla almiyor, dinlenmem ya da kafami dagitmam lazim" demisizdir, beynimiz her ne kadar etkilesime acik olsa da cok fazla etkilesim sonucu kendini dinlenmeye alir ve odaklanma gerektiren kosullardan kaciniriz. Bu bir bakima beynimizin kendini koruma mekanizmasidir. Gunumuzde beynimizin etkilesimine acik o kadar cok etken var ki bu yuzden insanlar bu etkenleri kendi bireysel ihtiyaclarina gore onem sirasina sokma geregi duymaktadirlar. Peki nedir bu siralamada oncelik kazanan degerler ve neden oncelik kazaniyorlar?

Maslow'un ihtiyaclar hiyerarsisine bakarsak
  1. Biyolojik ihtiyaclar; (yemek-uyku vs) Ornek vermek gerekirse ben acken birisi bana kuresel isinmadan bahsetse her ne kadar hak versem de bu konuda aktif olamam, once kendi fiziksel ihtiyaclarim on sirada gelir.
  2. Guvenlik; Irak'ta sokakta her an teror tehlikesiyle dolasan biri icinde kuresel isinma cok dusuk bir onem tasiyacaktir.
  3. Sevgi/aitlik hissi, her insanin ilgiye ve aitlik hissine ihtiyaci vardir ama ne yazik ki gunumuzde modern toplumlarda bu hissin yerini seks ile doldurmaya calisiyorlar. Seks daha kolay elde edilebildigi ve sevgi kadar ugras gerektirmedigi icin gunumuz hizli ve bencil yasam kosullarinda daha one cikmaktadir. Kisa donemde aradaki fark pek anlasilmasa da uzun surede insanin ihtiyaci olan aitlik hissini karsilayamamakta ve bu sebeple insanlarin kendilerine guvenlerini kirmaktadir. Daha detayli irdelemek isterseniz bu yazi dizimi okuyabilirsiniz.
  4. Statu ve kendine guven; bu kosulun olusmasi icin kisinin cevresinde saygi kazanmasi gerekir. Gunumuzde ne yazik ki bu saygi cogu zaman kisinin kazandigi para ile olculmektedir ve bunun sonucu olarak yasadisi islerde calisan insanlar bile cevrelerinden saygi gormektedir.
  5. Farkina varma; bu asamaya ulasabilmis bir birey dunyanin gerceklerinden haberdardir, bu asamadaki insanlar gormezden gelmek yerine yaratici cozumler uretip bunlari sonuclandirmaya calisir.
Bu yaziyi okuyan cogu kisi muhtemelen ilk iki siradaki ihtiyaclarini karsilamistir. Iste insanlar bu hiyerarside yukseldikce bireysellikten siyrilabiliyorlar ve toplumsal ogelere odaklanabiliyorlar, ya da en azindan isteseler odaklanabilirler.

Peki bunun disinda gormezlikten gelmemizi saglayan ne gibi sebepler olabilir? Oncelikle dusunce ozgurlugu ile herkes kendi dusuncelerinden bahsetmeye ve yaymaya basladi, dogru ya da yanlis olsa da bu dusunceler bir sekilde etrafimizda ve bu sebeple cevremizdeki etkilesimi arttirmakta. Bence bir insanin dusuncelerini tam olarak anlayabilmek icin oncelikle dogru ve acik iletisim kurabilmeli ve daha sonra da o insana empati gosterebilip onun bu dusunceleri nasil ve ne sebeple dusundugunu anlamaliyiz.

Iletisim olanaklarimiz son donemde teknoloji sayesinde her ne kadar artmis gibi gozukse de bence "hizli iletisim kusagi"nin iletisim konusunda buyuk sorunlar yasadigini dusunuyorum, cogu iletisim araci (cep telefonlarindan internete) yuzyuze yapilan icten ve uzun bir sohbetin yerini tutmaktan cok uzak ve bir sekilde iletisimlerimiz belirli kisa zaman dilimleri ile sinirlandiriliyor. Bu da zaten yuzyuze bile zor kurulan acik iletisimimizi daha da zorlastiriyor.

Bir insanla empati kurabilmek buyuk zaman ve gozlem gerektirir ama bu yuzyilda etrafimizda etkilenebilecek o kadar dusunce ve ses var ki hepsi ile empati kurabilmemiz neredeyse imkansiz. Ayrica yasadigimiz yuzyilda ilgi odaklanmamiz o kadar kisa zaman dilimlerine bolunmus ki, bir olguyu ya da kisiyi anlamak icin ona ayirabilcegimiz zaman cok kisitli. Bu kadar kisa zaman ayirabilmemiz anlamaya calistigimiz kavram ve kisileri yuzeysellestirmekten ve genel kaliplara sikistirmaktan ote cok da bir ise yaramiyor aslinda. Iste bu yuzden sabretme ve empati kurabilme kavramlari yakin zamanda gecmise gomulebilir.

Bu bahsettigim nedenlerden dolayi modern insan icin en kolay yol etkilesimleri filtrelendirip gereksiz gorduklerimizi gormezden gelmek. Bunu farkinda olsak da olmasak da yapiyoruz aslinda. Peki bunun onune gecmek icin neler yapabiliriz?

Oncelikle kendi gelismemize onem vermeli, kendimizi tanimali ve ozguvenimizi kazanmaliyiz. Daha sonra kendi cevremizdeki olay ve kisileri objektif ve derinlemesine anlamaya odaklanmaliyiz ve bencillikten kurtulup sadece kendimize degil cevremizdekilere de onem vermeli ve cevremizdeki kisilerin de kendilerini gelistirmelerine yardimci olmaliyiz. Son olarak ise uzun soluklu dusunmeyi ve sabretmeyi ogrenmeliyiz, kosullar o an ne kadar umitsiz gorunse bile insanlara zaman tanimali ve onlara bir sans vermeliyiz. Kararlar alirken uzun vadeli dusunmeli ve cevremizdeki (dunyamizdaki) gelismelere acik olup onlari derinlemesine gozlemleyip sentezleyerek yapici ve kalici cozumler uretmeye odaklanmaliyiz.

2 yorum:

  1. Benden de bir ekleme, 5.aşamaya gelindiğinde artık toplum için "öteki" olmuşsundur.

    YanıtlaSil
  2. @kelebeginpullari: evet hak veriyorum, bu asamaya erisen insanlarin orani genel topluma gore cok az oldugundan toplum tarafindan anlasilamayabilir ve yabanci olarak nitelendirilebilirler.

    YanıtlaSil